DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C
Reklam

İSLAM’A GÖRE TÜRKLÜK VE MİLLİYETÇİLİK

İSLAM’A  GÖRE   TÜRKLÜK  VE  MİLLİYETÇİLİK

İSLAM’A  GÖRE   TÜRKLÜK  VE  MİLLİYETÇİLİK

70’li yıllarda  Türk Milletinin arasına tefrika sokmaya çalışanlar “Türk müsün,Müslüman- mısın?” Diyerek  milletimizin arasına fitne tohumu saçanlar, geçmişteki  çürük zihniyetin bugün iki ayrı siyasi fırkaya bölünmüş temsilcileri olarak karşımıza çıkmışlardır.

Neden Müslüman Türk olunamıyor, neden Müslüman Türk’üm dendiğinde rahatsız

Olunuyor !…İslam’ın emri de olan, milletleşme gerçeğine rağmen,Müslüman Türk kimliğine neden tahammül edemiyorlar.Bu tutumu anlamak bir türlü mümkün olmuyor.

Bugün “Ne mutlu Türk’üm” özdeyişinden rahatsız olanlar,Türk Milletini 36 ayrı etnik zümreden ibaret görenler,Türklüğü bir alt kimlik olarak niteleyenler,aynı düşünce ikliminin temsilcisi olarak hezeyanlarını kusmaya devam ediyorlar.Türk Milletinin içinde bulunduğu kaosun sorumluluğu ;İslamın milletleşmeyi emretmesine rağmen ısrarla millet gerçeğini  inkar eden bu gafillerdir.

Yüce Allah Hucurat  Suresi  13.Ayette “Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık, birbirinizi tanıyasınız diye milletlere ve kabilelere ayırdık. Arap’ın Acem’e, Acemin Arap’a üstünlüğü yoktur.En hayırlınız takva yolunda üstün olandır “diyor… Yine Errum Suresi 22.Ayette “O gökleri ve yeri yaratması,dillerinizin ve renklerinizin ayrı olmasında  anlayanlar için hikmetler vardır “diyor..

Furkan Suresi 54. Ayetinde de ”O öyle bir Allah’tır ki; sudan beşer yarattı ve onu soy sop yaptı Allah her şeye kadirdir “diye insanları uyarmaktadır.

İslam’ın millet gerçeğine bakışı bu kadar net ve anlaşılır olmasına,  aynı zamanda millet kavramının tarihi ve sosyolojik  bir gerçek olarak karşımıza çıkmasına rağmen, millet gerçeğini inkar etmek İslami inanca da  aykırı bir tutumdur.Bu tutumu sergileyenler millet olma vasfına ulaşmadan önce var olan kabilecilik ve etnik toplum sürecini öne çıkararak Türk Milletini ayrıştırmaktadırlar..Hem de referanslarının İslam olduğunu söyleyenler tarafından…

Millet gerçeği, İslami pratikte de uyulması gereken bir sosyal kural olarak karşımıza çıkmaktadır. Önce anne ve babaya, sonra hısım ve akrabaya, sonra eşe dosta yardımı emreden İslamiyet uygulamada da daima millet realitesini dikkate almıştır.

Bu bakımdan zekat, sadaka, fitre gibi dini yardımların önce yakın akrabalara sonra komşulara ve daha sonrada köy kasaba ve vilayetinde bulunan fakirlere verilmesi gerekir.

Kendi akrabanda ve kendi çevrende muhtaç insanlar varken, elindeki yardım ve  imkanları uzak yerlerdeki insanlara götürmek İslam’a göre mekruhtur. Bütün bu açık ifade ve uygulamalara  rağmen bazı aklı evvellerin insanın kendi kavim ve milletine duyduğu sevgi , saygı ve yardımlaşmayı “Irkçılık” addetmesini anlamak mümkün değildir. Yüce Peygamberimiz ırkçılığın ne olduğunu Hadisi Şeriflerinde açıkça belirtmiştir. İslam’da yasak olan asabiyettir. Bir gün ashaptan bir zat peygamber efendimize (sav) sorar;  << Kişinin kendi kavmini sevmesi asabiyetten midir? >>  Peygamberimiz bu soruya cevaben  <<Hayır .. ! Asabiyet insanın zulüm etmekte olan kavmine yardım etmesidir >> diye buyurmuştur.

Görüldüğü gibi bazılarının iddia ettiği gibi, insanın kendi milletini sevmesi ve onun mutluluğu için mücadele etmesi yasak değil..! Aksine İslam’ın emir ve teşviklerindendir. Yasak olan başka milletlerin ve başkalarının haklarına riayet etmemektir.

