SABAH NAMAZI
Her namazın rekatları farklıdır ve bizi namaza ezan çağırır. Sabaha karşı yükselen Segah makamındaki sabah namazının sesi billur gibiydi. Belli ki bizim Müezzin Yaşar okuyor. Sesi hemen tanıdım, hani derler ‘Müzik ruhun gıdasıdır’ diye. Ezan bir çağrı ama öyle bir çağrı ki sizi mest ediyor. Okuyanda Yaşar gibi bülbül sesli bir Müezzin olunca hiç bitmesin istiyorsunuz. Müthiş bir huşu ile dinliyorsunuz. Ondan sonra gelen öğle namazı Rast makamında okunur. Ne şans ki öğle namazını da Yaşar’ın müthiş sesi ile ve büyük bir keyifle dinledik. İkindi’nin makamı Hicaz’dır. Akşam Segah makamında okunur ve günü nihayetlendiren Yatsı namazı da Uşşak makamından yükselir. ‘Ezanlar ki dinimizin temeli ebedi yurdumun üstünde inlemeli.’ Her zaman söylerim; namaza çağrı olan ezan son derece önemlidir. Yükselen ses eğer ki sizi mutlu ve hoşnut ediyorsa içinde namaz kılma isteği müthiş bir hal alıyor. Belki de böylesine billur sesleri duyunca hele ki sabah vaktinde insan kim bilir o sesin peşine koşup Camiye varıyor.. Uzun zamandır Müezzin Yaşar’ı dinlememiştim. İyi ki elektrikler de kesik değil diye düşündüm. Sonra aklıma geldi ki ne kadar elektrikler kesik olsa da Yaşar kardeşimin hem gür hem billur gibi sesi bize illaki de ulaşırdı.. Buradan gelelim pek de iç açıcı bir konu olarak görmediğim Arif Öztok’un haberine; Değirmendere’nin Yalı Cami orada bir İsmail Eray abimiz var. Pek dertli SEDAŞ elektriklerini kesmeye gelmiş yalvar yakar dün için söylüyorum saat 17.00’e kadar müsaade etmişler. Isıtıcı ve soğutucuların elektrikleri kesikmiş de hoparlörün yani ezan sesinin elektriğini kesmemişler. İsmail abi ‘Ya her yere müracaat ettim, dilekçe verdim bir şey çıkmadı’ diyor. Epey üzgün dolayısıyla cemaatte üzgün. Şimdi sabahleyin Müezzin Yaşar’ın o müthiş sesiyle sabah ezanını dinledikten sonra akabinde gelen bu haber tadımızı kaçırdı. İnşallah sorun çözülür ki çözülmeyecek bir mebla da yok ortada. Herkes rahat eder biz de sabah namazlarını o keyif ve huşuyla dinlemeye devam ederiz.