DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kocaeli °C

KISSADAN HİSSE HİKAYELER

03.06.2021
665
A+
A-

KISSADAN HİSSE HİKAYELER

YAKIŞANI YAPMAK

Zamanın birinde adamın birisinin eşeği yolda çamura batmış. Oldukça sulak olan araziden eşeğini bir türlü çıkaramayan gariban köylü, öfkeyle hem eşeğe hem Padişaha sövmeye başlamış. Tam o sırada tesadüfen ordan geçmekte olan Padişah, köylünün söylediklerini duymuş. Maiyetindekiler hemen, Padişaha küfreden kişinin kellesinin vurulması gerektiğini söyleseler de Padişah onlara kulak asmamış, içinden; ‘Ne ister ki benden? Ben mi batırdım eşeğini çamura? Hele bir soralım demiş.

Köylüyü getirmişler padişahın huzuruna,demişler: ‘Anlat bakalım, nedir bu celalli halin? Ne diye küfredersin kudretli Hükümdara?’. Köylü korkmuş, sıkılmış, kapanmış Padişahın eteğine, af dilemiş çaresizce. Görenler iç geçirmişler haline, demişler:’Yakındır kellesine veda etmeye’. Ama öyle olmamış, Padişah, bekledikleri gibi vurun dememiş kellesini, üstelik affetmiş bu gariban köylüyü. Şaşırmışlar görenler. Nasıl oldu da affetti diye meraklanmışlar. Önce sormuşlar köylüye: Niye küfür ediyordun Padişaha? Çok sinirliydim demiş gariban köylü. O anda kendime yakışanı yapıyordum. Peki demişler nasıl oldu da affetti Padişah seni? O ‘da aynısını yaptı demiş köylü. Yani?  Yani O da kendisine yakışanı yaptı…

PARLAYAN KILIÇ

Venedik elçisi Antonio Jüstiniani, Yavuz Sultan Selim’in huzuruna girer. Yeri öpüp itimatnamesini sunar, görüşmesini tamamlar. Ülkesine döndüğünde herkes, adeta bir ütopya medeniyetinin sultanı gibi gördüğü, hayalinde canlandırmaya çalıştığı Cihan Padişahı Sultan Selim Han ‘ın nasıl birisi olduğunu sorar:

— Göremedim, der Jüstiniani…

Merak ederler :

— Odasına girdiğin, yanına kadar gittiğin halde nasıl göremedin?

Jüstiniani şu müthiş itirafda bulunmak zorunda kalır:

— Kılıcı öyle parlıyordu ki, yüzüne bakamadım.

Venedik elçisinin bu sözlerini duyan haşmetli hünkar:

— Paşalarım, der. Osmanlı ‘nın kılıcı parladığı sürece düşmanların başı daima öne eğik kalır. Amma Allah korusun, bu kılıç bir kınına girerde paslanmaya başlarsa, o zaman işte bu kafalar yavaş yavaş dikilir ve bize bir gün yukardan bakar.

DENİZ YILDIZI

Gece denizde fırtına çıkmış, deniz yıldızları sahile vurmuşlar. Bir genç, deniz yıldızlarını teker teker alıp tekrar denize atıyormuş. Yanına bir ihtiyar yaklaşmış. Yüzlerce metre uzunluğundaki sahili göstererek

— Evladım, sahil çok uzun ve deniz yıldızları da sayılamayacak kadar çok. Sen, bu kadar deniz yıldızından kaç tanesini denize atabileceksin ve ne değişecek? demiş.

Genç adam önce sahili sonra ihtiyarı süzmüş.

— Haklısın, demiş ve eline aldığı bir deniz yıldızını ihtiyara göstererek eklemiş :

— Ama bunun için çok şey değişecek…

ŞEYH EDEBALİ’NİN OSMAN BEY’E NASİHATI

İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar , akşam ezanında ölürler. Avun oğlum , avun güçlüsün , kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulursun gidersin.Öfken ve nefsin bir olup aklını yener,daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın… Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.Bütün fethedilmemiş sırlar, bilinmeyenler , görünmeyenler senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir.Bu dünyada inancını kaybedersen yeşiller çorak olur, çöllere dönersin.

Açık sözlü ol, her sözü üstüne alma… Gördün söyleme, bildin bilme, sevildiğin yere sık gidip gelme. Kalkar muhabbetin,itibar olmaz.Üç kişiye acı : cahiller arasındaki alime,zengin iken fakir düşene,

hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutma ki, yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.Haklı olduğunda mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru , yiğidin iyisine deli derler…

Sevgi ve Özveri

Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışarıdan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır da kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce. Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı. Peki nasıl olmuş da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmış? Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalı. Böylece adam çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar. Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir, ağzında taşıdığı yemekle kertenkeleyi besler… Adamı sersemletir gördüğü manzara. Bu nasıl bir sevgi? Ayağı çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir…

ALINTI

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.