DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ELLERİNDEN ÖPERİM ÖĞRETMENİM

23.11.2018
1.113
A+
A-

Dünyanın yeniden hayat bulduğu andır, Hz. Peygambere Nebiliğin tebliğ edildiği an. Cebrail Aleyhiselam “Oku Ya Muhammed” dedi ve “Alak Suresini vahiy ederek “İkra” dedi. Hz. Peygamber “Ben okuma bilmem” dediğinde Cebrail Aleyhiselam “Allah’ın adıyla oku” diye söyledi ve Hz. Peygamber okumaya başladı. Demek ki İslam okumaya büyük önem veriyor. İlim ve irfan dinidir İslam. Gazi Mustafa Kemal Atatürk te “Öğretmenler gelecek nesiller sizlerin eseri olacaktır” sözleriyle önemli bir direktifi verdi. Bu demektir ki, ülkenin yol haritasını sizler çizeceksiniz. Kimlerle, yetiştirdiğiniz talebelerle. Bizim felsefemiz nedir? Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti. İşte bunun adına öğretmen derler. Anne gibi fedakar, baba gibi müşfik. Abla, ağabey gibi arkadaş.  Ben öğretmenlerimden hep bunları gördüm. Bir kere bizleri incittiklerinin şahidi olmadım. Hele Allah gani gani rahmet eylesin ilkokul öğretmenim Şükran Demirağ tam bir anne gibiydi. Ben ona hep öyle sarılırdım. O da hepimize evlat gözüyle bakardı. Okul hayatımız tabi ki uzun yıllar aldığı için nice öğretmenlerimiz geldi geçti. Yine rahmetle anacağım Barbaros Hayrettin Lisesi’ndeki hem Beden Eğitimi Öğretmenimiz, hem de Müdür Yardımcımız olan Tekin Erdem. Bizimle her zaman arkadaş gibiydi, her zaman yanımızdaydı. İşte öğretmen budur. Talebeyi evladı gibi görür, kızmaz. O anda annelik duygusu ön plandadır ve affedicidir. Tüm çabası bizlerin derslerimizde başarılı olup, ülkemize faydalı bireyler olmamızı sağlama çabası. Bugün Öğretmenler Günü, başta Baş Öğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm öğretmenlerimizi sevgi, saygı ve hürmetle ellerinden öpüyorum.

 

İşte Şimdi Evlenebilirsin

Bir zamanlar, bir genç herkes gibi evlenmek istiyordu. Bu niyetini ailesine açtığında, babası ona şöyle dedi: “Elbette oğlum, elbette evlenebilirsin. Bana kendi alın terinle kazandığın bir altını getirdiğinde, seni hemen evlendireceğim.” Delikanlı babasının bu sözlerine gülümsedi. Ne kadar da kolay bir sınavdı bu böyle. Ertesi gün, istenilen altın lirayı götürüp gururla babasının avucuna koydu. Babası hiçbir şey söylemeden, altını evlerinin yanından akan nehre fırlattı.

Çocuk, altının düştüğü nehre şaşkınlıklı bir-iki saniye baktıktan sonra, babasına döndü ve sordu:

“Şimdi evlenebilirim, değil mi babacığım?”

Babası başını iki yana salladı:

“Hayır oğlum. Sana kendi alın terinle ve emeğinle kazandığın bir altını getirmeni söylemiştim. Bu altını sen kazanmamışsın ki!”

Genç delikanlı babasının gerçeği nasıl keşfettiğini anlayamamıştı. Sahiden de, parayı bir arkadaşından ödünç almıştı. Ertesi gün, bu defa annesinden bir altın borç aldı ve parayı babasına götürdü.

Babası altını aldı ve yine nehre fırlattı. Delikanlı bir kez daha şaşırmıştı:

“Bunu niye yapıyorsun baba, anlamadım. Ama sana bir altın getirmiş oldum, artık evlenebilir miyim?”

Babası bu defa da izin vermedi oğluna:

“Bu altını da sen kazanmamışsın!”

Genç, babasının yanından ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündü. Başkasından borç alıp getirdiğinde babası parayı yine nehre atacaktı ve bu gidişle evlenemeyecekti. O yüzden, bir iş bulup çalışmaya ve altını kendi emeğiyle kazanmaya karar verdi.

Günler geçti ve kazandığı bir altını babasına götürdü. Babası her zamanki gibi parayı nehre atmaya hazırlanıyordu ki, oğlu can havliyle babasının kolunu tuttu ve bağırdı:

“Hayır baba! O altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için günlerce çalıştığımı ve sırtımın ağrılar içinde kaldığını biliyor musun sen?”

Babası, yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile, elini oğlunun omzuna koydu ve:

“İşte şimdi evlenebilirsin, oğlum” dedi. “Çünkü, emeğinin karşılığı olan bu altının değerini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca harcayacaksın.”

 

Esas Akıl

Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:

“Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?”

Doktor, “Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?”, der.

Adam, “Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük.”

“Hayır,” der doktor, “normal bir insan küvetin tıpasını çeker.”

Ders: Akıl, sadece bize sunulanlar dışında çözüm bulmaktır.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.