DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ANNELERİMİZ

11.05.2018
1.071
A+
A-

ANNELERİMİZ

Pembe Gözlük

Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle, pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başladığında, işler değişti. Arkadaşları, onun hiç de güzel olmadığını, hatta çirkin bile sayılacağını söylemekteydi.

Küçük kız, ilk önceleri onlara inanmadı. Çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama birkaç yıl içinde gerçeklerle yüzleşti. Annesinin bir bebeğe benzettiği yüzü, çiçek bozuğu bir cilde sahip olduğu için, yaşlı bir insan yüzünü andırıyordu. “Badem” dediği gözleri ise şaşıydı. Boyunun da bir serviyle ilgisi yoktu. Demek ki annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.

Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre içinde nefrete döndü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen, yüzüne bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu.

Genç kız, doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü ve kendisini hala çocukluk yıllarındaki sözlerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp, evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı. Ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip, kızına bakmasına rica etti.

Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Artı karanlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. Yalancıydı annesi, öyle bile bir kayıp sayılmazdı.

Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler. Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat gün ışığını özlemişti. En azında kimseye yük olmazdı.

Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında, müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı. Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki sivilceler tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan burnu düzelmiş ve yaban otlarını andıran düz saçları, dalga dalga olmuştu. Boyu da her zamankinden uzundu.

Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:

– Sanki yeniden dünyaya geldim!. diye bağırdı.

Yüzümde hiç bir çirkinlik kalmamış. Estetik ameliyatımı siz mi yaptınız?

Yaşlı doktor:

– Hayır kızım!. diye gülümsedi. Annenin gözlerini taktık sadece. “Bana lazım değil” diye bağışlamıştı.

 

Çöp Tenekesi

Henüz çok gençken kocasını kaybetmiş, ondan kalan tek oğlunu yetiştirmek için dişini tırnağına takarak çalışmıştı. Onu kimseye muhtaç etmeden okutabilmekti arzusu. Bu hayallerle geçirdi günlerini. Gençti, güzeldi ama geri çevirmişti evlenme tekliflerini; oğlunu yaban ellere vermemek istiyordu. Başkalarına çamaşır yıkadı, temizlik yaptı, oğlunu hiçbir şeye muhtaç etmedi. Oğlu okuyacaktı, mesleğini eline alınca artık kalan ömrünü yavrusunun yanında geçirecekti. Bu hayallerle geçti yıllar, bu hayalle bitti yıllar…

Nihayet oğlu hukuk okudu, hâkimlik görevine başladı. Anne sevincinden yere göğe sığmıyordu. Sıra oğluna layık kız bulmaya geldi, bunu da bulunca artık gözleri arkasında kalmayacaktı. Tam istediği gibi bir kız buldu. Dışını görüyor, içinden haberi yoktu. Seviyordu gelinini öz evladı gibi. Bir an önce düğün olsun istiyordu. Sanki kendi evlenecekti. Bir an önce taşınmak istiyordu yeni evlerine; artık bir köşeye oturup torunlarını sevecek, geçmiş onun için tatlı bir hatıra olacaktı. Nikah gününe 1 ay kalmıştı, damat gelini alarak yeni evlerine yerleşecek, eşyaların yerlerini ayarlayıp ölçülerini alacaklardı. Bütün eşyaların yerleri ayarlanmış, tek tek güzel bir görüntü kazandırılmıştı.

Bu sırada gelin kız nişanlısına dönerek “Cihan! Böyle güzel oldu ama şu Çöp Tenekesini nereye koyacağız?”

Şaşırdı genç adam , hayret dolu sesle” Koskoca evde bir çöp tenekesini koyacak yer bulamıyor musun?”

Tezgahın altına koy! “Yok yok hiç olur mu” ” balkona koyarsın? “Oraya da hiç uymaz” Yahu çöp tenekesini koyacak yer bulamıyor musun?” “Onu demiyorum canım ANNENİ diyorum ANNENİ!”

Genç kızın ağzından çıkan cümleler genç adamın kalbine işlemiş, beynini döndürmüştü. Varlığında baş tacı olan annesi, Kendisi için el kapılarında çalışan annesi demek bir çöp tenekesi yerine koyuyordu. Demek Annesi çöp tenekesiydi. O çile kâr o fedakar kadını, canı gibi sevdiği annesini koyacak yer bulamıyordu hayat arkadaşı olan kızda, anasına çöp tenekesi diyordu!

Tek kelime konuşmadı, eve dönünce de bir şeyden bahsetmedi; zavallı anne gelinin kendisi hakkında düşündüklerinden habersiz nasıl olduğunu soruyordu durmadan, onu övüyordu. Acı acı güldü bu durum karşısında genç adam.

Nihayet nikah günü gelmişti. Bütün hazırlıklar bitmiş, arabalar dairenin yolunu mekan tutmuşlardı. Salon ağzına kadar doluydu. Dışarıya taşan davetli kulesinde heyecan kol geziyordu, yeni evlileri görebilmek için.

Ve memur geline sordu: “Kızım ! Ahmet oğlu Cihan’ı zevceliğe kabul ediyor musun?” “Evet” “Peki oğlum sen Zeynep kızı Zeliha’yı zevceliğe kabul ediyor musun?” “Hayııırr. Etmiyorum”

Salonu ayağa kaldırdı bu ses. Gözlerinde hayret ifadesiyle herkes şok geçirmiş gibi erkeğe, Cihan’a bakıyorlardı. Memur şaşırmıştı: “Peki şimdiye kadar neredeydin” “Efendim! Babam beni küçük yaşlarda bırakıp vefat etti.

Annem dışarılarda çalışarak gençliğini bana harcadı ,çalıştı ve çabaladı. Giymedi giydirdi, yemedi yedirdi. Beni büyüttü okutup adam etti. Annem benim yanımda oturacak, rahat edeceği zaman bu gördüğünüz gelin hanım annemi bir çöp tenekesi yerine koyarak evde onu koyacak yer bulamıyor. Annemi bir çöp tenekesi olarak görüyor ve istemiyor. Benim annemi istemeyen, ona o şekilde muamele yapan kadını bende istemiyorum. Varsa annesine çöp tenekesi dedirtecek, buyursun gelini alsın!” Yerinden kalkarak annesini aldı, hayret ve gözyaşları içerisinde salondan ayrıldı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.