DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

İLÇE BAŞKANLARI NE KADAR GÖLCÜKLÜ

16.07.2018
1.479
A+
A-

Aslında tabi ki hepsi Gölcüklü, lakin Gölcüklü olmak bir takım meziyetleri de beraberinde getiriyor. Eve lazım olan camiye haramdır misali, bir tavır takındıklarında hepimiz onları alkışlarız. İşte size örnek, yıllardır Gölcük Tersanesine personel alınır. Burada tüm ilçe başkanları bir araya gelip kiminle görüşeceklerse ona giderler ve şunu neden demezler; “Biz tersane gibi çok önemli bir kurumda çalışanların Donanma kenti Gölcük kültüründen olmasını istiyoruz, dolayısıyla öncelik bu yörenin gençlerine verilmeli.” Peki bunu ne zaman yaptılar? Bizde Gölcüklü adına soralım, neden yapmadılar? Bana Gölcük’ün evlatlarından kaç kişi gösterirsiniz ki ilçemiz dışında devlete ait çeşitli kurumlarda çalışıyor. Ama ben tersane ile ilgili size bir hikaye anlatayım. Deprem sonrası Savaş Paşa’yı makamında ziyaret etmiştim. Zaten sık sık bir araya gelirdik. Bana şöyle demişti, “Sağ olsun Gölcük’te oturan Gölcüklülerle tersaneyi yeniden aya kaldırdık.” Bu önemli. Çünkü onlar o tersanenin çok kıymetini bilen insanlar. Kıymetli insanlar. Mesela onların çocukları eğer tahsilleri de müsaitse, babalarının görevlerini pek ala deruhte edebilirler. Buraya dışarıdan insan getireceğinize koyun o işe alım şart namesine bir madde, deyin ki, en az 10 yıldan beri Gölcük’te oturuyor olmak. Eğer böyleyse o gençler zaten Donanma kenti Gölcük kültürüne adapte olmuşlar demektir. İşte siyaset onun için var. Öncelikle kendi yörenin işsiz gençlerine iş bulmak için var. Onların yolunu açmak için var. Onlar için bir araya gelip, Gölcük’ün hakkını Gölcüklülere teslim etmek var. Biz buraya gelip te sınava girenlere Türkiye’nin neresinden olursa olsun bir şey diyecek halimiz yok. Tabi ki onlar da bizim insanlarımız. Onlar da işinin aşının peşinde. Ama Gölcük’te, Başiskele’de, Karamürsel’de, İzmit’te, ilgili konularda okul mezunu olup ta işsiz gezen gençler varken, ben derim ki eve lazım olan camiye haramdır, siyasette onun için vardır.

Sorması Ayıp

Gecenin bir yarısı lahmacuncu tam kapanırken Temel telefon açmış,

-Abi 100 tane lahmacun var mı?

-Yok efendim valla kalmadı…

-Tamam kolay gelsin iyi geceler.

Adam tam gidecek Temel bir daha aramış…

Bir, iki, üç, dört….Arka arkaya tekrarlanmış aynı diyalog…

En sonunda adam dayanamamış lahmacunları yapmaya karar vermiş.100 tane lahmacunu hazırlamış ve telefonun çalmasını beklemiş. Kısa bir süre sonra telefon çalmış, arayan yine Temel.

-Abi 100 tane lahmacun var mı?

-Var efendim.

-Abi ayıptır sorması, bu saatte o kadar lahmacunu kime satacaksın?…

-??!!…

 

Şimdi o karpuzlardan iki tane var!

Büyük bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti.

Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi:

“Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!”

Tarlaya koyduğu uyarı levhasından sonra artık karpuzlarının çalınmayacağından emin bir şekilde eve geldi, deliksiz bir uyku çekti.

Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi.

Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu.

Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti:

“Şimdi o karpuzlardan iki tane var!”

 

Pijama

Adam işten çıkmadan önce karısını evden arar;

– Tatlım , patron bir kaç arkadaşıyla beraber komşu şehirdeki büyük gölde balık avlamaya gidecek, benim de gelmemi istiyor. Bu hafta sonunu orada geçireceğiz.

Bu benim terfi almam için iyi bir fırsat. Benim için yeteri kadar giysi ve olta takım çantamı hazırlar mısın? Direk ofisten çıkacağız ve geçerken evden çantaları alırım. Haaa, yeni ipek mavi pijamamı da koymayı unutma.

Karısı biraz işkillenir fakat kocasının istediklerini yapar. Hafta başında adam eve gelir, biraz yorgundur ama iyi gözükmektedir. Karısı onu karşılar ve çok balık tutup tutmadığını sorar.

Adam “Ha, evet epey balık tuttuk. . Fakat sana söylediğim pijamayı çantaya koymamışsın.”

Karısı “Oltanın bulunduğu takım çantasına koymuştum”.

 

Ayrılık Mektubu

Bir gün, bir kadın kocasına nereye gittiğini söylemeden terk ederse ne tepki vereceğini merak eder. Bu yüzden ona artık ondan yorulduğunu ve onunla yaşamak istemediğini haber veren bir mektup yazar. Ve daha sonra kendisi de yatağın altında saklanarak mektubu odadaki masanın üzerine bırakır.

Kocası eve geldiğinde mektubu görür ve okur. Ardından kendisi de bir şeyler yazmaya başlar ve şarkı söyleyip dans eder bir vaziyette kıyafetlerini değiştirir. Telefonunu eline alır, bir numarayı çevirir ve “Bebeğim, şimdi üzerimi değiştiriyorum birazdan yanına geleceğim. Diğer aptala sonunda onunla oyalandığım dank etmiş olacak ki bırakıp gitmiş. Onunla evlenerek çok büyük hata yapmıştım zaten, keşke seni daha önceden tanısaydım. Neyse birazdan görüşürüz tatlım!” dedikten sonra odadan dışarı çıkar.

Gözyaşları ve üzüntü içinde kadın yatağın altından çıkar ve kocasının mektuba yazdığını okumaya karar verir.

Mektubu eline aldığında şöyle yazmaktadır:

“Ayaklarını görüyorum şapşal, ben ekmek almaya gidiyorum.”..!

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.