10275,75%0,46
39,81% 0,10
46,90% 0,33
4274,45% 0,36
6794,97% -0,20
Kaymakam Cengiz Karabulut, 2021 yılının Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı olması nedeniyle önemli bir açıklamada bulundu. Kaymakam Karabulut, ‘Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’ndan ibaret değildir. Kendisini vatanına, milletine adamış vatan hizmetkarı büyük bir şahsiyettir’ dedi.
İstiklal Harbimizde bir Aydın: Mehmet Akif Ersoy
Bağımsızlık sembolümüz İstiklal Marşımızın kabulünün 100.yılında, bu eseri kaleme alarak bir manevi miras bırakan Mehmet Akif’i anarken aklımıza ilk olarak İstiklal Marşı gelmektedir. İstiklal Marşı bizim kuruluş ve varoluş felsefemizi ortaya koymakla beraber bilinmelidir ki Akif, İstiklal Marşı’ndan ibaret değildir. Kendisini vatanına milletine adamış vatan hizmetkârı büyük bir şahsiyettir. Bilim ve teknolojiyi, ahlakla kültürü, sanatla imanı birleştiren Akif,bizzat kendi yaşantısı ve daima gençleri ilim öğrenmeye teşvik edişi ile de bir yol göstericidir’ diye konuştu.
‘Kuvayi Milliye ruhuna can katmıştır’
‘Mehmet Akif tarihimizin en buhranlı döneminde yaşamıştır. Akif’in yaşamı Osmanlı imparatorluğunun çökmeye başladığı, yeni bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu döneme rastlamaktadır. Akif siyasi ve fikri mücadelelerin en yoğun olduğu bu dönemde kendini birçok yönden geliştirmiş edebiyatımıza büyük katkılar sağlamıştır. Yazılarını halkı aydınlatmak, milli mücadeleye destek vermek amacıyla kullanmıştır. Cephe de savaşmamış olsada cephe gerisinde halkı galeyana getirmiş, milli mücadeleye inandırmış, o bağımsızlık ruhunu halka vermiş ve başarılı olmuştur. Mondros ateşkes antlaşmasından sonra ülkenin işgal edilmeye başlanması Mehmet Akif’i çok üzmüş ve onu harekete geçirmiştir. İstiklal Harbi sırasında, dostu, yol arkadaşı Eşref Edip ile şehir şehir, kasaba kasaba dolaşarak, vaazlarıyla, yazılarıyla, Anadolu’da bağımsızlık ateşini harlamış, Kuvayı Milliye ruhuna can katmıştır.’
‘Bu marşı yazmak için akıllar hep Mehmet Akif’te idi’
Kaymakam Karabulut, ‘Cephede en çetin mücadeleler sürerken istiklale giden yolun taşları dizilmekteydi. 7 Kasım 1920’de Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nde bir ilan yer aldı. Bağımsızlığın sembolü olacak bir marş aranıyordu. Ödülü ise 500 liraydı. Bu marşı yazmak için akıllar hep Mehmet Akif’te idi. Ancak Akif, milli marşın para karşılığı yazılamayacağını söyleyerek yarışmaya katılmıyordu. Yoğun ısrarlar sonucunda Mehmet Akif, daha fazla dayanamadı ve yarışma ödülünü almamak kaydıyla şiir yarışmasına katılmaya karar verdi. Takvim yaprakları 12 Mart 1921’i gösterdiğinde, o tarihi gün gelmişti. Tam bir asır önce dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, Birinci Meclis’teki bu kürsüden vatan dolu o satırları okudu. “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” dizesinin ardından salonda bir alkış tufanı koptu’ dedi.
‘Vatanımızın ne şartlar altında kurtulduğunu ve kurulduğunu gelecek kuşaklara aktarmalıyız’
‘İstiklal Marşı, Milli Mücadele döneminde olduğu gibi bugün de milletimize cesaret vermektedir’ diyen Kaymakam Karabulut, ‘Böylece Milli mücadelemiz bağımsızlık sembolümüz olan istiklal marşımız ile taçlandırıldı. Milletçe birlik olduğumuzda neleri başarabileceğimizi en güzel şekilde anlatan İstiklal Marşı, Milli Mücadele döneminde olduğu gibi bugün de milletimize cesaret vermektedir. Zor zamanlarımızda bile topyekûn İstiklâl mücadelesi vermiş bir millet olarak, vatanımızın ne şartlar altında kurtulduğunu ve kurulduğunu gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle; İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yıl dönümünü kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’u ve İstiklal Savaşı’nın tüm kahramanlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyorum’ diyerek açıklamalarını tamamladı.