DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

SERDAR KAMAN’IN ZİYARETİ

05.02.2019
754
A+
A-

Siyasetin güler yüzlü insanlara her zaman ihtiyacı var. Konuşurken samimi. İşte siyasette bu tabloları ben değil herkes özlüyor ve arzu ediyor. Dr. Serdar Kaman’ı çok eskiden beri tanırım. Son derece kibar ve zarif bir insan. Tanışıklığım da görev yaptığı hastanedeki çalışmaları esnasında olmuştu. Bizim Recai Gönenç iyi yakın dostumdur. Eşini de ameliyat etmişti. Sonra siyasette milletvekilliği adaylığı esnasında Gazetemizi ziyaret etmiş, fikirlerini beyan etmişti. Görüyorum ki ileride çok yükselecek. Üstlendiği görevin sorumluluk ve bilinci her haline yansımış. Neler yapacağını, nasıl bir anlayışla olacağını tek tek anlattı. Gazetemizi ziyareti sırasında tesislerimizi de gezerek bilgileri aldı, arkadaşlarıyla sohbet etti. Gölcük’te birçok yeri ziyaret ederek sokaklarda vatandaşlarla sohbet ederek güler yüzünü herkese yansıttı. Siyaset tabi ki son derecede zor iş. Gebze’den, Kandıra’ya, Kartepe’den, Karamürsel’e kadar 13 ilçemiz var. Nüfusumuz milyonu çoktan aşmış durumda. 2 milyona doğru hızla ilerliyoruz. Kocaeli büyük bir sanayi kenti. Bu özelliğinin yanı sıra aynı zamanda büyük bir tarihi zenginlik. Öylesine devasa bir mega kentte büyükşehir belediye başkanlığına aday olup ben bu işte varım demek sağlam bir irade ve yüksek bir inanç gerektirir. 31 Mart’a kadar çok yoğun bir tempo var. Bu kent Türkiye’nin de göz bebeğidir. Adaylara her zaman çıktıkları yolda başarılar dileriz. Çünkü hepsi hizmet etmek için yola çıkmış durumdalar. Tabi ki tüm adaylar çok koşturacak, çok yorulacak. Her zaman söylediğim gibi tatlı dili, güler yüzü, hoşgörüyü hiç kimse elden bırakmasın. İncitici sözler duymayalım. Bakın bir tarafta masmavi bir deniz. Körfez. Donanmasıyla, Tüpraş’ıyla, Ford’uyla binlerce yıl öteden gelen tarihi zenginlikleriyle, eserleriyle her zaman en güzel hak ediyor. Sabah vapur sesleri, gece martı cıvıldaşmaları. Kartepe kentin en zirve yerinde hava belki soğuk ama bizim insanlarımız her zaman sıcak. İşte bu sıcaklığı, bu zarafeti, bu lezzeti hiç elden bırakmadan birbirimize olan sevgi ve saygımızı kaybetmeden güzel bir seçim atmosferi yaşayalım.

BİRAZ NEŞELENELİM

Kim Daha Büyük

 

Hoca’ya:

– “Efendi” demişler, “padişah mı büyük, yoksa çiftçi mi ?”

– “Çiftçi büyük elbet” demiş Hoca ve eklemiş; “Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse pâdişah acından ölür.”

 

Gönlüm razı olmadı

 

Nasreddin Hoca, kasabadan Kur’an-ı kerim, tefsir ve ilmihal gibi bazı kitaplar almış. Bir çuvala yerleştirmiş. Çuvalı sırtına almış, eşeğine binmiş köyüne doğru gidiyor.

Yolda Hoca’yı görenler :

– ” Bre Hoca, çuvalı niye kendi sırtına aldın ?” diye sormuşlar.

– “Ne yaparsın” demiş Hoca, “zavallı hayvan zaten benim bütün kahrımı çekiyor. Kendi bindiğim yetmiyormuş gibi çuvalı da ona taşıtmaya gönlüm razı olmadı.”

 

Ya Tutarsa

 

Nasreddin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir gölü kenarında, bir ağacın altında oturmuş. Ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu gölgede keyifle yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi görüp sormuş.

– “Ne yapıyorsun Hoca ?”

-“Göle maya çalıyorum” demiş Hoca.

Adam üstelemiş :

– “İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç ?”

-“Ben de biliyorum tutmayacağını, ammaaa ya tutarsa !…”

 

Sesimin Arkasından Koşuyorum

 

Hoca ikindi ezanını okumağa başlamış. O sırada bazı komşuları evlerinin önlerinde birbirleriyle konuşuyorlar, sanki ezan sesini duymuyor gibi davranıyorlarmış. Aslında O komşular camiye de pek sık gelmiyorlarmış. Hoca sesini biraz daha yükseltmiş, amma bakmış ki fark eden bir şey yok. O tarafa doğru koşmaya ve koşarken de ezanı okumaya devam etmiş.

O komşulardan birkaç kişi Hoca’ya bir şey olduğunu düşünerek yanına koşuşup sormuşlar :

– “Ne oldu Hoca Efendi, niçin koşarak ezan okuyorsun.?”

– “Sesimin nerelere kadar gittiğini merak ettim de; arkasından koşuyorum” demiş.

 

Hanımla Muhabbet

 

Hoca bir gün karısına :

– “Hatun” demiş, “Şu bizim komşu, çarıkçı, Mehmet ağanın adı neydi ?”

– “Kendin söyledin ya, efendi” demiş karısı, “Mehmet ağa.”

– “Canım, dilim sürçtü işte… Ne iş yapar diyecektim.” demiş Hoca.

– “A efendi” demiş karısı, “kendin çarıkçı demedin mi?”

– “Anlasana işte” demiş Hoca, “nerede oturuyor demek istedim.”

– “Efendi, bugün sana ne oluyor?” demiş karısı “Komşu” dedin ya…”

Hoca birden sinirlenmiş.

– “Aman be karı… Seninle de bir türlü konuşulmaz ki!”

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.