DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

KIZILAYLI YILLAR – ÖMER TANTA’NIN ADAYLIĞI

23.12.2018
1.246
A+
A-

KIZILAYLI YILLAR – ÖMER TANTA’NIN ADAYLIĞI

Kızılay’la tanıştığım yıllar o dönemin meşhur sünnet düğünleri ile başlar. Gölcük’teki Yazlık sinema Süreyya’da Kızılay tarafından organize edilen sünnet törenleri düzenlenir, bizler de Sevim Çağlayan ve Şükran Ay gibi dönemin büyük starlarını dinleme ve izleme fırsatı bulurduk. İşte böyle başladı Kızılay serüvenimiz. Şube yöneticiliğinden Merhum Hasan Zeytin gibi büyük isimler geldi, geçti. 30 yıla aşkın bir süre Muhterem Korkmaz ve aileden Aylin Korkmaz bu onurlu görevi çeyrek asırdan fazla sürdürdüler. Muhterem abla insan ilişkileri sıcak, sosyal yönü güçlü önemli bir isim olarak Kızılay talihine adını yazdırırken ondan sonra Başkanlık görevini devir alan Aylin Korkmaz da yılların verdiği tecrübeyle çizgisini devam ettirdi. Önceki akşam Muhterem abla ve Aylin Korkmaz’a yılların vefa borcu olarak birer onur plaketi takdim ettiler. Hiç yorulmadan sadece işlerini yaparak Kızılay camiasına hizmet eden bu aile Gölcük’te birçok kez kan bağış kampanyası düzenleyerek ihtiyacı olan insanlara bir hayat öpücüğü olarak ulaşmasını da sağladılar. Bugün yılların başarılı çalışmaları ve hizmetlerinin ardından belki de bir ağzı veda vakti geldi ki Kızılay camiası da kendilerini taçlandırdılar. Hizmetler devlet hariç ebet müddet devam etmez. Tıpkı doğan her insanın bir gün mutlaka ölümü tadacağı gibi. Bizler de Gölcük Haber Ailesi olarak Muhterem Aylin Korkmaz’a sağlıklı ve bereketli bir ömür diliyoruz. Bu kapı her zaman onlara açık. Çayımız ve kahvemiz de her zaman taze.

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Her insanın kendine yakın bulduğu bir siyasi hareket, o hareketin içinde yer alma duygusu ve hizmet aşkı vardır. Gölcüklülerin ve tüm çevrenin şair Ömer ağabeyleri dün Başiskele’den AK Parti Belediye Meclis Üyesi için Aday Adaylığını açıkladı. Dostluğumuz çok eskilere dayandığı Ömer ağabeyimiz aileden biridir. Rahmet Vecdi ağabeyim ile çok yakın arkadaşlardı. Birlikte birçok kurumda görev yaptık. Ömer Tanta, Bahçecik Kulüp Spor başkanlığını üstlendiğinde ben basın sözcüsüydüm. Birlikte Barbaros Hayrettin Lisesi koruma derneğinde görev aldık. Bugün lise ana binasının yanındaki ek binayı yaptırmak da bize nasip oldu. Önceki gün bana telefon açıp, “Şenemre, belediye meclis üyeliğine başvuruyorum” dediğinde ben de kendisine, “Toplumun senin gibi duyarlı insanlara ihtiyacı var, yakışır” demiştim. Ömer Tanta sosyal yönü güçlü, yardımsever ve son derece pozitif bir insandır. Belediye meclis üyesi olarak görev yapmayı hak ettiğini düşünüyorum. Yolun açık olsun sevgili Ömer ağabey.

KALAYCILARI GÖRÜNCE

Zaman zaman karşılaştığım manzaralar karşısında eskilere giderim. Hani şimdi adına nostalji diyorlar ya dün bir kez daha yaşadım. Değirmendere Topçulardan Afşin ile beraber Gazeteye gelirken bir köşede kalaycıları gördüm. İki kadın, iki erkek. Yani anne, baba, oğul ve gelin. Bir pikap aracı park etmişler. Tencere, tava kalaylıyorlardı. Gölcük’te doğup büyüdüğüm Yeni Mahalle’ye bundan tam yarım asır önce o kalaycılar çok sık gelirdi. Onlarcası Gölcük’ün köylerine varana kadar yayılır, kap kacak kalaylardı. Bizlerde o dönemin çocukları olarak büyük bir heyecan ve merakla kendilerini izlerdik. Kor halinde bir ateş. O dönem ellerinde pompa gibi bir alet. Kurşunları toz halinde kapların üzerine bırakırlar ve müthiş bir iş yaparlar. Dün kendilerini aynı heyecan ve çalışkanlıkla gördüğümde pek keyiflendim. Arabayı durdurup bir süre onları izledim. Bugün artık çelik tencereler, krom tencereler var. Peki, yemeklerde aynı lezzet aynı tat var mı? O dönemleri iyi bilen biri olarak cevap kesin hayırdır. Belli ki anadan, babadan, atadan aldıkları o terbiyeyle hala evlerinde eski bakır tencere, tava ve güğümler kullananlar var. İyi ki var. Çünkü onlar olmasa kalaycıları ne görür ne de izleriz. Zaman zaman söylediğimiz eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı. Kalaycılar için geçerli değil. Onlar var olduğu sürece yemeklerin üzerine nurlar yağar da yok olduklarında gökkuşağı renklerinin bir tanesi kaybolmuş olur. Bizde yağmurlu havalar sonrasında güneşin oluşturduğu gökkuşağının renklerinden birinin mahrumu ve mahzunu kalırız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.