YAĞLAR HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ – 1
YAĞLAR HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ – 1
Aromatik yağlar bilgisayarın hayatımıza girdiği yıllardan bu yana dikkatimi çekmiştir. Bu nedenle de bu konuya ilgi duymaktan öte meslek haline getiren, dalında uzmanlaşmış bir uzmanla da hep sohbet etmek istemişimdir.
Bugün bu konuda yağlarla iç içe olan, Aromaterapi Eğitmeni, Güzellik Uzmanı ve Profesyonel Koçluk yapan Ayçin Öztürk Hanım ile okuyucularımıza ciltlerini nasıl bakımlı hale getireceklerini ve yağlar hakkında bilmediklerimizi konuşacağız.
Yağlar tedavi amaçlı kullanılacaksa bu alanda uzman bir doktor tarafından reçete edilmeli ve eczanelerden temin edilmelidir. Burada adı geçen yağlar tıbbi yağlardır. Sadece bilgi mahiyetindedir.
Aysu — Merhaba, sohbet tadında bu röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Son zamanlarda yağlar üzerine pek çok konuşmalar var. Ne olduğunu, nelere iyi geldiğini, nasıl yararlanacağımız gibi konuları sizden öğrenmek isteriz ama öncesinde sizi tanıyabilir miyiz? Ayçin Öztürk — Merhaba Aysu Hanım, öncelikle bu davetiniz için ben teşekkür ederim. Gerçekten de yağlar konusu şu anda oldukça gündemde ve çokça konuşulur oldu. Ben doğma büyüme İzmitliyim. Bir eczacı çocuğuyum. Hemen hemen bütün hayatım eczanede geçti. İşletme mezunuyum 26 yıldır sağlık sektöründeyim. Çok uluslu ilaç firmalarında çalışma hayatıma başladım. Yaklaşık 10 yıl kadar satış yöneticisi olarak ve sonrasında annemle birlikte 15 yıl eczanede çalıştım. Eczanede çalışırken farklı disiplinlerde eğitimler aldım. Fitoterapi ve Aromaterapi alanı ilgimi çekince yeniden üniversite sınavını kazanıp Kocaeli Üniversitesi Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Bölümünü bitirdim. Halen de organik Aromaterapi yağları ve organik kozmetik ürünler üreten Fransız bir firmanın Satış Yöneticisi ve Pratik Aromaterapi Uygulamaları Eğitmeniyim. Aynı zamanda profesyonel koçum ve kalfalık derecesinde güzellik uzmanıyım.
Aysu – Sizi bu konuya çeken neydi, nasıl başladınız? Ayçin Öztürk – Ben eczanede çalışırken birçok kişinin çok fazla ve gereksiz ilaç kullandığına tanık oldum. Kronik hastalıkları olanları ayrı bir tarafa koyuyorum, en basit hastalıkta bile hemen ilaca sarılan bir toplumumuz var. Oysa ülkemiz tıbbı bitkiler ve yağlar konusunda tam bir cennet. Birçok tıbbi bitki türünün anavatanı Türkiye’dir. Endemik tür dediğimiz bu bitki türleri açısından dünyada birinci sırada. Bir ecza kooperatifinin düzenlediği Fitoterapi (bitkilerle tedavi)konusunda ülkenin duayen eczacılarının verdiği eğitime katılınca bu konu oldukça fazla ilgimi çekti. Böylece aromaterapi yolculuğum çok keyifli bir şekilde başlamış oldu.
Aysu – Yağlar bizim hayatımıza girmeden çok yıllar öncesinde hangi durumlarda, nasıl kullanılıyordu? Ayçin Öztürk – Çok doğru yağların inanılmaz bir geçmişi var aslında. Yaklaşık 5000 yıldır tüm dünyada çeşitli uygarlıklar tarafından kullanıldığını çeşitli kaynaklarda görüyoruz. Mesela Mısır Uygarlığında ölülerin mumyalanması sırasında Sedir uçucu yağının kullanıldığı bilgisine rastlıyoruz. Çin’de Hindistan’da tapınaklarda dini ayinler sırasında çeşitli uçucu yağlardan faydalanılıyor. Şamanlar da tütsü geleneğine rastlıyoruz. Mesela Buharalı bir Türk bilim adamı olan aynı zamanda hekim, yazar, düşünür ve gökbilimci İbni Sina’nın eserlerinde uçucu yağlardan bahsettiğine tanık oluyoruz. Keza İslamiyet’te karşımıza gül uçucu yağı çıkıyor. Hafızların zikir odalarında Kur’anı Kerim ezberlerken bu yağı buğurdanlıklarda yaktıklarını kaynaklardan öğreniyoruz. Çok eski çağlardan günümüze kadar gelmiş kadim bir tedavi yöntemidir aslında.
