DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

SEN BUNLARI BİLİYOR MUSUN?

28.12.2017
721
A+
A-

“Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’nin geleceğini gençlere emanet etti, onlar bizim en kıymetli hazinemizdir. Peki kız çocukları eşofman giydi diye, abur cubur laflar eden o kafa neden aklını fikrini hep belden aşağı meselelere takar. Sen hiç çocuklara Ali Kuşçu’yu, Kaşgarlı Mahmut’u, Ahmet Yesevi’yi, Mevlana’yı, Piri Reis’i, İbni Sina’yı, okuyun ve anlayın dedin mi? Dediğin çarpık zihniyetini eşofman üzerinden kızlarımızı hedef almak. Bak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Mekke için ne söylemiş. Zağnos Paşa Camii’nde verdiği Cuma Hutbesinde neler demiş, hiç bunları anlattın mı? Üstelik beden eğitimi de değil, felsefe öğretmenisin, sana öğretmen demek dahi bana göre caiz değilken bu neyin kafası? Hz. Peygamberin Rabbimden aldığı ilk vahiy “oku” ile başlarken, Hz. Ali “Bana bir kelime öğretenin bin yıl kulu kölesi olurum” derken, hedefi ilim ve irfan üzerine gösterirken, sen hangi kafayla kime hizmet ediyorsun? Hiç çocuklara çağdaş uygarlıklara doğru gidin, refah seviyesi yükselmiş ülkelerin durumuna gelin, bunun için çok çalışın diye nasihatte bulundun mu? Kimi meczuplar da Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saldırırlar. Ey zavallılar! Siz Gazinin getirdiği sistem özgürlük ve demokrasi anlayışı içerisinde bu lafları söylüyorsunuz. İşte 2018’e girerken Türkiye’nin bu manzaralarla karşılaşması köhnemiz zihniyetlerin hortlatılmak istenmesi aslında Cumhuriyete bir başkaldırıdır. Yılbaşı’yı ister kutlarsınız ister kutlamazsınız, bu kimseyi ilgilendirmez. Zaten yılbaşı için bir şeyler yapanlar da o bir Hristiyan adetidir diye yapmıyorlar. Çünkü Hristiyanların kutladığı Noel 26 Aralık’tır, 31 Aralık içinde bulunduğumuz yılın son günüdür. Ertesi gün de yeni bir yılın başlangıcıdır. Kimi gazinoya gider eğlenir, kimi evinde oturur çoluk çocuk yemek yer, kimileri de yeni bir yılda iyi şeyler dilemek adına dua eder. Bütün bunları dileyen dilediği gibi yapar. Kime ne, sana ne? Türkiye’nin onca sorunları varken, memleketi böylesine saçma sapan işlerle meşgul etmek Türkiye’mize ne sağlayacaktır? Onu da söyle de bilelim. Bizler gençlerimizi hem sevmek hem bağrımıza basmak hem de onlara örnek olmalıyız. Yarının Türkiye’sinde iş başında olacak gençlerimizi bir ve beraber tutmalıyız. Dolayısıyla adına öğretmen dediğiniz insanlar önce öğretmenliğin vasıflarını taşımalı. Bütün öğretmenleri bir kaç kişinin söylediği sözler üzerinden de tabi ki değerlendirecek değiliz, ama bu çürük elmalar da o güzelim camiadan ayıklanmalı.

Yol Kenarına Diken Eken Adam

Biri bir yolun kenarına dikenler ekti. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başladı. Gelip geçenler:

– “Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesinler.” demeye başladılar. Fakat adam bunları duyuyor fakat aldırmıyordu. Bir gün Allah’ın bir velisi ona:

– “Mutlaka bu dikenleri sök.” dedi.

Adam itiraz etmedi.

– “Evet mutlaka bir gün sökerim.” dedi.

Adam ha bire yarın yarın dedikçe dikenler büyüyüp kuvvetleniyordu.

Veli adama:

– “Ey vaadinde durmayan adam, sök şu dikenleri bu işi sürüncemede bırakma.” dedi.

Adam:

– “Babacığım, bir hayli gün var, bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka bu işi yapacağım.” dedi.

Allah’ın (c.c.) velisi bunun üzerine şu sözleri söyledi:

– “Sen, hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun, fakat şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor, dikenleri sökecek olan sen ise güç kuvvet kaybediyorsun, dikenler gün geçtikçe gençleşiyor sense ihtiyarlıyorsun.”

* Cömertlik, şehvetleri lezzetleri terk etmektir.

* Dağ vardır sesi iki misli aksettirir, dağ vardır sesi yüz misli aksettirir.

Taşıtması da cabası

Yaşlı kadın çok dindar biriymiş; her gün evinin önüne çıkar,

” Allah’ım, gönderdiğin nimetler için Sana şükürler olsun ” diye dua edermiş.

Ancak bu kadıncağızın inançsız bir komşusu varmış. Kadın sürekli ”Tanrı yok, Tanrı yok, boşuna böyle diyorsun diye alay edermiş.

Bir gün aklınca dindar kadıncağıza bir ders vermeye yeltenmiş.

Markete gidip enva-ı çeşit gıda maddesi, yiyecek ve tatlılardan alıp kocaman bir çuval içinde sabah erkenden kadının evinin önüne bırakmış.

Kadın kapısında ki çuvalı görünce sevinmiş ve her zaman olduğu gibi, ” Allah’ım, gönderdiğin nimetler için Sana şükürler olsun ” demiş. Tam o anda inançsız komşusu gizlendiği ağacın arkasından çıkıp,

”Tanrı yok, Tanrı yok, o yiyecekleri sana ben aldım” deyince yaşlı kadın istifini bozmadan devam etmiş:

” Yüce Allah’ım, Sana ne kadar şükretsem azdır, hem yiyecek göndermişsin, hem de parasını şeytana ödetmişsin. Taşıtması da cabası !..”

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.