DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ANILARLA YAŞATMAK

07.11.2017
1.147
A+
A-

 

Anılar, istesek de istemesek de bizi bırakmaz. Güzel ve mutlu anılar hep hatırlanır. Sevdiklerimizi anar, hele de kaybettiysek anılarıyla yaşar, yaşatırız.

Bu hafta, Ulu Önder Ata’mızın anılarından söz edilecek tüm yurtta, hayır, tüm dünyada çünkü O, dünya lideridir.

Artık onun için yas tutmuyor, anılarını ve her alanda yaptıklarını hatırlayarak onu yaşatıyoruz.

Bugün sözü Ata’mızı görme şansını yakalamış olan büyüklerimizin anlattığı, pek bilinmeyen anılarına bırakıyorum.

Vatanı ve milleti için canını feda eden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, onunla omuz omuza savaşan silah arkadaşlarını ve Mehmetçiklerimizi minnetle ve saygıyla anarım, ruhları şad olsun.

 

*Atatürk Şapka Devrimini Neden Kastamonu’da Yaptı? – Anı

Şapkayı Orada Giyeceğim!

1925 yılı Ağustos ayı başlarındayız. Atatürk’ü ziyarete Kastamonu’dan bir heyet gelmişti. Atatürk o gün bir çok heyeti kabul etmiş ve yorulduklarından, Halk Partisi Genel Sekreteri Saffet (Arıkan) Bey’e; “Diğer heyetleri benim adıma sen kabul et ve önemli gördüğün heyetleri ise İsmet Paşa’ya götür.” demişti.

Ancak Kastamonu heyeti geldiğinde nedense Saffet Bey, Atatürk’ü haberdar eder. Atatürk; “Bu heyeti ben Çankaya’da kabul edeceğim, yarın heyeti Çankaya’ya getir.” diye Saffet Bey’e direktif verir. Ertesi gün Atatürk, Kastamonu heyetini kabul ederek bir saate yakın heyet mensupları ile görüşür ve davetlerini hemen kabul eder. Atatürk; “Yakında Kastamonu’ya geleceğim, hemşehrilerime selâm söyleyiniz!..” diyerek heyeti uğurlar. Heyeti uğurladıktan sonra Saffet Bey’e; “Çocuğum, Kastamonu’ya gidiyorum, Şapkayı orada giyeceğim” der.

Saffet Bey, Atatürk’ün uzun süredir, kılık kıyafet ve şapka sorunu ile meşgul olduğunu, hatta bazı arkadaşlarına İstanbul’da Beyoğlu’nda şapka giydirerek özellikle gezdirdiğini ve bu halin sonuçlarını incelettiğini biliyordu. Atatürk, Saffet Bey’e; “Kastamonu’yu niçin seçtiğimi bilemezsin. Dur anlatayım: Tüm vilayetler beni tanırlar. Ya üniforma ile, yahut fesli, kalpaklı veya sivil elbise ile görmüşlerdir. Yalnız Kastamonu’ya gidemedim. İlk önce nasıl görürlerse öyle alışırlar, yadırgamazlar. Üstelik bu il halkının hemen hepsi asker ocağından geçmişlerdir. Saygılıdırlar, yumuşak başlıdırlar. Adları tutucu çıkmışsa da anlayışlıdırlar. Bunun için “Şapkayı orada giyeceğim(1)” demiştir.

(1) Nazmi EĞDİRİCİ, Atatürk’ün Kılık Kıyafet – Şapka Devrimi ve İnebolu, s.97

 

*Büyük Önder Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada anlatıyor:

“Bir gün Atatürk, tarihle ilgili bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt sorunu dururken devlet başkanının kendini kitaba vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum:

– Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma… 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?

Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu içten yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:

– Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım…”

 

* İnsana verdiği değer,

Yıl 1934… Dönemin ünlü kültür kurumlarından Halkevlerinin 2. Kuruluş Yıldönümü kutlanacaktır. Yeni atılımlara hazırlanan Halkevi yöneticilerinden Necip Ali ve Nafi Atuf Kansu ellerinde liste, Atatürk’ün karşısına çıktı. Listede nerelerde yeni Halkevi açılacağı yazılıydı.

İki yönetici, Halkevi açılacak kentlerin adını heyecan ve coşku içinde söylerken, sıra onların ne zaman açılacağına gelince, seslerini alçaltarak,

“Bilinen sebepler efendim… Bina ve para olanaklarımız çok az.” Diye zorluklara işaret ediyorlardı.

Atatürk, onları sonuna kadar dinledi. Konuşmaları bitince,

“Gerekli koşullar için yanlış yapıyorsunuz.”diyerek söze başladı ve devam ederek ekledi.

Yeni Halkevi açacağınız yerlerde, sürekli olarak cansız maddelerden söz ediyorsunuz. Bina diyorsunuz, olanaklar diyorsunuz…

Oysa bana adamdan söz etmeniz gerekir. Filan yerde Ali Bey var deyin. Onu bana tasvir edin. Eğer bu Ali Bey istenen adamsa binayı da, parayı da çevresine toplayacak kiyleyi de yaratır. Taşa toprağa değil, insana değer verin!”

Münir Hayri Egeli- Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar-1959, s 59

 

* Atatürk’e ABD’den gelen mektup ve Atatürk’ün cevabı,

Al Karanfili Severim!

Atatürk, Cumhurbaşkanıyken ABD’den bir mektup alır.

Mektubu yazan, “Ben bölgemin ileri gelenlerinden biriyim… Sizin çok büyük bir insan olduğunuzu biliyorum, eserinizin hayranıyım,” dedikten sonra bir istekte bulunur:

“Hangi çiçeği çok sevdiğinizi bana yazmak cömertliğinde bulunursanız, o çiçeğin en güzel cinsine, sizin adınızı vereceğim…”

Atatürk, mektubu yanıtlaması için, Genel Sekreteri Ruşen Eşref Ünaydın’ı çağırtıp ona şunu söyler:

“Nazik ilgisinden duygulandığımı ve gereken teşekkürü tarafımdan kendisine bildiriniz ve deyiniz ki ben en çok al karanfili severim.”

Anlatan: Ruşen Eşref Ünaydın, Der: Kemal Arıburnu, Atatürk, Ankara 1960, s.46

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
16 Haziran 2023
24 Ocak 2017
5 Eylül 2017
29 Kasım 2016
2 Haziran 2022
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.