DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

Sağ Bacağına Vur

28.03.2018
2.151
A+
A-

1984 olimpiyatları ve Judo final müsabakası. Minderde Mısırlı Judocu Muhammed Ali Rasvan ve rakibi Japon Yaşuhiro Yamashita. Müsabakalar sırasında Yamashita’nın sağ kasları yırtılmıştır ve finâl karşılaşmasına sakat olarak çıkar. Olayı hatırlamayanlar, bilmeyenler, bulup videosunu izlerlerse görürler.

Yamashita sol ayağıyla yürüyor, sağ ayağını resmen sürüklüyor peşinden…

Maç sırasında Muhammed Ali’nin antrenörü kenardan sürekli halde bağırır. ” Sağ bacağına oyna!”

Sağ bacağına vur !”

Hakikaten maçı izleyen herkes de görüyor ki, Muhammed’in rakibinin sağ ayağına bir defa vurması yetecekti. Fakat yapmadı.

Yenildi ve gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı.

Maçtan sonra etrafını saran bütün gazetecilerin sorusu aynıydı.

-“Niçin?.. , Niçin yapmadın?…”

Cevaben:

“Benim Din’im insana, yaralıya, hele de yaralı yerinden vurmayı yasaklıyor. Eğer o durumdayken bir de ben oradan yüklenip oraya vursaydım, sakat da kalabilirdi. Madalya için bunu o’na yapamazdım” der. Muhammed’in bu tavrı ayakta alkışlandı ve Uluslararası Fairplay Komitesi “1984 Fairplay Ödülüne” lâyık görüldü. Daha sonra gittiği Japonya’da da onu bir kral gibi karşıladılar.

Şimdi DİKKAT !

O sene binlerce kişinin o’nun bu tavrından etkilenip, İslam’ı inceleyip Müslüman olduğu kayıtlara geçti!.. Muhammed, kimseye “Müslüman olun” dememiş, Müslüman olmaları için de bir çaba sarf etmemiş; sadece MÜSLÜMAN gibi davranmış ve bu da yetmişti.

“Müslüman kime denir?” sorusuna Hz. Peygamber’in (S.A.S.) cevabı gayet kısa ve özdür:

-Güzel ahlak sahibi olana denir.

Hemen ardından gelen “peki güzel ahlaklı olmak ne demektir?” sorusuna ise cevabı:

“İşlediği her amelinden, kimseye bir zararı olmayan, olsa olsa yarar sağlayan insandır.”

Yani diyebiliriz ki; Müslüman “Hayırlı” kimsedir.

“İslam’ı öyle sağ canlı ve diri yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.”

 

BENİ KURTARIN

Bir süre önce hastanede hemşire pozisyonu için ilan çıktık. Tek şartımız, asgari ön lisans mezunu olmaları. İlk aşamadan geçen bir kızımız hanım hanımcık geldi görüşmeye. Tam kızı davet edeceğim yanında annesi de var. Dedim hoş geldiniz.

– Ay müdür bey bende katılabilir miyim görüşmeye

– Hanfendiciğim kızınız reşit ve kendisi çalışacak prensip olarak yalnız görüşmeyi uygun buluyoruz.

– Müdür bey oğlum, kızım çok heyecanlı bir müsaade etseniz bende oturuversem köşede ?

Baktım kız sıkılıyor bozarıyor ortam gerilecek hadi dedim girsin. İlk hoş beşi geçtik tam detaya gireceğiz tak valide hanım atladı;

– Müdürüm bak kızım diye söylemiyorum melek gibidir.

– Tamam hanımefendiciğim.

– Ağzı vardır dili yoktur kızımın.

– Muhakkak hanımefendiciğim

Kızcağız bu arada fenalık geçirmek üzere. Ara sıra anne bir sussan falan diyor ama nafile bir çaba. Valide hanım almış gazı gidiyor. Ben zaten olayı bıraktım valide hanım bir 15 dakikalık methiye dizdi. Kızın hakikaten ağzı var ama dilini sanırım annesi yemiş. Sonra dedim ki ;

– Bir siz dışarıda soluklanın biz kızımızla maddi konuları konuşalım diyerek aldık dışarıya.

Kız bana baktı aynen şunu dedi;

– Kurtarın beni bedavaya 7/24 çalışmaya razıyım.

(Alıntıdır.)

 

Korkak Fare

Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri; fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki;

‘Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.’

Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda söyle diyor:

‘İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, yaşının kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. orhan Temiz dedi ki:

    Ağzına sağlık çok beğendim.