DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

KONUŞABİLİYOR OLMANIN KIYMETİ

15.08.2018
1.573
A+
A-

Biliyorum, şimdi, “Nasıl yani?”, diyeceksiniz.

Eğer aile bireyleriyle ve çevrenizdekilerle konuşabiliyorsanız ne mutlu size. Tam da günümüzde konuşmak eski önemini kaybetmişken.

Gözlerinin içine baka baka konuşmak, yine aynı şekilde gözlerine bakarak dinlemek kaldı mı sizce?

Gözlerinin içine bakarak soru soruyorsunuz, ancak gözlerini göremiyorsunuz, gördüğünüz şey sadece göz kapakları. Cevabı alırken de hiç farklı değil.

Günümüz teknolojisi bizleri bu noktaya getirdi, haklısınız. Ancak bunu amacına uygun kullanmanın önemini bilirken, bizlerde çocuklar gibi bu amaçtan uzaklaşıyoruz. Hem de evde olumlu davranışlar yansıtan model anne baba olmak varken.

Artık nerede olursanız olun, her yerde ikili ya da üçlü, beşli gruplarda herkes kendi sanal âleminde var olma çabasında. Oysa konuşuyor olabilmek ne kadar da kıymetli. Konuşmakla birbirimizi anlamış, dinlemiş, dinlenilmiş olmanın huzurunu yaşamak varken..

Çocuklarımızla, sevdiklerimize konuşmak, buna zaman ayırabiliyor olmak ne güzel.  Hele hele eşler arasındaki konuşmalar ne kadar kıymetli.

Eşler olarak birbirimizi dinlemek ve olanı olduğu gibi kabul ederek her şeyi öğrenebilmek, ne büyük mutluluk. Gönlünü sevdiğine açmak, açılmış bir kalbin huzurunu güvenini yaşamak, kalbinin sesini duymak, duyurmanın mutluluğunu yaşamak, acısıyla tatlısıyla konuşabilmek, konuşan eşi dinlemek ne kadar değerli.

Oysa son yıllarda daha artarak yayılan yan yana olup, çok uzakta olan eşler modeli oldukça arttı diye düşünüyorum.

Akşam yemeğindeki kısır konuşmalar, kısa kısa verilen duygudan yoksun cevaplar, sonrasında aynı odada başlayan ya da aynı çatı altındaki uzaklıklar. Çünkü ailede her bireyin elinde dünya harikalarından (!) J biri var.

Günün nasıl geçtiğini önemseyerek eşleriyle paylaşan babaların sayısı çok mudur sizce?  Bunu başaran aileler var elbette, tebrik edilmeyi hak ediyorlar.

Hele hele bir ara, eşlerinizle aranızdaki konuşmaya çocuklarınızı da dahil edebiliyorsanız değmeyin keyfinize.  Hatırlarsınız, böyle karşılıklı konuşanları görünce “Allah muhabbetinizi artırsın” derler.

Ne kadar güzel bir dilek, karşı taraf için. Birbirinize sevginiz artsın, temennisi.

Konuşabilmenin kıymetini bilen aileler en mutlu olanlardır ki bu da çocuklarına yansır. Çünkü çocuklar anne babayı sohbet ederken gördüğünde kendini güvende hisseder ve o aile içindeki aitlik duygusu daha çok gelişir. Ve tabiî ki kadının mutluluğunu da unutmamak gerekir.

Sevgiyle kalın ……..

Eşim her gece ben uyuduktan sonra yataktan kalkıyordu, ne yaptığını çok merak ediyordum. Odanın kapısı kapalıydı ve sanırım birisiyle telefonda konuşuyordu. Konuşmalarını gizlice dinledim, anladığım kadarıyla bir erkekle konuşuyor ve beni aldatıyordu. Daha fazla dayanamazdım eşime boşanma davası açmaya karar verdim. İşte yaşanan olayın tüm detayları, U.Ç isimli kadın, her gece eşi uyuduktan sonra kalkıyor ve sesli olarak konuşuyor.

