Dt. Gamze Top Manav,
“YAZ AYLARINDA DİŞ HASSASİYETİ ARTIYOR”
İlçemizin başarılı diş hekimlerinden
Dt. Gamze Top Manav özellikle yaz aylarında artan diş hassasiyeti ve diş
hassasiyetini önlemenin yolları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Diş
hassasiyeti geçmişten günümüze gelen hiç de azımsanmayacak ölçüde bir
problemdir”
Dt. Gamze Top Manav diş hassasiyeti konusunda
yaptığı açıklamada, “Yaz Aylarında Diş Hassasiyeti Artıyor. “Soğuk meyve
yiyemiyorum, dişlerim kamaşıyor…”, “Dondurma yemeye başladığım anda dişlerim
sızlamaya başlıyor”, “Sıcak yemekle soğuk bir içecek tüketemiyorum.” Birçoğumuz bu tarz şikayetleri en az bir
kere hayatımızda yaşamıştır. Diş hassasiyeti geçmişten günümüze gelen hiç de
azımsanmayacak ölçüde bir problemdir. Bu zorlayıcı rahatsızlığın birkaç ismi
vardır; dentin hassasiyeti ve kök hassasiyeti bu isimlerden birkaçı… Belki
de çok dikkatimizi yoğunlaştıramadığımız diş hassasiyetinden, yazın soğuk
içecek ve yiyeceklerin tüketilmesinin artmasıyla kaçamaz hale geliriz ve böylece
diş hassasiyeti, gündemimizdeki sırasını belirler. Diş hassasiyeti,
kısa süreli ve geçici bir ağrıyla karakterize olsa da, hassasiyete yol açan ana
nedenler tedavi edilmediği takdirde, ağız sağlığı sorunları daha da büyüyebilir
ve tedavileri zorlaşabilir” dedi.
Diş hassasiyetinin
başlıca nedenleri
- Eski dolgulu dişler: Kanal tedavisi
uygulanmış ve sonradan fistül oluşmuş veya canlılığını tamamen ya da yarı
yarıya kaybetmiş dişlerin ağız kapandığında karşı dişlerle temasında oluşan
ağrı.
- Kırık ve çatlak dişler: Dikey ve
yatay, parça kırık veya çatlak oluşan dişlerin ağız kapandığında karşı dişlerle
temasında oluşan ağrı.
- Diş çürükleri: En yüksek derecede
hassasiyet algısı, çürük doku diş minesini tamamen harap ettiğinde mine-dentin
sınırını geçerken görülür. Hassasiyet, çürük dişin canlı dokusuna ilerleyene
kadar artarak devam eder.
- Diş eti çekilmesi: Kronik diş eti
hastalığı olan kişilerde, diş eti ameliyatları sonrasında veya yaşla, ağız
bölgesine alınan darbeler sonucu, dişlerdeki çapraşıklıklar ya da diğer yumuşak
dokulardaki anomaliler ile dişlerin kök yüzeyinin açığa çıkmasıyla oluşan ağrı.
- Diş fırçası abrazyonu: Sert diş
fırçası kullanımı veya yumuşak diş fırçasının aşındırıcı özelliği, fazla macun
kullanımı veya hatalı fırçalama sonrasında genellikle baskın kullanılan elin
denk geldiği bölgede oluşan aşınma, hem diş eti çekilmesine neden olabilir; hem
de diş eti çekilmesi sonucu yumuşak kök yüzeyinin açığa çıkmasıyla hissedilen
ağrıya sebep olur.
- Abfraksiyon lezyonları: Genellikle
dişin anatomik şeklinin bozuk olduğu yerlerde dişlerde aşınma ve yüzeyden mikro
düzeyde parça kopması ile oluşur. Çürük olmadığı halde diş yüzeyinde madde
kaybı olan bu tip lezyonlar yüksek hassasiyet göstererek, dişin canlı dokusuna
kadar ilerleyebilir.
- Erozyon lezyonları: Düşük Ph’lı ve
yüksek karbonat oranlı kola, meyve ve enerji içecekleri diş yüzeyinden çürüksüz
madde kaybı oluşumuna sebep olmaktadır. Bu tür içeceklerin kullanım
alışkanlıkları, asitle yüzeysel olarak yumuşayan mine veya dentinin diş
fırçalama ile kolayca yerinden kalkmasına sebep olacaktır. Reflü, bulimia gibi
gastointestinal sistem hastalıkları dişlerin dile bakan yüzeylerinde,
yüzeylerine zarar verirken; beslenme ile alınan asitli gıda tüketiminin
fazlalığıyla oluşan lezyonlar dişlerin yanaklara (dışa) bakan yüzeylerinde
görülür.
- Beslenme tipi: Herhangi bir sebeple
hasarlanmış diş yüzeyi, domates, meyve suları, kola içecekleri gibi düşük Ph’
lı içeceklerin asidik sıvısıyla temas ettiğinde ani hassasiyet oluşacaktır.
Beslenme şekli erozyondan dolayı oluşan hassasiyeti şiddetlendirebilir.