.Bu bakımdan Türk Milliyetçiliği başkalarına uşak olmayı da , başka milletleri  uşak olarak kullanmayı  da  reddeden ,dünya üzerinde sömürü ve adaletsizliği kaldırmayı benimseyen bir temel üzerinde yükselmiştir.

Bu çıplak gerçeğe rağmen inanç ve görüşlerini adeta bir gömlek çıkarır gibi kolayca değiştirip hizmetçi önlüğü takanlar, kendi zilletlerini örtmenin gayreti ile sağa sola çamur atmaya  Türk milliyetçiliğini Müslümanların vicdanında beyhude yere mahkum etmeye çabalamaktadırlar.            Ayrıca müfessirlerce ,Kur’ an-ı  Kerimin  Maide  suresi 54, Tevbe Suresi 39,Muhammed Suresi 40; Fetih  Suresi 16 ve  Maariç Suresi 40-41. Ayetleri İnzar (tehdit) Ayetleri olarak adlandırılmaktadır.

Bu Ayetlerde , Yüce Allah  Arap Kavmine  İhtarda bulunmakta İslam’ı  temsil etme şerefini

Başka bir kavme  vereceğini  açıkça bildirmektedir..  Müçtehitler Kur’an-ı Kerimde  kastedilen müjdelenmiş kavmin Türk milleti olduğunu kabul  etmektedirler. Bu  kanaatlerinin en büyük  delili  ise Türk-İslam Tarihidir.. Yüce Yaratan, Maide suresi 54. ayette “ Ey iman edenler içinizden kim dininden dönerse Allah  müminlere  karşı alçak gönüllü kafirlere karşı onurlu ve zorlu kendisinin onları  seveceği onların da kendisini seveceği bir kavim getirir  ki, onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın öyle bir inayetidir ki kime isterse ona verir. Allahın inayeti bol, ilmi sonsuzdur.” Derken ,  FETH Suresi 16. Ayette de  bu kavmin ırki özelliğine dikkatleri çekmektedir.  “Araplarla karşılaşacak  kahramanlık vasfı ile tanınan bu kavmin önce savaşıp sonra Müslüman  olacağı “ adı geçen ayette  belirtilmiştir. İşte kahramanlığı ile mümeyyiz olan bu millet , tarihen de sabit olduğu gibi Türk  Milletinden başkası  olamaz. Peygamber efendimizin Türkler hakkında söylediği  hadislerinin yanı sıra, İslam tarihinin  iki  büyük hadisesi de  bu hükmün en kuvvetli delillerindendir.

1.Hadise  24.Ocak.1058  tarihinde , Abbasi  Halifesi El-kaim bi-Emr-İllah’ın Bağdat’ta yapılan bir törenle  İslam alemi üzerindeki bütün cismani hakimiyetini Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey’e devrederek onu “ Sultan’ül İslam” ilan etmesidir .Böylece İslam dünyasının maddi hakimiyeti Türk Milletinin eline geçmiştir.

2.Hadise ise; 15 Şubat.1517 senesinde Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi ile gerçekleşmiş.            Hilafet makamı da Türklerin eline geçerek hem cismani hem de ruhani  hakimiyet Türk Milletinin elinde toplanmıştır

Kim ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu  mucizevi  ayetler Türklük ile İslamiyet’in arasına kimsenin tefrika sokamayacağının en açık teminatıdır. Gerek bahsi geçen Ayetler, gerekse peygamberimizin Türklerle ilgili hadisi şerifleri, İslami  uygulamalar  ve tarihi olaylar bize; Türklük ile İslamiyet’in birbirinden ayrı değil  aksine birlikte düşünülmesinin  ilahi ve tarihi bir sorumluluk olduğunu göstermektedir. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin,”Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince Türk akla gelmektedir.” Bu bakımdan İslam dünyasını sömürgeleştirmek isteyen emperyalizmin en büyük hedefi Türk Milleti ve Onun değerleri olmuştur.. Onun için ekonomimizi, yer altı ve yerüstü zenginliklerimizi uluslar arası sermayeye peşkeş çeken, milli ve manevi değerlerimiz yerine batının normları ve ahlakını  hakim kılan, dinler arası diyalog ve  İbrahimi dinler   diye misyonerlere uygun çalışma ortamını sağlayan, kısaca Türk Milletini  hedef alan bu çarpık zihniyet  milletimizin vicdanında mahkum edilmedikçe,Türk Milleti rahat ve huzura  kavuşamayacaktır.Biz İYİ Parti  olarak, oynanan çirkin oyunun aktörlerine ve piyonlarına işbirlikçileri ve çıkar çevrelerine dur demeye  devam edeceğiz.

NE MUTLU TÜRK’ÜM  DİYENE!

İSMAİL EROĞLU

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.