Kocası eşinin bu durumunu fark ediyor ve her gece uyurmuş gibi yapıp , eşi kalktığında onun kiminle ve ne konuştuğunu anlamaya çalışıyor. “Eşim beni hiç umursamıyor.  Akşama kadar onun yolunu 4 gözle bekliyorum, ama o her geldiğinde yorgunum, canım sıkkın diyerek, nasılsın sorularıma bile ters cevap veriyor. Bugün az kazandım, bugün şu firma ile sıkıntı yaşadım, istediğim kadar fazla para kazanamıyorum birde şimdi senin dırdırınımı dinleyeceğim diyor. Halbuki ben dırdır değil, onunla sohbet etmek istiyorum. Ben zayıfım, ilgi beklerim, hadi ilgi göstermesin ama bana hep kötü sözler söylüyor, işte yaşadığı sıkıntıların acısını hep benden çıkarıyor.

Sen ise o kadar şefkatli ve iyisin ki, ben huzur buluyorum, rahatlıyorum. O yüzden artık gecenin bu saatini özlemle çeker oldum’’ gibi konuşmalarına şahit oluyor. Kocası karısının konuşmalarını asla yüzüne vurmuyor.

Eşine bunun hesabını sadece mahkemede sormaya karar veriyor.Ç. boşanma kağıdını görünce bir şok daha yaşıyor. Mahkeme günü geliyor ve hakim kadına soruyor.                                                                                                                                                    “Eşini aldatıyormuşsun. Başkalarıyla gece yarıları saatlerce konuşup eşini aldattığını iddia ediyor” diyor.

Hakim bey, ben bırakın eşimi aldatmayı yabancı bir erkeği gördüğümde bile utancından ne yapacağını bilemeyen biriyim’’ derken kadın ağlayarak anlatıyor.”Akşamları ben eşimi hasretle beklerken o benimle hiç ilgilenmedi. Bana hiç iyi söz sarf etmedi, bazen bana hakaret etti, bazen bağırdı, ama ben yine de işinde yaşadığı sıkıntılardır diye söz etmedim. Yıllarca sürdü bu.

Ben kendimi yapayalnız hissederken ben her gece eşim uyuduktan sonra kalkarak abdestimi alır, 2 rekat teheccüd namazı kılar ve elimi açar tüm sıkıntılarımı, dertlerimi Allah’a sesli sesli arz ederim. Beni dinleyen, anlayan, bana moral veren, bana huzur veren Allah’a yalvarırım.

Bana sabır ver. Ben eşimi çok seviyorum. O benimle hiç ilgilenmiyor ama olsun, ben bu evde kendimi güvende hissediyorum. Her gece kalkıp seninle konuşmak, sana derdimi anlatmak için bile güvenli evde olmak bana yetiyor.

Sen bana o kadar huzur veriyor ki, sen benim derdimi de anlıyorsun, senle konuştuğumda duyduğum huzur yetiyor. Şefkatin o kadar güzel ki. İyi ki varsın gibi dualar ediyorum.’’ Dedikten sonra kocasına başını çeviren kadın, kocasının başını yere indirdiğini gördü. Kadın:”Hakim bey keşke ölseydim de, böyle bir olay ile karşılaşmasaydım’’ diyerek ağlaması daha da arttı..

Hakim bu anlatılanlardan sonra kocasına dönerek, sordu, “söyleyeceğin bir şey var mı!” Kocası tek şey söyledi. Karım beni affetsin, bundan sonra onu asla üzmeyeceğim, ben hatamı anladım hakim bey’’ dedi… Hakim erkeğe tek şey söyledi.

Aslında bana kalırsa suçlu olan sizsiniz. İşiniz kadar ailenize önem verseniz hayat ve toplum daha yaşanılır hale gelirdi. Ailesini ihmal eden biri toplumda kime ne fayda sağlar ki! (alıntı)

 

 

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
14 Haziran 2016
5 Eylül 2017
22 Eylül 2022
3 Aralık 2021
8 Aralık 2022
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.