DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ATATÜRK NİÇİN BÜYÜK DEVLET ADAMI?

18.12.2017
844
A+
A-

Türk tarihinin en önemli devlet adamlarından biri hiç şüphesiz Atatürk’tür. Sadece askeri bir deha ve komutan değil, siyasi fikir, çağdaş düşünce ve görüşleriyle de büyük bir devlet adamıdır. Büyük devlet adamlarının en önemli özelliği milletini iyi tanıması, dünyayı iyi kavraması ve atacağı adımları da ona göre belirlemesidir. Bugün yaşadığımız ülkede bizleri cumhuriyetle bütünleştiren Gazi’nin o günlerde söylediklerinin nasıl yerinde olduğu ileriyi nasıl gördüğü, açık seçik ortadadır. Temel düsturunu “Yurtta barış dünyada barış” üzerine kuran Atatürk’ün, tüm dünyaya vermek istediği mesaj barış için güçlü olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıllardır üzerine oynanan kirli oyunları birlik ve beraberlik içerisinde kalarak bozmuş, 1915’teki 18 Mart Çanakkale ruhunu yaşamaya devam ettiği sürece de yedi düvel dahi üzerimize gelse, Türkiye’nin dimdik ayakta kalacağını söyleyebilirim. Bizim coğrafyamız binlerce yıllık tarihe sahip, nice medeniyetlerin gelip geçtiği, nice devletlerin tarihe karıştığı kanlı ve acı bir coğrafyadır. Türkiye gibi Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan, bir tarafında Kafkaslar, diğer tarafında Ortadoğu’nun olduğu merkez bir ülkedir. Binlerce yıldır, bu bölgeyi sürekli karıştırarak, emperyalist oyunların peşinde olanlar biliyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Gazi Mustafa Kemal’in duygu ve düşüncelerindeki ülke olmaya devam ettiği sürece, cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır. Dün on milyon olan nüfusumuz bugün, seksen milyonun üzerine çıktığında doğal olarak büyüyen Türkiye’nin kendileri için her zaman bir tehdit ve tehlike olacağını düşünen emperyalistler aslında Türkiye odaklı ama etrafımızdaki devletleri işin içine katarak kavga ve kaos çıkarmanın peşindeler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk; çalış, övün ve güven” sözü boşuna değildir. Biliyoruz ki çok çalışmak, çok üretmek, çağdaş toplumları böyle yakalayarak geçmek zorundayız. Bu coğrafya başka türlüsünü kaldırmaz. En küçük bir zafiyet, bizleri kötü durumlara düşüreceği gibi, ülkemiz üzerinde oyun oynayan karanlık güçlerin de işine gelir. Başta askeri alanda olmak üzere, tüm kanallarda kendimize yetecek ve bu kaynakları ihracatla ülkemize güçlü bir gelir sağladığımızda Türkiye sadece bölgenin değil, tüm dünyanın da huzur ve barış konusunda emniyet supabı olacaktır. Atatürk’ün siyasi alandaki tüm sözlerini ortaya koyun, askeri alanda yaptıklarını zaten tartışmaya dahi gerek yok. O halde bir büyük milletin bir büyük devlet adamının sözleriyle yoluna devam etmesi, onu iyi anlaması konusunda umarım hepimiz hem fikirizdir. Hatırlayın, Çanakkale Savaşından sonra, İngilizler şöyle demişti “Her yüzyılda bir dünyaya bir lider gelir, yaşadığımız yüzyılda maalesef bu Türklere nasip oldu” işte onun için Atatürk sadece eşsiz bir komutan değil, aynı zamanda büyük bir devlet adamıdır. İşte ben bu gerçekleri bildiğim için Atatürk’ü çok seviyor ve onun ilkeleriyle yaşamayı kendime şiar ediniyorum, tıpkı milyonların olduğu gibi.

ANADOLU

Anadolu Tarihteki bir çok medeniyetin beşiği olan Anadolu, çeşitli uygarlıklara yurt olmuş cennet bir ülkedir. Anadolu adının nereden geldiği sorulduğunda şöyle bir efsane anlatılmaktadır: Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca Köyü’nde geçer bu efsane. Taşoluğun önünde güzel bir çeşme vardır. İşte bu çeşme efsanenin ana kaynağıdır. Asırlar önce çeşmenin bulunduğu yerler hayli ıssızdır. 15. yy. da bir Türkmen subayı, ordusunun önünde seferden dönmektedir. Ordusu o kadar yol kat etmiş ama su bulamamıştır. Bitkin haldeki askerlerin susuzluktan dudakları kavrulmuş, neredeyse ölmek üzeredirler. Koca ordu nice zaferler kazanmış, bayrağını yere değdirmemiş, başı dik ordu neredeyse susuzluğa yenilmek üzere. Ümitler kaybolmak üzere iken, bir Türkmen kadını belirir uzaktan. Elinde kocaman bir ayran bakracı. Önüne çıkan askerlere elindeki tası doldurur verir. Kimisinin matarasına doldurur. Bütün askerlere ayran içirir, yine de ayranı bitmez. Kocaman orduda ayran vermediği asker kalmaz. Matarası dolu olan askerlere bir daha seslenir; “Oğlum uzat mataranı doldurayım,” diye. “Ana doludur,” derse de askerler.

“Ana doludur.”

“Ana doludur.”

Ana dolu, diye cevap veren askerler mataralarında ayran dolu olduğunu belirtirler.

Böylece günümüzde yaşadığımız bu toprakların adı, o günden sonra Anadolu olarak anılmaya başlanır.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
13 Kasım 2018
13 Şubat 2024
27 Şubat 2018
11 Şubat 2022
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.