DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

CUMARTESİ NEŞESİ

13.03.2020
667
A+
A-

Baa tenzilat yok midur?

Temel, son işlediği suçtan ötürü yargılanıyordu. Hakim, son duruşmada Temel’in daha önceki suçlarından ötürü yasa gereği bu kez katlamalı ceza vereceğini öğrenen Temel mahkeme zabıt katibine “Dur… Dur!…” dedikten sonra hakime sordu: – Hakim beycuğum… Güya ben hbaburanun

 kıdemlisiyım. Baa tenzilat yapmayıp da kime yapacasun doğrisi merak edeyrım…

Madem Okur – Yazardın…

Eski Başbakanlardan Rahmetli Hasan Saka, 1950 seçim öncesi Trabzon’da ilçeleri dolaşırken, seçmenlerin halınıhatırını sorar: – Sevgili hemşehrilerim, biliyorsunuz demokrasiye

 geçtik. Yakında seçimler yapılacak. Oylarınızı yine bana vereceksiniz değil mi? Seçmenler: – Yooo… Vermeyeceğuk. Peki, neden? – Başkasina soz verduk da… – Kime? Kim o?.. Okur – Yazar olan birine… Neden öyle? Ben okur – yazar değil miyim? Değilsun da yirmi yıldur yazduğumuz mektuplara

 niye cevap vermeysın?

Hep beraber

Mahkemede Temel’in kimlik tesbiti yapılıyordu. Hakim sordu: – Nerede oturuyorsunuz? Gardaşumla beraberuz hakim bey. Kardeşin nerede oturuyor? Bubamla beraber.

 Hakim öfkelenmişti: Be adam, peki baban nerede oturuyor?

 Temel, çaresizlik içinde ellerini açar: – Lafimu anlatamadum herhalde hakim bey, hep birlukte oturuytuk daa…

Kim vurdi, ne bileyim

Temel, vapur gişesine gidip, Trabzon – İstanbul gidiş-dönüş bileti almak istedi: – Baa İstanbol bileti ver, gidiş – dönüşlü olsın…Gişe memuru kafasını kaldırmadan yanıtlar: – Sıraya geç!…

Temel, bu ikaz karşısında dışarıya çıkıp üç – beş dakika dolaştıktan sonra tekrar gişeye gelip isteğini söylüyor: – Baa İstanbol bileti ver, gidiş – dönüşli olsun… Gişe memuru yine “Sıraya gir!” ikazını yapar ve Temel tekrar dolaşıp gelir. İsteğini tekrarlar, aynı yanıtı alır. Bu durum birkaz kez tekrarlanır. Sonunda Temel’in sabrı taşar ve kuyrukta hiçbir kimsenin de bulunmadığını görerek gişe memuruna kuvvetli bir yumruk aşkeder, Memurun gözlüğü bir yana, kendisi öteyana düşer. Şaşkınlık içinde sorar:Kim vurdu bana? Kim vutdu bana? Temel, bıyıkaltından kıs, kıs gülerek yanıtını verir: – Kardaşım, habu kadar kalabaluktan saa kim vurdi nasi bileyum?

Aslını mi inkar edeyi?

Temel, arkadaşına hakaret suçundan yargılanıyordu. Ha kim: -Sen buna hakeret etmişsin, doğru mu? diyerek davacıyı gösterdi: – Yok, hakim bey, yok… Ben kendusına sadece heyvan dedum. İyiya hakaretamiz bir söz bu.. – Ne demek hakim bey… Yanlış anlaşılıyı… İnsan kurnaz olursa tilkidur. Kutnazlukta ileru gidersa kurttur, pek cesur ve heybetlu olursa aslan, uysal olursa

 kuzi, korkak olursa tavşan, inatçı olirsa eşek, güzel sesli olursa bülbül, mercan gözli olursa hamsi, velhasili kelam, hakim bey, insan hiç bir zaman heyvanluktan

 kurtulamaz…

Hamsi hazretleri!

Birinci Dünya Savaşı sıralarındaydı. Seferber edilen bir bölük erlerine subay, vatani dersler veriyordu. İlk olarak da padişahın kim olduğunu öğretiyordu: – Halifei ru-yi zemin Sultan Mehmet Han Hamis Hazretleri. Belki 100 kez bunu tekrarladıktan sonra bölük efradına belleyip bellemediklerini sordu. Erler hep bir ağızdan“Belledik komutanım” diye yanıt verdiler. Bunun üzerine subay birer birer tüm erlere sormaya başladı. Fakat, belledik diyenlerden hiç birisi padişahın adını tekrarlayamadı. Arka

 sıralarda duran Temel parmağını kaldırdı. Subay geniş bir nefes alarak ona döndü; Söyle bakalım, dedi. Temel derin bir soluk alıp göğsünü kabartarak söyledi: – Hamsi hazretleri komitanım.

Fırsat yok ki

Boşunmak istediğini bildiren Temel’e mahkemede hakim sordu:Peki, talebini kabul ediyorum. Fakaat, neden bir senedir karına tek söz söylemedin? Temel boynu bükük, yetim gibi bir tavırla cevap verdi: – Baa fırsat vermedi ki hakim bey, hep o konişti…

Haçan yüzme bilmeysun

İstanbul’da Temel’in takasına binen bir profesör, Temel’in okuma yazma bilmediğini öğrenince “Vah vah, bütün hayatın mahvolmuş” der, Biraz sonra aniden bir fırtına çıkıp, taka dalgalar arasında

 inip çıkarken Temel, profesör’e sordu: – Ula profesor emica, yüzgeç biley misun?

 Profesör “Bilmiyorum” yanıtını verip denize düşerken  Temel durum değerlendirmesi yaptı: – Ne haber? Şimdu kimun hayati mafoldi, de baa…

O da ayni yaşta

İhtiyar Temel, doktora gider. Sol ayağının ağrıdığından yakınır.

 Doktor gerekli Müayeneyi yaptıktan sonra teşhisini söyler: -Yaşlılıktan… Yaşlılıktan…

Temel, doktorun teşhisini beğenmemiştir ve sorar: – Doktor bey, haçan sağ ayağum da ayni yaştadır, o niçun ağrımayi?

Sen konuş da göreyim

İstanbul’da bir fabrikada çalışan Temel’e arkadaşlarısataşarak ona: – Nedir, hiç hamsi ağzından düşmüyor. Övüp övüp duruyorsun. Ne kuş gibi ne de horoz gibi öter. Bırakşu hamsiyi, derler.

 Temel, bu sataşmaya bozulur ama altında da kalmaz:Yanayım hau ahmak kafalarıniza… Ula, sizun

 kafağızi sokayım suyın içina da, siz konişın bakayım, der ve kıs kıs güler. .

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.