DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ÇOBAN KADIN

31.12.2018
1.202
A+
A-

ÇOBAN KADIN

Zaman zaman dikkat çekici görüntülerle karşılaşırım. Önceki gün Topçular Mahallesi’nde kalaycılarla karşılaşmıştım. Dün çoban kadını gördüm. Yine aynı mahallede evden gazeteye geliyorum, Turgut Özal İlkokulu’nun karşısında yeşil bir alan var. İşte çoban kadın 8-10 koyunuyla oraya geldi. Başında beyaz tülbendi, elinde bastonu bir de beyaz plastik sandalye. Durdum ve kendi kendime vay be arkadaş işte dünya hali işte yurdum insanından bir manzara dedim. Daha birkaç dakika önce televizyondaki bir yemek programında kadınlarımız elli türlü tarif veriyorlardı. Bir kanalda hindi dolması nasıl yapılır vardı. Bir başka kanalda yılbaşında ne giyelimin tarifleri ünlü modacılar tarafından yapılıyordu. Çoban kadın ise Gölcük’ün sosyoekonomik açıdan birinci sırada yer alan Topçular Mahallesi’nde koyun otlatıyordu. Ben öyle söyleyince her yeri yeşil alan falan zannetmeyin. Mesela Turgut Özal İlkokulu’nun hemen yanı yeni inşaatlar ile betonlaşıyor. Orada kala kala işte o çoban kadını koyunları otlattıkları alan kaldı. Bir süre öyle baktım sonra dedim ki hayrola bunları kurbana mı yetiştiriyorsun, ya kısmet dedi. Öyle ya Kurban Bayramı’na daha 8 aydan fazla zaman var. Belki daha önce bir müşteri çıkar, verir gider. Çoban kadın biz ekmek parasını böyle kazanırız dedi. Ben de kendisine ekmeğini taştan çıkartıyorsun dedim. Yok, ne taşı maşı bunlar koyun, bunlardan çıkartıyorum dedi. Ben kendisine tekrar benim söylemek istediğim ekmeğini zor şartlar altında kazanıyorsun manasındaydı. He öyle mi doğru doğru diye cevap verdi. Yılbaşı gecesi yani bu gece ne yapacaksın diye sormadım. Belki üzülür belki kırılır diye. Ama yılın son günü olan dün ben çoban kadınıyla karşılaştım. Akşam ne yapacak ki, ailesiyle birlikte çay içip televizyon seyredecekler. Dün yine yurtdışında yılbaşını kutlayıp resim paylaşanları gördüm. Sanki çok matah bir şeymiş gibi. Onlar çoban kadını hiçbir zaman görmezler. Ben de dedim ki ne olursan ol çoban kadının derdi seni ilgilendirmiyorsa hikâyesin. Anlattıklarını ancak La Fontaine’den Masallar denir. Çoban kadın tertemiz bir yüreği var. Ekmeğini koyun kuzu otlatarak kazanıyor. Çünkü hayat ona bu zoru biçmiş o da sadece işini yapmaya çalışıyor. Ne ilginç değil mi? Önceki gün son kalaycılarla karşılaşmıştım. Yani nesli tükenmekte olan kalaycılarla. Ama dün karşılaştığım çoban kadın nesli tükenmekte olan bir tip değildi, onlardan epey var. Hem de öyle çok var ki canla başla ekmek parası kazanmak için çalışıyorlar, çoban kadın gibi inek otlatıp sütünü sağıyorlar. Onu tereyağ, peynir yapıp marketlerin ve büyük lüks otellerin vitrinini süslüyorlar. Sonra bugün ne giysem, bugün ne yesem seçiminde zorlananlar dün akşam çoban kadınları beslediği büyük ve küçükbaş hayvanların etinden sütünden tadarak yeni bir yıla zevk-i sefa ile girdiler. Çoban kadınsa dün devam ettirdiği işi bugün de aynı şekilde yapmanın telaşı içinde olacak. Çoban kadın için 2018’den 2019’a girerken değişen bir şey yok. O çobanlığa devam edecek, koyunlarını besleyip büyütecek sonra onları satıp para kazanacak. Yeniden yavru kuzular alıp onları büyütmeye devam edecek. Ben böyle gece kafamı yastığa koyduğumda yurdum manzaralarını kafamda şöyle bir değerlendiririm. Bir tarafta bal börek diğer tarafta ise zehir zemberek bir yaşam tarzıyla hayatın tadı çıkmıyor. Hâlbuki bu dünya bu nimetler bizim için. O halde çoban kadının derdiyle dertlenmiyorsan eğer bana hiçbir şey anlatma kardeş. Nerede ne yediğin ne içtiğin beni ilgilendirmez. Bugün ne giysem telaşın zaten benim dışımda bir şey. Ama bak ben geldim çoban kadını görünce birden hüzünlendim. Lakin yapacak bir şey yok, hayat böyle. Siyah beyaz bir film gibi. Siz televizyon ekranlarında izlediğiniz renkli dizilerle avunurken siyah beyaz hayat olanca hızıyla devam ediyor. Bugün yeni yılın ilk günü. 2019’a merhaba dedik. Bilet almadığım için milli piyango kime çıkmış beni hiç ilgilendirmiyor. Şans oyunlarını oldum olası sevmem. Beni ilgilendiren bu ülkenin insanlarının mutluluğu ve huzurudur. Benim dileklerim dün gece hep öyle oldu. Öyle ya eğer insanlık için güzel şeyler istemiyor güzel şeyler dilemiyorsan sen ne işe yararsın? 2019 yılının birbirimize olan sevgi ve muhabbeti artırdığı, paylaşmanın ve bölüşmenin sofralarımıza yansıdığı, iyi niyet dileklerimizin ve güzel duyguların kalbimizden fışkırdığı, kavgasız, gürültüsüz, savaşsız, barış içerisinde geçecek bir yıl olması dileğiyle, sizlere sevgi ve saygılar sunarım.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.