İnsanoğlunun en önemli özelliklerinden biri kurallara karşı gelmek yasakları delmek ve bana bir şey olmaz anlayışıdır. Vaka sayılarının ilk başlangıç günlerinin bir kaç katına çıkmasına rağmen tüm dünyanın umursamaz halleri gösteriyor ki bütün bu karşı çıkışlar insanlığın fıtratında var. Vakalar arttıkça ne hikmetse yasaklar da ilgili devletler tarafından kaldırılıyor. Öp babanın elini dünya hala her şeyin başı sağlık anlayışını kavrayamamış. Biz işimize bakalım para kazanalım kafasındalar. Evet belki yeni virüs tipi öldürücü olmuyor bunun da etkisi olabilir. Rehavet ve umursamazlık belki bundan kaynaklanıyor. En son duyduğum 173 kişinin hayatını kaybetmesi aslında ileri ki günler için hiç de iyi bir sinyal vermemesine rağmen yelkenler fora gibi maskeleri de fora edip çıkarıp attık. Bir de aşı olmamakta direnenler var tıpkı Tenis Dünyası’nın bir numaralı ismi Novak Djokovic gibi öyle bir inat etti ki Avustralya hükümetiyle karşı karşıya geldi gözaltına alındı, inadından vazgeçmedi sonunda yarışmalardan men edildi. 2022 yılında Covid-19’un dünyadan elini eteğini çekeceğine dair hiç bir olumlu sinyal gelmemesine rağmen bu rehavet ‘bana bir şey olmaz’ anlayışı aslında tüm insanların iki yıl içerisinde içine düşmüş olduğu psikolojik durumun yansımasından başka bir şey değil. Türkiye de aşıyı bulup 84 milyona rahat bir nefes aldırmanın yanı sıra tüm milletin gururlanmasına neden olan başarıya imza atmışken ben derim ki biz kendi bulduğumuz aşıya güvenelim ve mutlaka diğerlerine karşı tereddütle baksak da gönül rahatlığıyla Turkovac aşısını olalım.
