CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri “AŞI SÜRECİNİ DAHA HIZI YÜRÜTMELİYİZ”

CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri

“AŞI SÜRECİNİ DAHA HIZI YÜRÜTMELİYİZ”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri Haftalık olağan basın açıklamasında ülke ve ilçe gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan İşeri, “Aşı sürecini daha hızı yürütmeliyiz” dedi.

Gazeteci Uğur Mumcu’yu rahmetle andı

Başkan Mine İşeri, “Geçtiğimiz gün Türkiye’nin en büyük soruşturmacı gazetecisi Uğur Mumcu’nun şehit edilişinin 28. yıldönümüydü. Kendisinin ‘Haklıdan yana değil de güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler, fırıldak olurlar’ sözü akıllarımızdan çıkmayıp o günün karanlığından bugünlere ışık tutmaya devam etmektedir. 24 Ocak 1993, bir kış günü hainlerin bombalı tuzağının patlaması sonucu hayatını kaybeden saygıdeğer gazeteci Uğur Mumcu, Türkiye’deki laik ve demokratik rejimi hedef alan yurt dışı destekli örgütlerin üzerine giderek laikliğin önemini vurgulayan yazıları ve cesur kalemi sebebiyle bu hainlerin hedefi olmuştur. Kendisini unutmadığımızı, bıraktığı mirasın savunucusu ve taşıyıcısı olduğumuzu belirtiyor ve ölüm yıldönümünde yine çok önemli bir sözüyle kendisini yad etmek istiyorum: Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda mezar taşı gibi susmamasıdır. ‘Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz’ ve ‘Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur. Susanlar da bu insanlık suçuna katılmış olur’ diyen demokrasi şehidimiz Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 28. yılında saygı ve minnetle anıyoruz”  dedi.

“Bugün için yüreğimize sığdırdığımız ne kadar çok acı var”

Başkan İşeri sözlerinin devamında, “Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürürken 24 Ocak 2001 tarihinde, makam aracıyla seyir halindeyken hain terör örgütünün silahlı saldırısı sonucunda hayatını kaybeden Ali Gaffar Okkan’ı saygı ve rahmetle anıyoruz. Siyasetçi, gazeteci, eski dışişleri bakanımız, başarılı devlet adamı, Türk dış politikasına önemli katkılarda bulunan, dürüst siyasetçi İsmail Cem’i ölümünün 14. yılında saygı ve minnetle anıyoruz. Bugün için yüreğimize sığdırdığımız ne kadar çok acı var. Işıklar içinde uyusun o güzel insanlar” dedi.

“Öğrenci bilgilerinin bir parti bünyesine sızdırılması, akıllara durgunluk vermektedir”

Başkan İşeri sözlerinin devamında, “Covid-19 salgını dolayısıyla uzaktan eğitimin yarıyıl tatili 22 Ocak’ta başlamış bulunmaktadır. Bu yıl öğrencilerin karneleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararı ile dijital olarak dağıtılırken AKP Tekirdağ İl Başkanı’nın, yüzlerce öğrencinin ev adresine ulaşıp kapı kapı gezerek karne dağıtması ve öğrenci bilgilerinin bir parti bünyesine sızdırılması, akıllara durgunluk vermektedir. Böylesine hassas bir dönemde, eğitimin mekanizmasını sürükleyen öğretmenlerin dahi gurur duyarak yaşamak istediği bu özel günü bir partinin mensubu ve onun malzemesi haline getirmek çok büyük bir yanlıştır” dedi.

