KARDEŞLİK İKLİMİ
Bir yılı düşündüğümüzde 4 mevsim sayıyorsunuz. Bu demek ki dünya dönüyor. Ama kendi ekseni etrafında, ama uzay boşluğunda. Bir bakıyorsunuz fırtınalar kopuyor, bir bakıyorsunuz yağmur yağıyor, sonra güneş açıyor. Görünen o ki Türkiye ancak ve ancak kardeşlik iklimiyle yaşamak durumunda olduğumuzdur. Sonuçta bir ve beraber yaşıyoruz. Bu iklimi bozmadan selamlaşarak, tebessümü yüzümüzden eksik etmeyerek, kucaklaşarak yarınlara selam vermeliyiz. Küçükler büyüklerden ne görürse onu yapar. Örnek olan bizleriz. Gençler birbiriyle nasıl ilişkide olacaklarını bizlerden öğrenir. Biz sarılırsak onlar kucaklaşır. Biz gülümsersek onların yüzünde güller açar. Aslında hep böyle olmalı. İnsanların birbirleriyle dost, birbirini anlayan ve kardeşlik ikliminden uzaklaşmadan yaşaması hayat çizgimiz olmalı. Bir elin nesi var iki elin sesi var misali hem kol kola girmeli hem de tokalaşmalıyız. Selamlaşmak o kadar güzel bir davranış şeklidir ki insanın içini huzur verir. Merhaba kardeşim nasılsın afiyettesin inşallah sözleri bir gönül sevdasıdır. Hep böyle olmayı istedim, elimden geldiğince de bunları yapmaya çalıştım. Bir çatının altında aynı güneş ile ısınıyor, aynı yağmur ile ıslanıyorsak bu ev bizim evimiz demektir. Yerel seçimlere artık saatler kaldı diyebiliriz. Herkes sandığa gidecek, gönlünde kim yatıyorsa ona oy verecek. Pazartesi Gölcük yeni Belediye Başkanı ile tanışırken unutmayalım ki burada yine birlikte yaşayacağız. Siyaseten zaman zaman tansiyonlar yükselir. Kırıcı olabiliyoruz. Belki heyecan, belki stres, belki günlerdir yapılan propagandaların yoğunluğunun getirdiği yorgunluk nedeniyle istemediğimiz davranışlarda bulunup sözler söyleyebiliyoruz. Sonuçta aynı yerde yaşadığımızı unutmayalım. Günler gelip geçiyor, hayat akıp gidiyor. Sokaklarda birbirimize kem gözle bakan değil gülen yüzle bakan insanlar olmalıyız. Bu bir insanlık görevidir. Dostluk, arkadaşlık, akrabalık ve komşuluk kültürüdür.