DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

İSMAİL BAL ANLATIYOR

İSMAİL BAL ANLATIYOR

Nerede o eski Ramazanlar?

İSMAİL BAL ANLATIYOR

Nerede o eski Ramazanlar köşemizde bu gün doğma büyüme İhsaniye’li olan İsmail Bal ile yaptık. İsmail Bal eski Ramazanlar anlatırken, “ O günlerde bir huzur ve tatlı bir telaş vardı dedi.

Bal, “İftar yaklaşınca gözümüz minarede hocanın ezan okumasını beklerdik”

Eski Ramazanları anlatan İsmail Bal, “ Benim çocukluğumda Ramazan Ayı yaklaşınca tatlı bir telaş olurdu. Annem köydeki diğer kadınlar ile bir araya gelir ve Ramazan için yufkalar açılır iftarda yemek için tatlılar yapılırdı. İftara misafirler çağırılacağı için bütün ev baştan aşağı temizlenirdi. Ben oruç tutmaya 14 yaşında başladım ve ilk oruç tuttuğum sene Ramazan Ayı kışa denk gelmişti. Sahurlarda köyde Ramazan Davulcumuz vardı ve her evin önünde durur o evin sahibinin ismini söyleyerek sahura uyandırırdı. Bizim evin önüne geldiği zaman İsmail diye bağırarak bizi uyandırırdı. Annem bizden önce kalkar ve önceden hazırlamış oldukları yufkalar ile börekler yapar, sofrayı hazırlar ve bizi uyandırırdı. Kardeşlerim ve babam ile birlikte kalkar ve sahurumuzu yapardık. Ben sahurda litrelerce su içer öyle yatardım. Ramazan Ayı bizim dinlenme ayımızdı. Kış olduğu için tarlada işimiz olmazdı ve dinlenerek geçirirdik. İftar yaklaşınca gözümüz minarede hocanın ezan okumasını beklerdik. Hoca ezanı okuması ile birlikte hep birlikte orucumuzu açardık” dedi.

“Ramazan bayramı yaklaşınca evde yeniden tatlı bir heyecan başlardı”

İftar sofralarını  her zaman kalabalık olduğunu ifade eden Bal, “Ramazan’da misafir bereket demektir. Bu nedenle iftar sofralarımız hep kalabalık olurdu. Orucumuzu açtıktan sonra babamla beraber teravih namazını kılmak için camiye giderdik. Yatsı ezanı öncesi köy kahvesinde oturur muhabbet ederdik. Yatsı ezanının okunması ile camiye geçer ve teravih namazımızı kılardık. Namazımızı kıldıktan sonra yine köy kahvesinde biraz oturur muhabbet eder ve sonra evlerimize giderdik. Ramazan bayramı yaklaşınca evde yeniden tatlı bir heyecan başlardı. Annem ablamlar la birlikte bayram temizliği yaparlardı ve bizi evde istemezlerdi. Bizde köy meydanında arkadaşlar ile oyun oynayarak zaman geçirirdik. Bizim zamanımızda babamız ne alırsa bayramda onu giyerdik. Babam bayramlıklarımızı alırdı ve annem onları bir güzel hazırlayıp bizlere verirdi. Bizde bayram sabahı giymek için bayramlıklarımızı baş ucumuza koyar ve bayram sabahı giymenin hayali ile uykuya dalardık” dedi.

“Bayram boyunca köyün meydanında salıncak kurulurdu ve biz topladığımız bayram harçlıkları ile salıncağa binerdik”

Ramazan kadar eski bayramlarında çok renkli geçtiğini ifade eden Bal, “Bayram sabahı babam ile bayram namazını kılmak için camiye giderdik. Namaz çıkışı bayram harçlıklarımızı toplamak için köyün bütün büyüklerinin ellerini öperdik. Bizim köyün erkekleri biraz cimriydi ama verdikleri o para bile bizi mutlu ederdi. Bayram boyunca köyün meydanında salıncak kurulurdu ve biz topladığımız bayram harçlıkları ile salıncağa binerdik ve sinemaya giderdik. Yani bayram bitene kadar dışarıda olur ve eğlenirdik. Şimdi düşününce o günleri gerçekten özlediğimi anladım” dedi.

SONY DSC

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.