Kocaeli Büyükşehirde değişim olacak. Üç dönemini tamamlayan, Karaosmanoğlu’nun yerine önemli bir isim olan Vali Münir Karaloğlu artık çok sık konuşuluyor. Kocaeli Büyükşehir’de Genel Sekreterlik görevinde son derece başarılı olan sıcak ve samimi bir portföyle gönüllerde de taht kuran Karaloğlu, devlet tarafından takdir edilerek Valiliğe atanmıştı. Ülkemizin en önemli illerinde son derece başarılı çalışmalar yaptı. Hem belediyecilik, hem de devlet tecrübesiyle, Vali Karaloğlu büyükşehir için adeta biçilmiş bir kaftan. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın “Halk değişim istiyor” sözlerinden sonra gözler zaten bir anda Vali Karaloğlu’na çevrilmişti. Üç döneme takılan belediye başkanları belli ki aday gösterilmeyecek. Yerine yepyeni bir heyecan ve solukla önemli isimler getirilecek ki toplumda önemli bir rüzgar estirilsin ve enerji sağlansın. AK Parti’nin bu dönemde bunlara ihtiyacı var. O halde en yakışan ve en doğru isim Sayın Karaloğlu’nun Kocaeli’nde Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması en isabetli ve doğru karar olacaktır.
DOSTUM MUSTAFA ALTINTAŞ
Ben kendisini Gölcük Kaymakamlığı yaptığı görev süresi içerisinde gerçekten çok sevdim. İlçemizde öylesine tecrübeli bir devlet adamının görev yapması halkımız adına da son derece önemliydi. Değerli dostum Mustafa Altıntaş Mart ayında emekliliğini isteyecekti. Belli ki doğduğu şehir Ankara’nın şerefli Koçhisar ilçesinde ilçemizdeki gibi çok seviliyor ve sayılıyor, bunun farkına varan siyasilerimiz Değerli Kaymakamımızı ilçelerinde Belediye Başkanı olarak görmek istiyorlar. Bu nedenle de kendisine yapılan teklifi olumlu karşıladı. Doğduğu ilçeye hizmet vermesi de bence son derece isabetli bir davranış. Bugün Valiliğe Gölcük’ten, Kaymakamlık görevinden ayrıldığına dair dilekçesini sunacak, halka hizmetin bir başka yolu olan belediye başkanlığı için de kollarını sıvayacak; hayırlı uğurlu olsun.
Elinden Gelen
Gazeteci, küçük bir arsa boşluğunun kıyısında oturan, elindeki mandalinayı yerken çekirdeklerini de arada sırada etrafına tüküren, kasketli sakallı bir gence rastlar.
Kasketli sakallı gencin, yanına yaklaşarak:
— Keyifler yerinde mi? Yaşamından hoşnut musun?
Kasketli sakallı genç:
— Eh!! Elimden geleni yapmaya çalışıyorum işte!!.
Sonra bir çekirdek daha tükürüp sürdürür:
— Görüyorsun!! Mandalina ağaçları yetiştirmek için ekimle uğraşıyorum.
Sor
Baba köşesinde, günün yorgunluk kahvesini yudumlarken, hemen yanında dersine çalışan Mustafa:
– Baba, elektrik nedir?
– Elektrik?! Elektrik, şey!…Vallahi, ben de bilmiyorum oğlum. Ne kötü her gün görüp kullandığımız şey halbuki.
Mustafa boynunu büker, yeniden çalışmasına döner. Bir süre sonra:
-Baba!
-Ne var oğlum?
-Gök gürültüsü neden olur?
-Gök gürültüsü mü? Şey! Gök gürültüsü… Doğrusu ben de bilmiyorum…
Çocuk tekrar çalışmasına döner . Çok geçmez yeniden seslenir:
-Baba!
Gerisi gelmeyince baba meraklanır:
-Ne vardı oğlum! Bir şey mi soracaktın?
-Hiç! der, sessizce boynunu büker..
-Söyle bakalım, ne soracaktın oğlum?.
– ………..
-Yoo… Öyle pısırıklık etme!! Sor oğlum! Ben yaşamda tüm öğrendiklerimi sora sora öğrendim.
Sınıflama
Oto galeri sahibi, düşünceli düşünceli başını sallayıp, karısına yakındı:
– Anlayamadım yahu! Üç ay önce yeni evli bir çifte, kelepir bir otomobil satmıştım. Aradan bunca zaman geçti, metelik göndermediler daha!!. Acaba başlarına bir şey mi geldi? Çok da dürüst ve sevimli insanlardı.
Bunun üzerine bir mektup daha yazıp, durumu hatırlatmaya karar verdiler. Ve üç gün sonra şu yanıtı aldılar:
– Sayın bayım… Evliliğimizin ilk gününde, oturup alacaklılarımızı üç gruba ayırdık:
1) En münasip zamanda alacakları ödenecek olanlar
2) Er geç alacakları bir gün ödenecek olanlar
3) Alacakları hiç bir zaman ödenmeyecek olanlar…
Gösterdiğiniz olağanüstü nezaket karşısında sizi üçüncü gruptan ikinci grup alacaklılar sınıfına geçirdiğimizi bildirir, saygılarımızı sunarız.
