DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C
Reklam

Çanakçı, ‘Doğal afetlerden en çok zararı çiftçilerimiz görüyor’

Çanakçı, ‘Doğal afetlerden en çok zararı çiftçilerimiz görüyor’

Gölcük Ziraat Odası Başkanı Bekir Çanakçı, doğal afetlerin, tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini bildirerek, “Küresel iklim değişikliğinin etkisiyle doğal afetler artıyor. Doğal afetlerden en çok zararı çiftçilerimiz görüyor” diye konuştu.

 2020 yılının ilk 6 ayında ise 600’ü aşkın doğal afet yaşandığına dikkati çeken Çanakçı, “Son 10 yılda gerçekleşen doğal afetlere baktığımızda, 2020 yılının ilk 6 ayında, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2017 yıllarında yıl boyu yaşanan doğal afetlerden daha fazla afete maruz kaldık” diye konuştu.

2020 yılının doğal afetler nedeniyle tarımsal üretimde zor bir yıl olduğunu vurgulayan Çanakçı, “Tarımda üretim üstü açık bir fabrikada gerçekleşiyor. Doğal afetler tarımsal üretime zarar veriyor” diye konuştu.

Çanakçı, şunları söyledi: “Bu yıl çiftçilerimiz tam da üretim sezonumuz olan Nisan, Mayıs, Haziran aylarında ciddi hasarlara neden olan doğal afetlere maruz kaldı. Bu üç ayda 61 ilimiz doğal afetlerden etkilendi. Buğday, arpa, mısır gibi tahıllar, domates, biber, kabak, patlıcan, hıyar, kavun, karpuz, gibi çeşitli sebzeler, mısır, patates, şekerpancarı, tütün, pamuk, ayçiçeği, kanola gibi endüstri bitkileri, kekik, lavanta, adaçayı, çay, yağlık gül, haşhaş gibi tibbiaromatik bitkiler, zeytin, kayısı, badem, erik, armut bağ, nar, çilek, kiraz, vişne, ceviz, narenciye, elma, antepfıstığı, fındık gibi meyveler ve yonca alanları doğal afetlerden zarar gördü. Ayrıca, seracılığın fazla olduğu Akdeniz Bölgesinde fırtına ve hortum seraların yıkılmasına ve sera örtülerinin yırtılmasına neden oldu, seralarda yetiştirilen sebzeler ve yeni dikimi yapılan sebze fideleri de zarar gördü.”

 “Artan doğal afetler, iklim değişikliği yaşandığının bir göstergesidir”

Çanakçı, son yıllarda artan doğal afetlerin, ülkemizde iklim değişikliği yaşandığının bir göstergesi olduğunu belirtti. Tarımın iklim değişikliğinden önemli oranda etkilendiğini ifade eden Bayraktar, “Sektör gıda ve giyim temininin yanı sıra, bağlı sanayilere hammadde sağlayan, hammadde alan, istihdam yaratan ve dış ticaret fazlası veren bir sektördür. Bu nedenle iklim değişikliği tarımı sosyo-ekonomik açıdan etkilemektedir. Üretim miktar ve kalitesindeki azalma ürün fiyatlarının artmasına, tüketicilerin daha fazla fiyat ödemesine,ithalatın artmasına ve ihracatın azalmasına neden olabilmektedir” diye konuştu.

“Doğal afetlerden en çok üreticiler zarar görüyor”

Doğal afetlerden en çok zarar gören kesimin üreticiler olduğunu vurgulayan Bayraktar, yaşanan doğal afetlerin sigorta yaptırmanın önemini bir kez daha gösterdiğine dikkati çekti. Tarımda sigortalılık oranının Çiftçi Kayıt Sistemi kaydı olan üreticilerde yüzde 20’de kaldığını belirten Başkan Çanakçı, şöyle devam etti: “Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, yüksek prim tutarları gelmektedir. Ürünlerini sigorta yaptırmak isteyen üreticilerin prim bedelleri devlet tarafından destekleniyor olsa da, prim tutarları halen oldukça yüksektir. Üreticiler bu fiyatlarla sigorta yaptırmakta zorlanmaktadır. Tarım sigortasında prim tutarları düşürülmeli veya devlet desteği artırılmalıdır. Ülkemizde sıkça yaşanan doğal afetler nedeniyle ürünlerde risklerin tamamı teminat kapsamına alınmalı ve tarım sigortası zorunlu olmalıdır.”

-Yapılması gerekenler-

İklim değişikliği ve doğal afetlerin etkisini azaltmada, erozyon kontrolü, sulama için baraj yapımı, doğru gübre kullanımı, yeni ürünlerin ortaya çıkarılması, toprak verimliliğinin iyileştirilmesi, ekim ve hasat zamanlarında değişiklik yapılması, kuraklığa dayanıklı ürünlerin geliştirilmesi, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar yapılmalıdır. Toprağın ve suyun yönetimine, korunmasına yönelik eğitim programları düzenlenmelidir.

İklim değişikliğinin yavaşlatılmasında önemli faktörlerden birisi yutak alanlardır. Türkiye için en fazla yutağa fırsat veren kaynaklar sırasıyla ormanlar, tarım alanları ve meralardır. Bu alanlar korunmalı, amaçları dışında kullanılmamalıdır.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.