Şu emekliler adına ne çok da fıkralar üretilir. Ben de güler geçerim. Kimi tıpkı temel fıkrası gibidir. Adamın biri emeklilik işlemelerini yaptırmak üzere sigorta binasına gitmiş. Demiş ki ben emekli oluyorum, işlemler için geldim, kadın Memura, ‘Nüfus cüzdanınız veya ehliyetinizi verin’ demiş adam ceplerine bakmış, anlamış ki; her ikisi de evde. Kadın Memura dönüp, ‘Herhalde onları evde unuttum, bir koşu eve gidip, alıp geleyim’ demiş. Kadın şu gömleğinizin düğmelerini bir açın bakayım deyince adam bir şey anlamamış ama üç düğmesini açmış, kırılmış ve kırlaşmış göğüs kıllarını görünce ’Eve gitmenize gerek yok, işlemlerinizi başlatıyorum’ demiş. Bitince de evine dönüp başından geçen olayları karısına anlatınca karısı ‘keşke pantolonunu da indirseydinde seni bir de malulen emekli etselerdi’ demiş. E böyle bir olay tabiki cereyan etmiş değil ama birileri emekliler üzerinden gülecek veya espri yapacak ya, bu hikaye ondan başkası da değil. Şu emeklinin maaşı hele bir on-on beş bin lira olsun ne ehliyetini ne nüfus kağıdını unutur ne de pantolonunu indirmek zorunda kalır. Bu kadar kafa yakmayın bu emeklilerle be kardeşim.
TATLI DİL Mİ, SİVRİ DİL Mİ?
Malumunuz üzere çetin bir seçim atmosferi yaşıyoruz. Bu köşeden defalarca yazdım; ey adaylar ve onların A takımları, seçim süresince elinize belinize ve dilinize hakim olun. Tatlı dil güler yüz,bilin ki kalpleri fethetmedeki en güzel yoldur. Büyüklerimiz bizlere çok güzel sözler bırakmış, eline beline diline hakim ol. Hırsın aklını geçmesin,vicdanları köreltmesin,sevgi pınarlarını kirletmesin. Ben böyle yazarım da herkes bilir ki gönlümden geçendir. Hepimiz biliriz ki olması gerekendir. Yine büyüklerimizin dediği gibi “ Reşit sen söyle sen işit” yine ince ince laflar dolaşmaya başladı ortalıkta, aman ne konuşmalar ne laflar, neler neler.Evet,o zaman şöyle diyeyim. Anlayana sivrisinek saz,anlamayana davulu soksan az. Kimse unutmasın ki 31 Mart savaş günü değil bugünlerde savaş oyunları değil. Vatandaş kentinde belediye başkanı seçecek. Sakla samanı gelir zamanı gibi birçok kirli ve yakışmayacak bilgiyi biriktirip bugün oralardan medet ummak ne insani ne vicdani. Sokaklarda gezen insanlardaki belediye başkan adayları ve beraberindeki heyetler için söylüyorum, sevgi dilini yüreklerinde taşımaya devam etsinler. Seçmenin karşısında efendilik değil beyefendilik sergilesinler
Şunu da hiçbir zaman unutmayalım ki insanlar sorununbir parçası olanları değil sorunları samimiyetle çözeceklere itibar eder. Bu da aynen şu demektir;Başarılı olan insanların daima bir programı, başarısız olanların da sürekli bir mazereti vardır. Hayırlı Cumalar…