ZARAFET ABİDELERİ
İnsanların birbirleriyle nezaketen konuşup gönül aldığı zarafet dolu hareketleri ve komşularını kırmadan neler yapabildiğini gerçek bir hikaye ile anlatayım. Bizim Doktor hanım o zaman bir çocuktu. Karşıdaki komşunun erikleri olmuş dallar sarkar haldeydi. Doktor hanımın babaannesi karşıki komşuya seslendi. Elif hanım bizim torunun gözü senin eriklere kalmış bir tabak verebilir misin? Biraz sonra koca bir kapla Elif hanım belirdi, erikler geldi. Halbuki bizim Doktor Hanım erik falan da istememişti. Ninesinin bu hareketine şaştı kaldı. O sırada ninesinin pişirdiği etlerin kokusu da yan komşuya kadar varmıştı. Nine erikleri bir müsait tabağa boşalttı, bir güzel yıkadı sonra pişirdiği etlerden komşunun tabağına doldurarak; ‘Hadi al götür, bunu yan komşuya’ dedi. Doktor o günleri çok özlüyor. Ninesinin o zarif hareketini komşuyu kırmadan yapılan bu güzel ikramı gururla anlatıyor. Bizse bugün o günlere olan özlemle yaşıyoruz. Bugün kavga var, gürültü var. Nezaketi kaybettik ve bütün bunların hiç biri hayra alamet değil.