ATATÜRK’LE YOLCULUK

 Bugün dünyanın hala konuştuğu önemli bir liderden bahsedeceğim; Gazi Mustafa Kemal Atatürk. “Hürriyet ve istiklal benim karakterimdir” diyen sarı saçlı mavi gözlü dev adam. 1899 yılında ABD’de meclis kapalı bir oturum yapar. Konuşulan konu Osmanlı’nın parçalanması ve birleşik bir Türk Devleti’nin kurulmasıdır. Ardından Sevr Antlaşması gelir. Bir bölünme ve parçalanma belgesi gibi. Emperyalistler ellerini ovuştururken, Gazi Mustafa Kemal ortaya çıkar bir büyük destanla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuruluşuna 29 Ekim 1923’te yüce ecdadımız ile birlikte imza atar. Bir büyük oyun bozulmuştur. Yüz yıl telafisi olmayan bir süreç içerisinde emperyalistler tabi ki durmazlar. Askeri darbeler, 12 Eylül’de ABD’nin Başkanının “Bizim çocuklar ihtilal yaptı” dedikleri acı süreçleri yaşarız. Türkiye 1923’ten bu yana yedi düvelle savaşıyor. Bugün de savaşıyor. Savaşmaya da devam edecek. O gün yüce ecdadımızın bozduğu oyunu bugün bizler de aynı kararlılık ve inançla bozacak güce sahibiz. İşte alevi-sünni meseleleri, sağ sol çatışmaları etnik kimlikler üzerinden Türkiye’yi ayrıştırma çabaları, milletimizin dik duruşu sayesinde bertaraf oldu. Kimsenin şüphesi olmasın yine olacak. Ne demişte Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak.” Bu tarihi binlerce yıl öncesine dayalı büyük milletimizin binlerce yıl daha sürecek var olma mücadelesi ve felsefesidir. O halde Atatürk’le yolculuğa devam etmeliyiz.

Deli ve Roman Yazmak

Akıl hastanesinde bir deli öteki deli arkadaşına : “Ben bir roman yazdım, al oku bakalım beğenecek misin” demiş ve kendisine kalınca bir kitap vermiş. Öteki deli bir hafta boyunca okumuş romanı. Sonunda arkadaşı deliye:

– Romanın çok ilginç, demiş; yalnız biraz kalabalık, çok isim var içinde. Kitabı veren deli:

– Al, demiş, ikinci cildini de oku. Ve kalınca bir kitap daha vermiş. Yine aradan bir zaman geçmiş. Romanın ikinci cildini de alan deli:

– Bunu da okudum, demiş; gerçekten çok ilginç ama, bu da çok kalabalık; çok isim var içinde.

 O sırada akıl hastanesinin doktoru gelmiş üstlerine:

– Verin bakayım, demiş, o telefon rehberlerini. Ne zaman aldınız bunları; ben de kaç gündür onları arıyordum..

Yeni işe giren Kayserili

Komik Fıkralar : Kayserili bir genç yeni işe başlamış. 1 aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 250 TL üzerinde bir ücret yatırıldığını görmüş. Hiç sesini çıkartmadan, sevinerek maaşı çekmiş. Aradan bir ay daha geçmiş. Tekrar maaşını çekmeye gitmiş, bakmış bu seferde 100 TL eksik yatmış. Hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş. “Neden maaşım eksik yattı” diye. Bunun üzerine muhasebeci “Neden geçen ay 250 TL fazla para yatırdığımızda itiraz etmediniz de, şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz” demiş. Adam sakince cevap vermiş : “Prensibimdir ilk hatayı her zaman affederim” 🙂

SORU

– Adamın biri Temel’ e sormuş :

– Siz Karadenizliler, niye her soruya soruyla karşılık veriyorsunuz? Temel cevap vermiş :

– Ula, Niye soraysun? 🙂

HIRSIZ

– Kaçan bir hırsızı yakalamak için bütün Karadeniz emniyeti seferber olmuş. Hırsızın 2 profil 1 adette vesikalık resmi dağıtılmış. İki gün sonra Samsun emniyetinden mail gelmiş, “Hırsızlardan 2 tanesini yakaladık,1 tanesini de yakalamak üzereyiz” 🙂

ÖĞRENCİ

 Çocuğun biri sürekli sınıfın penceresinden başını sarkıtarak derslere katılıyormuş.. Öğretmeni bi gün sormuş.. Evladım neden pencereden bakarak dersleri dinliyorsun demiş.. Çocuk da Örtmenim ben okulu dışardan veriyorum demiş..

AYAKABI

– Kısa Fıkralar : Temel yeni bir ayakkabı almak için ayakkabıcıya gitmiş. Beğendiği ayakkabının parasını ödeyip tam çıkacakken satıcı, “aklınızda bulunsun Temel bey, ayakkabı yeni olduğu için ilk hafta biraz sıkabilir” der. Bunun üzerine Temel : “iyi o zaman ben de ilk hafta giymem daaa” 🙂

FIRIN

Temel fırına girmiş ve demiş ki :

– Ula oradan bağa 99 ekmek verun pakayum. Fırıncı şaşırıp sormuş:

– Ula 100 alsan daha kolay değul mu? Temel cevap vermiş:

– O kadar ekmeğu kim yiyecek daa 🙂

MARKET

Adamın biri kitap satışı yapılan bir markete giderek tezgahtaki bayanla dalga geçmek için sormuş:

– Pardon bakar mısınız, “Evin reisi erkektir” isimli kitap sizde var mı acaba?

– Maalesef beyefendi, masal kitabı satmıyoruz biz 🙂