FIKRALAR
Hayırseverlik
Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler.
Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu.
– “Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız. O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?”
Avukat bir süre düşündü, sonra:
– “Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?”
Görevli utandı:
– “Şey… hayır.”
– “Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?”
Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti:
– “Ya da kızkardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?”
Görevli yerin dibine geçmişti sadece,
– “Hayır, hiç bir bilgim yoktu …” diye mırıldanabildi.
Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:
– “Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?”
Hizmetçi
Evin hanımı işe başlayan hizmetçiye:
– “Biz 8’de kalkar 9’da kahvaltı yaparız. Sen ona göre hazırlanırsın tamam mı?”
Hizmetçi gayet sakin:
– “Uyanamazsam, siz başlayın.”
9 Akçe mi 10 Akçe mi?
Bir gün nasreddin hoca riyasında bir adamla konuşuyormuş.
Adam: “9 akçe” diyormuş.
Nasreddin hoca da: “10 akçe” diyormuş.
Nasreddin hoca rüyadan uyanmış bakmış ellerinde hiç akçe yok. Geri uykuya dalmış “tamam 9 akçe olsun”
Nikah
Bir nikahta imzalar atıldıktan sonra herkes gelin ve damadı tebrik için ayağa kalkar. İş bu ya tam da bu sırada elektrikler kesilir…
Herkes “aaa” diye tepki verirken damadın annesi düşüncelerini hayli sesli bir şekilde dile getirir:
– “Daha ilk dakikada oğlumun hayatı karardı”
Dilencilik
Muhi ile Maho İstanbul’a dilencilik yapmak için gelmiş iki arkadaş, şehrin farklı yerlerinde dileniyorlar, Muhi günde 8 – 9 lirayı zor toplarken Maho her gün 10 liralık kağıt paralarla dolu bir bavul ile dönüyor evine
– “Nasıl yapıyorsun?” diye merak ediyor Muhi, “Biz üç kuruşu zor toplarken?”
– “Dileniş sloganın yanlış” diye cevap veriyor Maho
– “İşsizim, karım ve 6 çocuğum var. Bi sadaka lütfen’ diyorsun Olur mu?”
Yanlış burda ” “Peki sen nasıl dileniyorsun?”
‘Ağabey’ diyorum, Vallah memlekete dönecem 10 liram eksik!”
Astronot Temel
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel’in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş.
Maymunun görevleri:
“Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek…” diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış: “Maymunu iyi besle! “