DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

TÜRKİYE’DE TARIMIN DURUMU İÇ AÇICI DEĞİL

TÜRKİYE’DE TARIMIN DURUMU İÇ AÇICI DEĞİL

Başkan Çanakçı ülkemizin ve ilçemizin tarımı hakkında bilgi verdi

 

Gölcük Ziraat Odası Başkanı Bekir Çanakçı ile haftalık röportajımızı gerçekleştirdik. Çanakçı Türkiye ve Gölcük’te ki çiftçilerimizin sıkıntılarını dile getirerek nasıl çözüm yolları bulunması konusunda bilgiler verdi.

Bekir Çanakçı kimdir öncelikle kendinizi tanıtabilir misiniz?

1953 yılında Kırşehir’de dünyaya geldim. İLK, Orta ve Lise eğitimimim Kırşehir’de bitirdim. 1971 yılında Gölcük Tersanesi’nde iş başı yaptım. 1975 yılında askerlik vazifemi Ankara Etimesgut’ta yaptım. 1977yılında Gölcük Tersanesi’nde yeniden görevime başladım. Tersane döneminde sendikal görevlerde bulundum. Harb-İş Tüketim Kooperatifinin 12 yıl başkanlığını yaptım. o dönemlerde Harb-İş Kooperatifi Tersane işçilerinin alışveriş yapabildiği ve evinin tüm ihtiyacını tek çatı altında toplamış olan bir kooperatifti, Tersane işçileri ve aileleri tarafından oldukça tercih edilirdi. 2003 yılında Gölcük Tersanesi’nden emekli oldum ve Gölcük Ziraat Odası’nı kurdum. O günden beri de Gölcük Ziraat Odası’nın başkanı olarak görevime devam ediyorum. Evliyim, bir kızım ve 1 oğlum var. Ayrıca 4 tane torunum var.

Gölcük Ziraat Odası Başkanı görevine ne zaman başladınız, hedeflerinize ulaşabildiniz mi?

2003 yılında Gölcük’te olmayan şimdiye kadar kurulmamış olan Türkiye ziraat Odalar Birliği tarafından oda kurulması yönünde bir talep tarafıma iletildi. Bende bu görevi Gölcük’te bulunan 21 kişiden oluşan çiftçi kardeşlerimizle korucular kurulu olarak odamızı kurduk ve o günden beri görevimde aktif olarak devam ediyoruz. Gölcük Ziraat Odası olarak bu yola çıkarken tabi ki belli hedeflerimiz vardı. Bunun ilk kendimize ait bir mekanımız olması idi ve bu yıl itibariyle ulaşmış bulunmaktayız. Odamızın bir gayrimenkul’u bulunmamaktaydı. Şu anda oturduğumuz ofisi İzmit Milli Emlak Müdürlüğü’nden 8 taksit ile almış bulunmaktayız. Artık Gölcük çiftçisinin tapusu alınmış bir mekanı var. İlk hedefimiz buydu ve gerçekleştirdik. Bir diğer hedefim ise Kocaeli’nde İl Koordinasyon Başkanlığını yapmaktayım. Bu da bir diğer hedefimdi ve buna da ulaşmış bulunmaktayım.

Türkiye’de meyve ve sebzelerin durumu hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

Türkiye genelinde meyve ve sebze üretimi yeterinden fazla olmasına rağmen çiftçilerimiz emeklerinin karşılığı alamamaktadır. Emeğinin karşılığını alabilmesi için ihracatın arttırılması, bahçe ile pazar arasında ki farklılığın giderilmesi için kanunların çıkması gerekmektedir. 2 misal verecek olursak daha iyi anlaşılacaktır. Adana’da tarlada karpuzun fiyatı 30 kuruş iken pazar ve marketlerde 1,50- 2 liradan satılmaktadır. Yine bahçede mandalinanın kilosu 35-40 kuruş iken aynı şekilde pazar ve marketlerde 1,5- 2 liradan satılmaktadır. Bahçe ile market arasında 4 ile 5 kat fiyat farkı var. Bu fiyat farkını azaltacak önlemler mutlaka alınmalıdır. Gerekli yasal düzenlemeler mutlaka çıkarılmalıdır. Son yıllarda fındık  fiyatları Türkiye genelinde  2014 yılında 16-17 liraya satılırken fındık düşüş göstererek son 3 yılda 10 liranın altında satılmaktadır.  Bu da fındık çiftçisini perişan etmiştir. Eğer bu gidişe hükümetimiz önlem almazsa fındık fındık üretimi durma noktasına gelecektir. Devletimiz her zaman babalığını gösterip çiftçinin elinden maliyetinin üzerinde fiyatla ürettikleri ürünleri alması gerekir. Bir misal de besicilikten verecek olursak, hayvancılık ithal et politikaları ile yönetilmektedir. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Üretici desteklenmediği sürece, maliyet düşürülmediği sürece, Sırbistan’dan et, Kanada’dan kuru fasulye ve Bulgaristan’dan saman gelmesi ile bu çiftçiler kurtarılamaz.

