DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

GÖRÜNMEZ AYNALARIMIZ

11.03.2020
1.114
A+
A-

GÖRÜNMEZ AYNALARIMIZ

Ayna, baktığımızda bize kendimizi gösterse de “ayna olmak” başkalarının sizi kendinde görmesini sağlamaktır.

Nasıl olurda başkaları bizim gözümüzde kendini görür?

Hemen söyleyeyim, önce kendimize ayna tuttuğumuzda…

Biz ellerimizin avuç içlerini görecek şekilde dua ederiz. Bir anlamda aynaya bakarmış gibi.. İşte o anda dua ederken kendi aynamıza bakarak, aynanın arkasındaki “ben” e dua etmiş oluruz.

Aynaya baktığımızda pek çok şey düşünürüz. Bize yabancı gelen duygularımızı tanır, gerekirse değiştirebilmeyi ve geliştirebilmeyi hedefleriz. Kendimizle “biz” olmuş olur, bir olmuş oluruz. Böylece kuvvetleniriz. O zaman ruhsal olgunluğa ulaşarak başkalarına ayna olabiliriz.

Bize de görünmez bir ayna olma durumunda olanlar, başkalarıdır.

Gözlerimiz, anlatmak istediklerimizi ve kişiliğimizle ilgili birçok konuyu yansıtır.

Bebek annesinden sütünü emerken anneyle olan iletişimi sözlerle değil gözlerle olmuştur. Kendi hakkında bilinmeyenleri ilk annenin gözlerinde görmektedir. Böylece anneler bebeklerine ayna olmaya başlamış olurlar ve böyle de devam eder.

Biz yetişkinlerle göz teması kurduğumuzda karşımızdakinin göz bebeğinde kendimizi görürüz. Çok küçük olduğu için bunu bilincimizle fark edemeyiz ancak bilinçaltı düzeyinde görürüz.

Göz her şeyi gören bir organken tek göremediği kendisidir. Bu nedenle aynaya ihtiyaç duyarız. Hem gözümüzü görmek için hem de kendi bilinmeyenlerimizi görmek için bize ayna tutacak başkalarına ihtiyaç duyarız.

Bu durumda tüm dileğim insanlık adına olsun. Son zamanlarda yaşananlar bütün yürekleri dağlıyor. Bu nedenledir ki kadın erkek diye sınıflandırmadan anaların, babaların mutlu olacağı; özel günlerin kutlanıp geçilmediği ve bir günle sınırlanmadığı günler diliyorum.

Her iki cinsin ayna olabilme özelliklerine sahip olması, aynalarını temiz tutmaları

bir o kadar da kalplerini temiz tutmaları, biliyorum ki hepimizin dileğidir.

Aynanızın temiz olması dileğiyle… Mutlu kalın. (aysuazakqhotmail.com)

Günün birinde bir derviş, hocasına “Hocam ‘ayna olmak’ diye bahsettiğiniz konuyu tam olarak idrak edebildiğimi düşünmüyorum.

 Bu konuda bana yardımcı olur musunuz?” der. Hocası dervişi dinler ve ertesi sabah onunla göl kenarında buluşmasını ister. Derviş gün ağarmadan yola çıkar.

Bu kadar erken bir saatte hocasının ne anlatacağını merak etmektedir. Gölün kenarında konuşurlar: Evlat, senin iki gözbebeğinden birinde bir leke var. Hangisi olduğunu biliyor musun?

-Hocam çok ufak yaştan beri yanınızdayım. Tekkemizde benim bildiğim hiçbir yerde ayna yok. Uzun zamandır kendi gözbebeklerime bakma şansım olmadı. Önce gözlerini kapat ve hangi gözbebeğinde leke olduğunu bana söyle. Ama sakın yanlış söyleme. Eğer bilemiyorsan bilmiyorum de.

Görmek istemeyenden daha kör kimse yok…

Hoca cebinden çıkardığı bir ayna parçasını dervişin suratına tutar. Derviş gözleri kapalı halde hissetmeye çalışır ama nafile…

-Bilemiyorum.

Birinci ders: Bu dünyada görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur. 

Eğer biri görmek istemiyorsa, gözlerini hakikate sıkıca kapatmışsa ona ayna tutman imkânsızdır. Hoca yavaşça dervişin başını eğer ve bir çamur birikintisine bakmasını ister. Derviş ne kadar dikkatli baksa da gözbebeklerini göremez.

İkinci ders: Kendini temizlememiş kimse sana berrak bir ayna olamayacaktır. 

Etrafında seçtiğin insanların samimi birer gönül yolcusu olduklarından emin ol.

Derviş, hocasının dediklerini dikkatle dinlemektedir. Hoca gölden bir kap temiz su alır ve dervişin önüne koyar. Derviş tam eğilip gözbebeklerine bakacakken hoca hırkasını çıkarıp dervişin başını örter. Derviş:

-Hocam bütün güneşi kapattınız. Karanlıkta hiçbir şey göremiyorum.

Üçüncü ders: Zihnin karanlığı kalbin aydınlığına gölge düşürdüğünde ayna işlevini yitirir. 

Birine ayna tutmak istiyorsan kalbini sevgiye açtığından emin olmalısın. Hoca hırkayı kaldırdığında derviş kendi gözlerini görebilmeye başlar. Bir süre baksa da gözbebeklerinden birindeki lekeyi göremez.

-Hocam, ben hala lekeyi göremiyorum.

Sevgili evlat, aslında gözbebeklerinden birinde leke yok. İnsan zihinle baktığında kusur, gönülle baktığında aşk görür. Kendimizle ilgili takıldığımız kusurların çoğu sahte aynaların bize gösterdiği yanılsamalardır. Bir ustanın çırağa karşı en büyük görevi çırağın kalbinde yatan bir usta olduğunu ona anımsatmaktır.

Her insanın kalbinde hakikat gizlenmiştir. Bizim görevimiz o hakikate ayna olmaktan başka bir şey değildir.“Tabiatında kusur görmek varsa; tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey görmezsin” demiş Mevlana ve

“Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün, gülistan olursun. Diken düşünürsün dikenlik olursun”

Kıssadan hisse, bugün düşüncelerini yakala – hatta not et. Bir bak bakalım eşin, arkadaşların, işverenin, çalışanların vb. için hangi düşünceler zihnine düşüyor. Sonra da otur, tuttuğun notları çalış ve kendinde neleri değiştirmen, dönüştürmen gerektiğini bul! Sen değişirsen, tüm dünya değişir.(alıntı)

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
5 Haziran 2020
27 Haziran 2018
26 Aralık 2017
11 Temmuz 2018
4 Ekim 2016
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.