- Genetik hassasiyet: Hassas dişlerin
hikayesi yıllardır hastalar tarafından anlatılır. Bu tip hassasiyetin sebebi,
%10 sementin kök dokusunun ve mine dokusunun dişdentin yapısını örtmediği tipte
sınıflandırılan anatomik yapı bozukluğu ile de korelasyon kurularak veya tüm
hastaların farklı ağrı eşik değerlerinin olmasıyla da açıklanabilir.
- Dolgu sonrası hassasiyet: Bazı tip
gümüş cıva karışımı amalgam dolguların 24-48 saat büzülmeye bağlı olarak
hassasiyet oluşturması; diş renginde yapılan dolgu uygulamalarında yeterli
teknik hassasiyet gösterilmemesi veya hatalı asit uygulaması; dolgu yapılırken
diş kurutma tekniğinin hatalı uygulaması; diş dokusunda çürük temizlenirken
hatalı uygulamalar yaparak dişin canlı sinir dokusunu etkilemek; dolgu yaparken
ani ısı değişikliği oluşturmak ya da dolgunun normalden yüksek bırakılması;
ağız içinde ani uyarılmaya veya ‘pas ya da aliminyum’ tadına sebep olan farklı
metaller arasındaki reaksiyonlar hassasiyet oluşumunu tetikler.
- İlaç kullanımı: Ağız kuruluğuna
sebep olan ilaçlar (antihistaminikler, tansiyon ilaçları gibi) tükürüğün
miktarını azaltarak koruyucu etkisini de bozar ve beslenmeyle meydana
gelebilecek travmalara veya bakteri plak artışına sebep olurlar. Tükürük
akışındaki azalma, yaşlanma ve ilaç alınımıyla birlikte tükürük Ph’ının diş
çürüklerinin ve erozyon lezyonlarının oluşumuna sebep verecek düzeye inmesine
neden olur.
- Beyazlatma hassasiyeti: Kanal
tedavisi uygulanmamış dişlere uygulanan diş beyazlatmasında %10’luk
karbamidperoksitin ( %3 hidrojen peroksit, %7 üre) mine ve dentini geçerek
sinir dokusuna ulaşmasıyla oluşur. Dentindeki sıvı akışı ve materyalin sinir
dokusuyla temasıyla yoğunluğun değişimi nedeniyle, hassasiyet geri dönüşebilir
sinir dokusu iltihabışeklini alır. Hassasiyet tüm diğer beyazlatma yöntemleri
(in-office, ışık aktivasyonlu, yeni overthecounter yöntemi!) sonucunda
oluşabilir ve tercih edilen beyazlatma markası ve içeriği ile ilgilidir.
Peki ne yapabiliriz?
Dt.
Gamze Top Manav diş hassasiyetine karşı alınması gereken önlemler hakkında
bilgi veridi. Manav, “Dişlerimizi diş ve diş eti yapımıza uygun bir fırçayla
fırçalamalıyız. Tükettiğimiz gıdalara dikkat etmeli, asitli gıdalardan
kaçınmalıyız. Diş gıcırdatma gibi bir problemimiz varsa tedavi olmalıyız. Bu
durumda diş hekimi her hastaya uygun koruyucu bir gece plağı yapar ve bunun
yatarken kullanılmasını ister. Böylece uykuda yapılan sıkma veya gıcırdatma ile
dişlere zarar verilmemiş olur. Diş hassasiyetine karşı üretilen diş macunlarını
tercih etmeliyiz” dedi.
“En iyi tedavi seçeneğini muayene
yaptıktan sonra diş hekiminin uygulayacağını unutmamalıyız”
Manav son olarak, “En genel,
profesyonel olarak önerilen, hassas dişe yalnız uygulama kolaylığı sunan
hassasiyet giderici diş macunları, potasyum tuzları içerenlerdir. Potasyum
tuzları mine ve dişdentin dokusundan kolayca geçerek birkaç dakika içinde dişin
canlı sinir dokusuna ulaşır. Çoğunlukla potasyum bazlı hassasiyet giderici diş
macunları diş dokusunu korumak için flor içerir aynı zamanda bazıları da
değişik tatlar, beyazlatma özelliği, tartar kontrolü ve karbonat içerikli
olarak tüketiciye sunulur. Kinik girişimlerde hassasiyet giderici etkili diş macunları
günde iki kere ve yaklaşık iki hafta kullanım sonucunda hassasiyetin azalmasını
sağlamış ve daha büyük etkileri de düzenli kullanımıyla gözlenmiştir. Bu arada
hasta, üreticinin tavsiyesine de uyarak günde iki defa ağız hiyjen
uygulamasının bir parçası olarak fırçalamayı sürdürmelidir. Hastalara sürekli
kullandıkları diş macununa benzer özellikler taşıyan hassasiyet giderici edici
diş macunları önerildiğinde başarı oranı yükselecektir. Aldığımız önlemlere
rağmen dişlerde belirgin bir hassasiyet varsa diş hekimini ziyaret etmeli ve
bunu onunla paylaşmalıyız. Bu durumun arkasında çürük vb. bir sebep olabilir.
En iyi tedavi seçeneğini muayene yaptıktan sonra diş hekiminin uygulayacağını
unutmamalıyız” dedi.