Gölcük’te meyve ve sebzelerin durumu hakkında ki düşüncelerinin alabilir miyim?

Gölcüklü çiftçilerimiz genelde meyvecilik ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Gölcük’te meyvecilik bitme noktasına gelmek üzeredir. Bunun birinci nedeni ürettikleri ürünün karşılığını alamamaktadırlar. Bölgemizde en çok elma, armut ve şeftali yetişmektedir. Son 5-6 yıldır bu meyvelerin fiyatları hep aynıdır ama maliyetleri her yıl artarak devam etmektedir. Mazot fiyatı artmıştır, ilaç ve gübre fiyatı artmıştır. Bunun için üretici ürettiği meyvelerin karşılığını alamamaktadır. Son çare olarak çiftçilerimiz meyveciliği bırakmakta görüyor ve kıymetli arazilerini müteahhitlere vererek bina yapımına müsaade etmektedirler. Çiftçilerimizin ikinci uğraştıkları alan hayvancılık üzerine yoğunlaşmaktadırlar. Yem fiyatlarının pahalı oluşundan maliyetler devamlı artmaktadır. üretici hayvanlarını karkas olarak 25 TL’den kesim yaptırmaktadır. Bu fiyatta onları zarar ettirmektedir. Süt hayvancılığı yapan çiftçilerimiz süt fiyatlarının toplamda 1,40 liranın altında olduğundan emeklerinin karşılığını alamamaktadırlar. Bu nedenle sütçülerde uğraşmayı bırakma noktasına gelmişlerdir. Bir misal de buna verecek olursak Cafe ve çay bahçelerinde bir bardak çay 2 lira ama köylünün ürettiği 1 litre süt 1,40 liradan gitmektedir. Bunu kimse bize izah edemez. Bu gidişle köylerde kimse genç nüfusu tutamaz. Bu da Gölcük bölgemizin sıkıntısıdır.

Bu konuda önerileriniz var mı peki ?

Bu konuda bizim önerilerimiz tarım arazilerinin kesinlikle imara açılmaması. Meyve bahçeleri , fındık bahçeleri koruma altına alınmış olmalı, serbest bırakıldığı taktirde müteahhitler cazip fiyatlar vererek bahçe sahiplerini ikna edebiliyorlar. Ama zorlayıcı yasalar olursa bunun önüne geçilmiş olunur. Bir diğer önerimiz ise dünyada uygulanan çiftçilere ucuz mazot politikası mutlaka ülkemizde de uygulanmalıdır. Bu konuda Başbakanımız Binali Yıldırım’ın vermiş olduğu ” Deponun yarısı bizden, yarısı sizden” politikasını hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bu çiftçiler arasında büyük memnuniyet yaratacaktır. Gübre ve ilaç fiyatlarının mutlaka düşürülmesi gerekmektedir. hayvancılıkta yapılan destekler büyük başta hayvan başına 1000 lira, küçük başta 50 liraya çıkarılmalıdır. Bu yapılabilecek olan önlemler çiftçilerimize bir vcan suyu olabilir.

Gölcük’te köylü pazarı neden başarılı olmadı bu konuda nasıl bir çalışma yapılmalı?

Bölgemizde üreticini az olması ve ürettikleri ürünü istedikleri yerde satmalarından dolayı köylü pazarı fazla rağbet görmemiştir. Ürettikleri ürünleri satmak isteyen çiftçilerimiz köylü pazarına gelerek satmalarında hiçbir mani yoktur. Yeter ki üreticilerimiz ürünlerini köylü pazarına getirerek satışlarını yapabilirler. Bizim istediğimiz köylü pazarının devamlı canlı olması bizi memnun eder. Köşe başlarında dağınık olarak satış yapan üreticilerimiz bir arada olarak daha güzel satış yapacağına kanaatimiz var. Parça parça ürün aramak yerine tüketiciler bir yere giderek istediğini bulması açısından daha çok müşteri ayağının olacağı ve bu işten hem üretici hem de tüketici kazançlı çıkacağını düşünüyorum.

SONY DSC

SONY DSC

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.