8 Mart’a Doğru
8 Mart’a Doğru
”Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar.
Ya bir insan bir yolculuğa çıkar,ya da şehre bir yabancı gelir” Tolstoy
Butun ömrümü yaşadığım İstanbul’u bırakıp Gölcük’e yerleştiğim tam sekiz yıl olmuş.
Hani derler ya,su gibi akıp gitti..İşte tam öyle bir şey sanırım.
Burada başlayan yeni hikayelerde heyecanla yerini almaya başlamıştı..
İlk gelişimde açtığım atölye ve Gölcük Belediye’sinde derslere başlayışım buradaki hikayelerimin
benim için değerli olan kısımları.
Değirmendere’de açtığım atölye burada yaşayan insanları tanımamı sağlayan ilk adımdı.Son derece
özel bir grup ile resim çalışmalarına başlamıştım.Grubun yaş ortalaması hayli yüksekti,fakat
son derece zarif insanlardı.
Sonra gelen bir teklif ile Gölcük Belediyesi’ Mehmet Akif Ersoy Konservatuar’da çalışmaya başladım..
Son derece güzel bir atölye ve
yeni bir sürü sanat yapmaya gönüllü insanlar..
Her kursiyer ile tanışmam ve onlar hakkında bilgi edinmem biraz zaman aldı.Birlikte yaptığımız resimler
ve sohbetler onlar hakkında bilgi edinmemi sağladı..
Ve dedim ki,ben bu insanlarla çok güzel işler yaparım..
Resim hakkında bilmek istedikleri herşeyi bıkmadan,usanmadan çalıştık..Resim çalışmalarını daha önceden
yapmış arkadaşlar da vardı,benimle bu işe yeni başlayanlar da..Büyük bir hevesle herkesin resim yapmayı
öğrenmeye çalışması görülmeye değerdi..
Büyük emeklerle ve itinayla yapılan resimler ise yıl sonu sergilerinde izleyici ile buluşuyordu.
Yapılan sergilerin inanılmaz beğeni alışı ve kursiyerlerin heyecanı bana da iyi geliyordu.
Ve bu sergileri daha anlamlı hale getirme fikri oluştu bende.
Dedim ki,resim eğitimi almamış daha sonra bu şansı elde etmiş pekçok kadın,bir sergide yer almayı
ve bunun gururunu yaşamayı hak ediyor.
Resim yapabilmek için derslere nasıl hevesle koştuklarını gözlemledim.Okula çocuğunu yollayıp,hemen
derse koşanlar,derse gelebilmek için birgün önceden ev ile ilgili planlarını yapanlar,hayatlarını artık resme
göre ayarlayanların tatlı telaşı bana da güç veriyordu.
Hatta bazılarını eşleri onlardaki mutluluğu gördükçe tuvallerini,boyalarını taşıyarak onları destekliyordu.
Ve gurur duyuyorlardı.
Ve en güzeli de her sene yaptığımız konulu sergiler oldu.
8.Mart.Dünya Kadınlar Günü sergileri ile,kadın emeğine farkındalık kazandırmayı amaçlayan sergileri geleneksel
hale getirdim.Her yıl kadın konulu sergiler ile,sanatın muhteşem gücünü herkese gösterdik.Büyük bir itina
ile kendilerini çalıştı kadınlar..Bütün resimlerden daha da güzeldi yaptıkları..İnce ince,nakış nakış dokudular
tuvalleri.Sergiyi gezen tüm ziyaretçiler gözlerine inanamadı,bu kadar güzellik karşısında.
Onları bu kadar mutlu ve gururlu görmek işte tam da istediğim buydu dedim..
Hayata güzellik katan,daha iyi gören ve daha iyi hisseden insanlar..
Günlük hayatın tüm karmaşasını onlara unutturacak,başka bir pencereden bakmalarını sağlayacak yeni bir
bakış açısı..
Kendine ait bir dünyası olan,zevkleri olan,,başkalarının yaptıkları ile uğraşmayan,kendi hayatına ait zevkleri
olan kadınlar ancak sanatın zarif gücü ile ortaya çıkabilirdi.
Yapacakları resimleri düşünmekten,belki de kendilerine zarar veren boş şeyleri düşünmeye zaman kalmıyordu.
Daha güzele ve daha iyiye ulaşmaktı tek amaçları.
Her sergi de bir telaş ve heyecan barındırıyordu.Onların bu sancılı bekleyiş ve sonunda resmin bitişi hepimizin
ortak sevinci oluyordu..
Şimdilerde yine tatlı bir telaş var Banu Devrim Atölyesi’nde..Kültür Müdürü’müz Sayın İbrahim Özkalaycıoğlu
sabahları uğrayıp bize kolaylıklar diliyor ve her zaman en büyük desteğimiz.Güler yüzlü memurumuz Sayın Sevinç
Şenduran hep bizmle ilgili..Hatta müthiş bir eserle de sergimizle yer alacak..Harıl harıl çalışan atölyemizi ziyaret
eden güzel gönüllü dostlarımız da hep bizimle.Yaptığımız güzellikleri başka şehirlerden izleyip,güzel hislerini
paylaşanlar da var çok şükür..
Biz de bir 8.Mart.Dünya Kadınlar Günü Sergisi ile ile siz sanatseverler ile bir kez daha buluşacağız.
Ve bir kez daha,sizlerin o güzel gülümsemelerini resimlerimiz ile birleştireceğiz.
İYİ Kİ VARSIN ;SANAT..
BANU DEVRİM..