Denlikol, ‘Şiddete Karşı Sessiz Kalma!’
Gölcük Eskişehirliler Sosyal Yardımlaşma Derneği ve Gölcük Kültür Dernekleri Platformu Kadın Kolları Başkanı Ayşe Denlikol, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Kadına Yönelik Şiddetin asla kabul edilemez olduğunu belirterek, ‘Şiddete karşı sessiz kalma’ dedi.
Başkan Denlikol, ‘Kadına yönelik şiddet, ulusal ve uluslararası tüm gelişmelere rağmen, coğrafi sınır, ekonomik gelişmişlik ve öğretim düzeyine bakılmaksızın tüm dünyada ve kültürlerde yaygın olarak görülen evrensel bir sorundur. Uluslararası ve ülkemizin de olduğu Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) kadına yönelik şiddeti; “Kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma” olarak tanımlamaktadır’ dedi.
‘Kadınların can güvenliğini tehdit eden, istismara ve tecavüze neden olan hiçbir koşula müsamaha gösterilemez’
Açıklamalarını sürdüren Denlikol, ‘Kadına yönelik şiddetle mücadele; çok yönlü, bütüncül bir yaklaşımı ve toplumun tüm kesimlerinin ortak ve kararlı mücadelesini gerektirir. Dolayısıyla, disiplinlerarası bir yaklaşımla çalışmaların yürütülmesi ve ilgili tüm tarafların önleme, koruma, cezalandırma ve politika boyutuyla sürecin içinde yer alması son derece önemlidir.6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun şiddeti derhal önlemeye ve gerekli desteği sağlamaya yöneliktir. Bu kanun gereğince şiddete maruz kalan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan herkes, ilgili makam ve kurumlara başvurabilir. Bu kurum ve makamlar şiddete uğrayan ve şiddete uğrama tehlikesi içinde bulunan kişilerin bizzat başvurması zorunlu değildir. Şiddeti öğrenen veya tanıklık eden kişiler de başvurabilir.Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve nihayetinde son bulması toplumsal barışı ve refahı ardından getirecektir. Türkiye’de erkeklerin yaşam hakkı ne kadar kutsalsa, kadınların hatta tüm canlıların yaşam hakkı da o ölçüde kutsaldır. Kadınların can güvenliğini tehdit eden, istismara ve tecavüze neden olan hiçbir koşula müsamaha gösterilemez.’
‘Kadınların huzurla ve güven içinde yaşadığı bir toplum için gerekenleri yapmak hepimizin sorumluluğudur’
Denlikol, son olarak, ‘Kadına yönelik kötü muamele, cinayet, işkence, tecavüz ve istismarın önlenmesini sağlayacak denetim ve cezalandırma mekanizmalarının işletilmesi, suç işleyenlerin ve suçun işlenmesine göz yumanların kesinlikle cezalandırılması sağlanmalıdır. Kadınlara yönelik işlenen suçlardan dolayı gözaltına alınan ve tutuklanan suçu, yargıç karşısına çıktığında davranış ve şekli görüntüsünden dolayı iyi hal uygulaması olmamalı. Yaşam hakkı ve savunma hakkı elinden alınıp ötekileştirilen kadınlarımız bu kararlar karşısında daha da savunmasız ve çaresiz duruma düşmektedirler. Kadınların huzurla ve güven içinde yaşadığı bir toplum için gerekenleri yapmak hepimizin sorumluluğudur. Kadına yönelik ayrımcılığın, şiddetin son bulduğu, kadın erkek eşitliğinin toplumun her alanında yaşanabildiği adil, eşit ve özgür Türkiye’ye yine kadınlar hayat verecektir” diyerek açıklamalarını tamamladı.