DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

ABD VE ABD

05.02.2019
1.077
A+
A-

Bir tanesinin adı Amerika Birleşik Devletleri diğerinin adı Avrupa Birleşik Devletleri. İnsan Hakları Evrensel Beyannemesi’ni imzalamalarına rağmen insanlık suçu işler. Sömürü düzeni bunlardan, savaş çıkarmak, dediklerine direnen ülkeleri dizayn etme çabaları yine bunlarda. Şimdiki hedeflerinde Venezuela var. Yani Devlet Başkanı Maduro. Bir tanesi kendini sözde Devlet Başkanı ilan etmiş, Avrupa Birleşik Devletleri onu tek tek tanıyor. İyi güzel de yüksek mahkeme o zata yurtdışı çıkma yasağı koymuş. Yani ülkesinin en yüksek mahkemesi reddetmiş. Avrupa Birleşik Devletleri, Amerika Birleşik Devletleri’nin uydusu gibi. Yat yat, kalk, kalk. Çünkü orada Trump’ın ve ABD’nin yüksek çıkarları var. Venezuela petrol zengini bir ülke. Gelirinin neredeyse tamamını buradan karşılıyor. İşte mesela bu. Maduro bu petrol gelirleri halkımın diyor. ABD yok benim olacak diyor. Maduro oraya seçimle gelmiş, ABD diktatör diyor. İşine gelmediği her ülkeye kulp bulup lafta vuran, sonra da işgale hazırlanan ABD’nin huyu bu. Irak’ta da Saddam kimyasal silah kullanıyor, nükleer silah yapıyor dediler, fos çıktı. Irak’ın halini perişan. Oradaki hedefte zaten petroldü. ABD’ye kim petrol kaynaklarını teslim etmiyorsa anında savaş çıkıyor. Bugün Suriye’de olanlar başka bir şey değil. Libya’da olanları hepimiz biliyoruz. Orası da zengin bir petrol ülkesiydi. Maduro parlamento seçimleri yenilenebilir dedi. ABD’ye yetmiyor. İlle de sen gideceksin ki benim atadığım adamla petrol benim olsun diyor. Yarın oralarda iç karışıklık, iç savaş çıkarabilir. İnsanlar ölmüş, ülke mahvolmuş, ABD için hiç önemli değil. Kaşıkçı cinayetinde suçlunun kim olduğunu bile bile Trump demedi mi ne yapayım yani, yüz milyarlarca dolarlık silah anlaşmasını iptal mi edeyim. Öyle ya. Amerika’nın silah şirketleri tank, top, tüfek yapacak, satacak ki para kazanacak ayakta kalacak. İşte iki tane ABD var. Bunların kafaları aynı. Soykırım bunlarda, her türlü insan hakları ihlali bunlarda. Lafa gelince hepsi çağdaş ve demokrat devlet.

 

İnsanlar gibi düşünür

 

Nasreddin Hoca pazarda dolaşırken, bir papağanın on iki altına satıldığını görünce şaşıp kalarak yanındakilere sormuş:

– “Bu kuş neden bu kadar para ediyor ?”

– “Bu papağandır” demişler, “konuşur.”

Hoca doğru evine gitmiş. Hindisini koltuğunun altına alıp pazara getirmiş.

– “Kaça hindi ?” diye sormuşlar.

 

– “On beş altın” demiş Hoca.

– “Bir hindi on beş altın eder mi ?” demişler.

– “Görmüyor musunuz !” demiş Hoca; “yumruk kadar papağanı on iki altına satıyorlar.”

– “Onun marifeti var, insan gibi konuşur. Ya seninki ne yapar ?” diye sormuşlar.

– “O düşünmeden konuşur” demiş Hoca ; “Bu da insanlar gibi düşünür.”

 

Bindiği dalı kesmesi

 

Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış, elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.

Görenler :

-“Aman Hocam, bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!” diye bağırmağa başlamışlar.

Hoca kesmeye devam ederek seslenmiş:

-“Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de, ben size yıllardır ahiretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum, neden hâlâ akıl edemiyorsunuz!!!…”

 

Oğlumun babası öldü de

 

Bir gün Nasreddin Hoca’yı siyah elbiseleriyle görenler:

– “Ne oldu Hoca efendi” demişler, “bu gün karalar giymişsin?”

– “Oğlumun babası öldü de …” demiş Hoca, “O’nun yasını tutuyorum.”

 

Su dediğin böyle olur

 

Nasreddin Hoca bir yaz günü yolculuk ederken, öğle vaktine doğru bir hayli susar. İlerde bir göl görür. Şöyle kana kana su içmeyi düşünerek gölün kenarına gelir, avucunu doldurur, hızla bir kaç yudum

yutar; amma midesi bulanır, tükürmeye çalışır. İlk defa karşılaştığı bir su olan Acıgöl’ün sodyum sülfatlı suyu midesini berbat etmiştir. Hoca civarda aranırken küçük bir su kaynağına rastlar. Suyun tatlı su olduğunu anlayınca, önce ağzını iyice çalkalar, sonra da kana kana su içer, Eşeğini de sular.

Şakır şakır dalgalanan Acıgöl’e şöyle bir bakar, su içtiği kaynaktan avucunu doldurarak gölün kenarına gelir;

– “Cimri zenginin zekâtsız malı gibi şişinip durma!… Su dediğin böyle olur” diyerek avucundaki suyu şak diye gölün yüzüne savurur.

Öğüt: Yerinde ve zamanında yapılmış ikramın küçüğü, büyüğü olmaz. Allah’ın rızasını kazanmak için fırsatları iyi değerlendirelim.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.