POTANSİYELİ KEŞFETMEK ( BÖLÜM 1 / 2 )
Potansiyel keşfinde anahtar, gerçek bir gözlemci olarak hareket etmektir. 17. yüzyılda yaşayan Samuray Musashi aynı zamanda bir filozofmuş. Musashi, “gözlemci göz” ve “algılayıcı göz” diye bir ayrım yapmış. Gözlemci göz, durumu olduğu gibi görür, yorum katmaz. Psikolojik etkilerden olabildiğince arındırılmış, objektif kamera bakışıdır. Algılayıcı göz ise ona anlamlar yükler, kendi hikâyesinin önyargılarını ekler, olmayanı var eder, olanı yok sayar.
Kendimizi ya da çocuğumuzu anlamaya çalışırken algılardan değil, objektif olarak gördüklerimizden hareket etmemiz sağlıklı olandır. Araştırmalar, insanların başkalarının çocuklarını daha objektif değerlendirdiğini ama iş kendi çocuklarına gelince objektifliklerini yitirdiğini gösteriyor. Ebeveyn ya da öğretmenseniz, bu süreçte sorabileceğiniz bazı sorular var:
● Çocuk neye daha çok ilgili?
Çocuğunuzu küçük yaştan itibaren farklı faaliyetlerle buluşturarak hangi alanlara ilgisi ve eğilimi olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Küçük çocuklar her şeye merak duyarlar, o yüzden ilgi alanlarını keşfetmek biraz zor olabilir. Asıl güzel olan da bu arayıştır. Onları yeni yerlere götürmek, kitaplar okumak, farklı deneyimler için yeterince alan ve zaman tanımak gerekir. Belki bir ay dinozorlar, bir başka ay robotlar ilgisini çekebilir. Zaman içinde bir yere doğru daha derin ilgi duyacaktır.
Angela Duckworth Azim kitabında, kişinin ilgi alanlarını kendi içine bakıp keşfedemeyeceğini belirtiyor. Dış dünyayla etkileşimler ilgileri tetikler. İlgi keşfi süreci karmaşık, tesadüfi, verimsiz bir süreç olabilir. Çünkü kişi neyin ilgisini çekip neyin çekmeyeceğini öngöremez. Ne istediğimizi netleştirmek kadar ne istemediğimizi bilmek için de birçok şeyi denememiz gerekir. Deneyimlemeden hangi ilgilerin kalıcı hangilerinin geçici olduğunu bilemeyiz.
● Çocuk neye dikkat ediyor?
Müziğe eğilimi olanlar seslere, dile eğilimi olanlar sözcüklere, matematiksel düşünceye eğilimi olanlar mekanizmalara ve sayılara, görsel düşünceye eğilimi olanlar şekillere ve hareketlere, spora eğilimi olanlar dansa, müziğe, harekete dikkat edebilirler. Çoklu Zekâ Kuramı 8 farklı zekâ tipi olduğunu savunur. Kuram bugün çeşitli eleştirilere maruz kalsa da, çocuğun neye eğilimi olduğunu anlama konusunda yine de bir ipucu verebilir. İnternette “Howard Gardner Çoklu Zekâ Kuramı” diye aramanız yeterli. Ayrıca yazarın Zihin Çerçeveleri kitabını da okuyabilirsiniz.
● Çocuk nasıl oynuyor?
Özellikle de yetişkin müdahalesi olmayan, serbest oyun, potansiyel keşfinde çok önemli. Serbest bırakıldığında ne yapıyor? Hangi oyuna ya da oyuncağa yöneliyor? Bir oyuncakla oynarken renklerine mi dikkat ediyor? Ses efektleri mi yapıyor? Oyuncağı uçak gibi hayal edip onu uçuruyor mu? Nasıl çalıştığına mı bakıyor, parçalarına mı ayırıyor? Onunla diyaloğa mı giriyor? Hepsi ayrı bir eğilimin ön işareti olabilir. Mesela uçağı uçurmak yerine onu karşısına oturtup konuşan çocuk sosyal eğilimli olabilir. Uçağı parçalarına ayırıp inceleyen daha analitik bir zihne sahip olabilir. Özetle çocuğun sadece neyle oynadığı değil, nasıl oynadığı da önemli.
● Çocuğun gözünü parlatan ne?
Çin’de kadim sokak satıcıları, müşterilerine ne istediklerini sorup cevaba göre seçenek sunarmış. Seçeneklere bakarken gözbebeklerini izleyip hangi seçeneğe takılıyor ve sık sık dönüyorsa, onun “en iyisi” olduğunu söylerlermiş. Böylece kişi iç rahatlığıyla o ürünü alırmış. Çocukların gözlerine bakmak, potansiyellerini görmeyi sağlayabilir. Siz de çocuğunuzun gözünün içine bakın. Yaptığı şey sırasında zevk alıyor mu, yoksa ölü balık gibi mi bakıyor? Anaïs Nin, “Dünyayı olduğu gibi değil, olduğum gibi görüyorum,” demiş. Çocuğunuzun dünyasına bakarken Nin gibi olmayın! O gözlerde kendi yansımanızın ötesindeki çocuğu görmeye çalışın. (Eğitimci Dr. Bahar Eriş’in “Senin Yolun Hangisi” kitabının Kigem sayfasında yayınladığı makalesinden alıntıdır)
Sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde bir bayram geçirmeniz dileğiyle…
Ramazan Bayramı’nız mübarek olsun.
Sağlıkla ve Sevgiyle kalın…