İKİ ÇILGIN BİR SAVAŞ OLMASIN

İKİ ÇILGIN BİR SAVAŞ OLMASIN

Bütün mesele İran’ın efsane Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesiyle başladı. Savaş tamtamları çalıyor. İran’ın Dini Lideri Ayetullah Humeyni dün basın toplantısı düzenledi. ABD’ye meydan okudu. ‘Bir hareket daha yaparsanız savaş sebebi sayarız’ dedi. Trump İran’a meydan okudu. ‘Bizim gücümüzle baş edemezsiniz’ dedi. Karşılıklı tehditler ortamı geriyor. Hava ısınıyor iki çılgından biri bir hata yaparsa ortalığı kan götürür. İranlılar inatçı ve kindar bir millettir. Devlet yapıları da böyledir. Amerika İran’dan daha kindar,  üstüne üstlük sömürgeci ve yayılmacı bir devlettir. İkisinin de başında kendilerini frenleyemeyen aklı selim düşünemeyen çıldırmış liderler var. Sınavlarda iki yanlış bir doğruyu götürür. Burada böyle bir şey yok ikisinden biri bir yanlış yaparsa tüm doğrular silinecek ortaya sıfır çıkacak. İran‘dan kalkıp Ukrayna’ya giden içinde İran ve Ukraynalı yolcuların bulunduğu uçak düştü kurtulan yok. Teknik bir arıza mı yoksa bir tesadüf mü bilinmez. Ardından başka şeyler çıkarsa savaş başlayacak demektir. Amerika zaten bahane arıyor. İran’ı vurmak için fırsat kolluyor. Süleymani’nin öldürülmesi işte bu nedenle oldu. İran’ı tahrik edip savaşa sürüklemek. Hepimiz biliyoruz ki proje Arap Bahar’ı yalanıyla başladı. Kan, gözyaşı ve ölümle sonuçlandı. Irak ve Suriye’den sonraki  hedef İran’dı bu hedefe varmak için Amerika bahane üretmek zorundaydı. Onu da yaptı. İran da bunu biliyor işin farkında, o da diyor ki ‘sen beni yok etmeye çalışırsan bende elimden geleni ardına koymam.’ Ama öyle bir tehdit etti ki, ‘Amerika’yı Amerika’da bile vururuz,’ dedi. Bunu füzeyle mi yapacak yoksa uyuyan güzellerinin marifetiyle mi yapacak bilemem. Lakin tehdit müthiş . Demek ki iki çılgın dünyayı büyük bir felakete sürüklemek için ellerinden geleni ardına koymuyorlar. İran’dan sonraki hedef de tabii ki Türkiye. Bölüp parçalamak istedikleri bir Türkiye Cumhuriyeti, yıkmak istedikleri bir ülke. En son ve nihai hedef olan Türkiye’ye varmak için Amerika oynuyor. İran üzerinden oynuyor ama biliyor ki benden sonra sıra Türkiye’ye gelir. Herkes bunun farkında bütün bu çılgınlıklar tamamen bu kirli oyunların eseri. Amerika bir ülke değil. Aslında bir devlette değil. Eğer onlarda devlet anlayışı olsa bir ülke olmayı başarabilseler üç beş emperyalist gücün esiri olmazlardı. Amerika’yı yöneten sermaye ve paradır. Doları kontrol eden bu localardır. Her türlü yetkiyi ellerinde bulunduranlar onlardır. Dünyayı ele geçirme arzusuyla yanıp tutuşan da onlardır. Amerika figüran bir yapıdır. Üst akıl ne derse o olur. Peki dünya bu çılgınlığa dur demek için ne yapacak? Ne yapmalı? Birleşmiş Milletler bütün ülkelerin katılımıyla toplanmalı. Amerika ve İran’a nota vermeli. Eğer dünyayı bir savaşa sürüklerseniz bizlerin tamamını karşınızda bulursunuz demeli. Eğer onu yapmazsak dünya devletleri her iki ülkeye de rest çekmezse bilsinler ki bir poker masasında değiller. Kimse blöf de yapmıyor. Kimse beş benzemezle oyuna girip rest çekmiyor. İki çılgın birbirlerini yok ederizin söylemlerini en üst perdeden dile getirip bunları da yapabileceklerini göstermiş durumdalar. O halde bizde bir laf vardır ya devlet başa ya kuzgun leşe.