Yazar Burçin Çankaya Öğretmeni olduğu AKV’de söyleşi yaptı

Yazar Burçin Çankaya Öğretmeni olduğu AKV’de söyleşi yaptı

Anadolu Kalkınma Vakfı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi dolu dolu bir hafta yaşadı. Avrupa Mesleki Beceriler Haftası kapsamında organize ettiği Bahar Şenliği ile öğretmen ve ve öğrenciler hem eğlendiler hem de kariyer günleri, alan tanıtımı ve söyleşilerle mesleki becerilerini geliştirme fırsatı buldular.

Moderatörlüğü Aysel Öğretmen yaptı

Bu etkinliklerden biri de okulda Türk dili ve edebiyatı öğretmeni olarak görev yapan yazar Burçin Çankaya’nın öğrencilerle gerçekleştirdiği söyleşi oldu. Söyleşinin moderatörlüğünü Edebiyat Öğretmeni Aysel Arslan yaptı. Söyleşinin başında Burçin Çankaya, öğrencilerin bir kişinin eserlerini anlaması adına hayatına dair bilgiler edinmesinin önemini vurgulayarak yaşamıyla ilgili hazırlanan slaytı izletti.

Slaytın izlenmesinin ardından Aysel Arslan’ın yönelttiği soruları Çankaya şöyle yanıtladı.

“Yazmaya nasıl başladınız ve yazar olmaya nasıl karar verdiniz?

Küçükken yazar olmayı hayal ederdim. Bir şeyler yazmak ve bir yerlerde var olma arzum hep vardı. İlk başta günlük yazmaya başladım yazmaya istekli olanlar için önerim günlük yazmalarıdır çünkü günlük kendi duygularını kâğıda aktarmanın bir şeklidir. Edebiyat fakültesinde okudum ayrıca yazdığım şeyleri zenginleştirebilmek için şu anda sosyoloji bölümü okuyorum. Yani diyeceğim o ki okumanın yaşı yoktur.

“Yazdığınız şeyler öykü türünde. Neden öykü yazmayı tercih ediyorsunuz?”

Tür olarak seviyorum. Konu ve kahraman bulması zor değil.

“Yazarken zorlanıp, pes etmek istediğiniz zamanlar oldu mu?”

Yazdıktan sonra burası olmamış dediğim zamanlar oldu ama hiç pes etmedim mücadeleyi seven bir insanım.

“Ana sınıfıyla bir etkinliğimiz oldu. Bize etkinlikten bahseder misiniz?”

Çocuklara doğayı sevdirmek ve çevreye duyarlılığını anlatmak amacıyla masal etkinliği düzenledik. Gayet güzel ve keyifliydi.

“İyi yazmak için çok okumak şart mıdır?”

İlk önce çok satan kitap ve çok okunan kitap arasında fark olduğunu belirtmek isterim ve evet iyi yazmak için çok okumak şart. Çocukluğumun en büyük lüksü mahallemizde bir sahafın olmasıydı, kaliteli ve bana bilgi katan kitaplar okuyabiliyordum.

“Bize eserlerinizden bahseder misiniz?”

Rüzgâr Fısıldarken benim ilk kitabım. Ana teması doğa ve ölüm olan fabl türünde bir kitap. İlk kitabım olsada ilk basılan kitabım değil şu anda basılıyor. Acı Kahve adlı kitabımın sonu sürprizli olduğu için konusundan bahsetmem doğru olmaz. Sadece şunu diyebilirim: Kitabı iki türlü okuyabilirsiniz. İtalik(eğik yazı stili) yazılan bölümler yanında Times New Roman fontla yazılan kısımlar da var. Sadece İtalik yazılan tarafı ya da sadece Times New Roman yazılan tarafı okuyabilirsiniz. Yani her iki şekilde de bir bütünlük var. Deneysel bir çalışma oldu.

’Dediğiniz şey sürekli aynı yemeği yemek gibidir’

Söyleşinin sonunda Müdür Yardımcısı İbrahim Küçüker’in “Bir kişinin sürekli benzer kitapları okuması onun için ne kadar faydalı ve sizin okumaktan en çok zevk aldığınız yazar kimdir?” sorusunu Çankaya “Dediğiniz şey sürekli aynı yemeği yemek gibidir. Çevremizdeki insanlarla empati kurabilmek için farklı türden kitaplar da okumalıyız. Hayatının değişik dönemlerinde değişik duygular yaşadığım için o zaman okuduğum kitaplar farklı oldu. Yani belki de eskiden okuduğum bir kitap belki beni şu an anda etkilemeyecek. Ama favori kitaplar var elbette Orhan Pamuk’un Kara adlı kitabını severim. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanını üniversitedeyken yanından ayırmazdım hep çantamdaydı.” diye cevapladı.