“Tek umudumuz, uzun vadede herkesin aşılanmasıdır”

Başkan İşeri sözlerinin devamında, “Covid-19 virüsüyle tanışmadan önce gündemimiz demokrasinin işlevselliği, basın hürriyeti, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi konuları kapsamaktaydı. O zamanlar hak-hukuk aramak için yollara dökülen, coplanan, hapse atılan, demokrasiye sığınıp düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanan ve cezaevlerine atılan talihsiz vatandaşlarımızın haklı mücadelelerini konu ediniyorduk. Ama salgın sonrasında her şey, daha da içinden çıkılmaz bir hale geldi. İşsiz kalıp evine ekmek götüremeyen insanlar varken, yetmezmiş gibi ucuz ekmeğin vatandaşa ulaşmasına engel olmak isteyen sözde belediyeciler var. Kahveci, esnaf, garson, müzisyen, usta, çırak, açız diyor. Bazı belediyecilerse tüm bunlara kulak asmadan insanlara hizmet edenleri kendi bataklığına sürüklemeye çalışıyor. Bu nasıl acizlik ve bencilliktir ki ekmeğe ulaşmaya çalışanların önüne engel olma cesaretini gösterebiliyorlar? Tek umudumuz, uzun vadede herkesin aşılanmasıdır. 83 milyon insanımızın büyük bir bölümü aşılanmadan bu feryatlar dinmeyecek. Çin’in aşısına razı olmuşken Sağlık Bakanımızın önce 11 Aralık, sonrasında 25 Aralık diyerek işaret ettiği aşılama süreci, Ocak ayının ortalarına sarktı. 6,5 milyon geldiği söylenen aşıların yolcu uçağıyla getirilmesi ve İstanbul’un 6’da biri kadar insana yetmesi, bu sürecin vahametini ortaya koymaktadır” dedi.

“Aşı sürecini daha hızı yürütmeliyiz”

Başkan İşeri, “ Ülkemizde Suriyeliler dahil toplam nüfus 88 milyon iken bize en az 176 milyon doz aşı gerekmektedir. Üstelik bu süreçte ünlülere, kendilerine aşı yaparak halkı özendirmeye çalıştılar. Doğrusu da buydu ancak yeteri kadar aşının olmaması herkesi endişelendirmektedir. Avrupa Birliği, aşı olma sürecini hızlı bir şekilde atlatıp ekonomik toparlanmaya ve yeniden üretime geçmeye çalışırken bizim bu süreci bu kadar yavaş ve acemi bir şekilde ilerletmemiz, ödenmesi zor olacak ağır bedelleri ileriki süreçte karşımıza çıkaracaktır. Aklını kullanabilen ve ekonomi alanında akademik bir kariyeri olmayan herhangi bir vatandaşın düşünebileceği düzeyde kendi kendimize bir düşünelim. Türkiye’nin açıkladığı 2021 yılı olası turist sayısı 31 milyon ve 23,5 milyar dolarlık da bir getiriden bahsediliyor. Bu süreç böyle giderse ve biz geç kalırsak bırakın 31 milyon turisti, bunun yarısı kadar turist bile ülkemizi ziyaret edemez. Turist gelmemesi, dövizin de ülkemize gelmemesi demektir ki bu da cari açığın oluşmasına sebep olacaktır. Bu sadece en basit ve akla ilk gelen bir örnek. Dolayısıyla  iktidar aşılamayı başaramayınca insanların ölümüne sebep olmanın dışında, ekonominin ve eğitim sisteminin çökmesine öncülük etmiş olacak” dedi.

Demek ki sorun parasızlık değilmiş

Başkan İşeri son olarak, “Maalesef ki şu an için ülkemize ulaşan aşı sayısı 6,5 milyon. Acaba bu aşılar parasızlık nedeniyle mi, yoksa beceriksizlikten dolayı mı ülkemize ulaşamadı? Beceriksizlik kısmı tartışılabilir elbette ancak parasızlıktan kaynaklı bir gecikme olduğunu zannetmiyorum. Nedeni ise vatandaşı aç ve ekmek bulamazken hala israf ekonomisinin ivmesini arttıran ve en önemli simgelerinden biri olan sarayın ek bina yapımına devam edilmekte ve bunun için milyonlarca lira para ayrılmaktadır. Demek ki sorun parasızlık değilmiş. Öyleyse sorunun ne olduğunu ve cevabının da nerede, nasıl verileceğini vatandaşımız belirleyecektir” şeklinde sözlerine son verdi.