NE GÜZELDİR İSTİKLAL’DE DOLAŞMAK
NE GÜZELDİR İSTİKLAL’DE DOLAŞMAK
İstanbul dünden bugüne bir şehri sultandır dünyada en güzel şehir neresi diye sorsanız İstanbul derim. Hani adama sormuşlar “Ankara’ ya gidişin nesini seversin” diye “İstanbul’a dönüşünü” demiş. Milyonlarca insanın yaşadığı yine milyonların gelip gezip gördüğü İstanbul’da istiklal bir başkadır. Uzun bir koridor gibi uzanan İstiklal Caddesinde Türkiye’nin her yerinden gezmeye gelen insanların yanı sıra yurtdışından gelen turistleri de görmeniz mümkündür. Yolun sağında Güney Amerika’dan gelen mahalli sanatçıları görürsünüz. Kızıl Derililer gibi dans eder onlar. Sizde keyifle izlersiniz. Yerel entrüsmanlarla çaldıkları parçaları dinler hoşça vakit geçirirsiniz. Bir tarafta elinde gitarıyla şarkı söyleyen bir genç kız, bir başka tarafta saz çalan bir delikanlı, bakmışsınız bir köşeden armonika sesi geliyor. Yani bildiğiniz şu mızıka. Çok sesli müzikler, rengarenk insanlar hepsi birbirine saygı göstererek dolaşırlar. Kiminin elinde sıcak bir kahve bir başkasında bir bardak çay kiminin elinde bir kutu meşrubat veya meyve suyu dolaşıp dururlar. Simit yiyeni de sandviç yiyeni de dürüm yiyeni de görürsünüz ama İstiklal de bir tek kişinin dahi çekirdek çitlettiğini göremezsiniz. Herkes İstiklal’i korur onun her zaman pırıl pırıl olmasını ister. Bugün İstiklal pandemi nedeniyle daha az insanla buluşuyorsa herkes bilmeli ki cümle alem Korona’nın defolmasını bekliyor. Unutmadan söyleyeyim Türkiye’nin en ünlü kitap evleri o caddede bulunur. İmza günleri olur zaman zaman uzun kuyruklarla görebilirsiniz. Dünyanın ve ülkemizin en ünlü markaları İstiklal’dedir. Kafeler, pastaneler, yeme içme yerleri İstiklalin farklı bir tadı olarak sizlerle buluşurlar. Türk ve dünya yemeklerinden en güzel örnekleri orada bulursunuz. Bugün çok daha az kalabalık ama hiç bir zaman renksiz değil İstiklal. Her zaman bir kişiliktir ve her zaman kimliğini korumasını bilmiştir. Laf nereye getireceksin diye sorarsanız Cumartesi günü İstiklal’in hali bir başkadır. Olması gerekenden çok daha fazla kalabalıktı. Aslında İstiklalin hiç bir zaman istemediği manzara olmasına rağmen biz bunu yaptık. İnsanların sokağa çıkması tabi ki hak hava alması tabi ki hak sosyalleşmesi en büyük hakkı. Kolay değil bir yıldır eşe dosta konu komşuya hasret yaşıyoruz, tokalaşamıyoruz, kucaklaşamıyoruz. İşte bizlere bütün bunların yarattığı travmalar ileriki günlerde İstiklal adına da tehlike sinyalleri veriyor. Ama biz İstiklal’in her zaman sağlıklı halini özleriz zaten İstiklal’de böyle ister. Bütün bunları biz yapacağız. Dünya böyle bir pandemiyle karşılaşmadı. Güreşdeki tabir gibi korona tüm dünyayı açık düşürdü . Bizde o zaman kapanmalıyız ki şairin dediği gibi Ankara’nın neyini seversiniz dediğinde nasıl ki İstanbul’a dönüşünü diyorsa biz de diyelim ki İstiklal’in mis gibi kokan rengarenk halini özlemini diyelim yani İstiklal’e koronasız dönüş diyelim