Aysu – Yağlar bir ilaç mıdır? Tedavi amaçlı kullanılır mı? Ayçin Öztürk – Aslında burada yağlar derken hangi yağlardan bahsediyoruz, onu da açıklamak gerekir.
Bitkilerin çeşitli bölümlerinde (yaprak, çiçek, dallar, gövde, kökler vb)bulunan öz yağın çeşitli yöntemlerle elde edilmiş haline uçucu yağlar veya öz yağlar diyoruz. Yabancı kaynaklarda essential oil (uçucu yağlar) olarak geçiyor. Bitkinin tüm vitaminleri hormonları ve yararlı tüm maddeleri bu yağlara geçiyor. Biliyor musunuz, aslında bitkiler bu öz yağları kendi soylarını devam ettirmek ve kendilerini iyileştirmek için üretiyorlar. Ne muazzam bir doğa olayı. Bir de meyvelerden, meyve çekirdeklerinden, kabuklardan, tohumlardan soğuk presleme yöntemi ile elde ettiğimiz sabit ya da taşıyıcı yağlar var. Her iki grupta yeri geldiğinde bir ilaç gibi kullanılabilir. Tek başlarına tedavi edici olabilir veya başka bir grup beşeri ilaçla kombine olarak kullanılabilir. Ancak her iki durumda da mutlaka doktor reçetesi ve eczacı gözetiminde tedavi protokolüne ve önerilen dozlara kullanma şekline uyularak kullanılması gerekir. Ve bu reçeteler de kullanılacak yağlar bizim tıbbı yağ dediğimiz içlerindeki etken madde miktarları analiz raporları ile ölçülmüş ve istenilen oranlarda olduğu kanıtlanmış kalitede, doğru etiketlenmiş yağlar olmalıdır. Organik sertifikalı olanlar tercih edilmelidir. Bitkilerden bile elde edilmiş olsa dahi çok şifalı oldukları kadar tahriş edici ve doz aşımlarında zehirleyici etkileri olabileceği unutulmamalıdır.
Aysu – İçeriden ve dışarıdan yağlarla beslenmenin farklılıkları nelerdir? Hangi durumda her ikisi de kullanılır? Ayçin Öztürk – Dahili olarak yani içilerek yağ kullanımı fitoterapinin konusudur aslında. Fitoterapist veya klinik aromaterapist bir eczacı veya doktor tarafından reçete edilmeli ve standardize edilmiş formlar tercih edilmelidir. Ben uçucu yağların içilerek tüketilmesini doğru bulmuyorum. Hem dahili hem de harici olarak kullanılabilen sabit yağlar var tabi ki örnek verecek olursak, Hindistan cevizi, avokado veya zeytinyağı (tabi ki asidik oranı düşük ve soğuk sıkım ya da taş baskı olanları tercih edilmeli) hem içilebilir hem de harici olarak dışarıdan uygulanabilir. Buna hekim veya eczacı karar verir. Aynı zamanda iyi yaşam uygulamaları dediğimiz wellness uygulamalarında, güzellik, cilt bakımı, pratik uygulamalar, mekânın hijyenini sağlama, kişisel hijyenini sağlama, hoş kokularından faydalanarak kullanabileceğimiz birçok alan var. Öncelikli olarak bu alanlarda kullanmak daha doğru olur.
Aysu – Kimler yağları kullanmamalı ve hangi organlarımızın tedavisinde yağlardan asla destek almamalıyız? Ayçin Öztürk –Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki yaş grubu olarak genellikle 3 yaşından itibaren uçucu ve sabit yağlar sağlıklı kişilerce kullanılabilir. Bununla birlikte özellikle bebekler bizim kırmızıçizgimiz olmalı. Çok dikkatli ve doktor tavsiyesi ile kullanılmalı. Ayrıca hamileler, kronik hastalığı olanlar, KOAH ve astım hastalığı olanlar, kanser tedavisi gören hastalar ve Kronik Böbrek ve Karaciğer hastalığı olanlarda da kullanımında dikkatli olunmalıdır. Bir uzman kontrolünde kullanmak en doğrusu olur. (devamı haftaya)