Nurettin Şenemre


BALIK BAYRAMI


BALIK BAYRAMI

Bu sene Maşallah balık bol. Geçen sene seyretmeyi bile beceremediğimiz palamutlar balıkçı tezgahlarını süslüyor. Bir palamut neredeyse bir kilo, fiyatı da 10 ile 15 lira arasında değişince, sofralar lezzetlendi, mideler bayram ediyor. İstanbul’da belediye tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen Balık Festivali var. Televizyonlarda izlediğimde çok ta hoşuma gitti. İnsanlar saatlerce o envai çeşit balıklardan ekmek arası tatmak için beklediler. Kimsenin derdi şuraya gideyim de bedava balık yiyeyim değildi. Bir kültürü yaşatmak, bir bayramı birlikte yaşamak yüzlerce binlerce insanla beraber olmaktı amaç. Kadınıyla erkeğiyle, minicik yavrularıyla o müthiş duyguyu yaşarken herkes hangi balığı tercih ediyorsa, onu da yemenin keyfindeydi. Kimi ayaküstü atıştırırken, kimi bir yere çömelmiş, kimi banktaydı. Yüzlerine şöyle bir baktığımda orada olmanın mutluluk ve huzuru adeta parlıyor. Aslında bir deniz kenarı ülke olmak bizim için çok büyük bir nimet. Denizlerimizin kıymetini bilemeliyiz, balık çeşitlerimizin çoğalması için de çaba sarf etmeliyiz. O festivale katılanlar bir balık bayramı keyfi yaşadılar. Zaman zaman ilçemizde de derneklerimiz hem üyelerini, hem de vatandaşları balıkla buluşturup bizimde böylesine güzel bir keyfi yaşamamıza vesile oluyorlar. Hani derler ya gönül ne çay ister, ne kahve; gönül bir dost ister çay kahve bahane.

 

Kumaşçı ile Karpuzcu

Padişah, vezire sorar:

– Vezir !İstanbul’da evliya var mı?

– Aman padişahım, İstanbul evliya yatağı olarak bilinir, evliya olmaz mı hiç!

– Öyleyse bir kaç tanesini ziyaret edelim.

– Sultanım, arzu ederseniz tebdil-i kıyafet ile şehri dolaşalım.

Vezir ve padişah köylü kıyafetine girip, yola çıkarlar. Önce Mısır çarşısına girerler. Orada bir kumaşçı dükkanına girip selam verirler. Dükkan sahibi büyük bir edeple selamı alır ve müşterilerine iltifatta bulunarak;

-Hoş geldiniz, safa geldiniz, maşallah Allah’ın ne güzel kulları var, buyurun efendim der.

Vezir, biraz kumaş lazım olduğunu ve kumaş almaya geldiklerini söyler. Kumaşçı, hangisinden alacaklarını sorar. Vezir;

-Şu topu, şu topu, şu topu indir. Diyerek topların yarısından fazlasını indirir. Sonra da:

-Şundan yarım metre, şundan bir metre, şundan iki metre kes. Diyerek indirttiği bütün toplardan kestirir. Kumaşçı:

-Allah’ımın ne güzel kulları var, Ya Rabbi! Sana şükür diyerek kestiği kumaşları paket yapar, ücretlerini hesap edip miktarı yazılı olan kağıdı vezire uzatır.

Bu sefer vezir;

-Kusura bakmayın biz bunları almaktan vazgeçtik, çünkü kumaşları beğenmedik der. Kumaşçı büyük bir teslimiyetle;

-Hay hay olur efendim, Allah’ın ne güzel kulları var, fark etmez efendim, güle güle! diyerek müşterilerini uğurlar. Paketlenmiş kumaşlarını bir tarafa koyar.

Padişah ve vezir bu sefer Beyazıt meydanına çıkarlar.

Orada elinde sopasıyla;

-Karpuz, karpuz! diye bağıran karpuz satan celalli birisini görürler. Vezir;

-Padişahım, şimdi bu zattan karpuz alacağız ama hemen almayın. Karpuzları bastırın, birini alıp diğerini koyun, kolay, kolay karpuz beğenemeyen bir kimse gibi uzun zaman onu meşgul edin. Der.

Padişah denildiği gibi; Birini alır birini bırakır, öbürünü sıkar, diğerinin kabuğuna el vurarak olup olmadığını kontrol eder, ama bir türlü karpuz alamaz. Karpuzcu ise göz ucuyla müşterisini takip etmektedir. Bakar ki ellemediği ve sıkmadığı karpuz kalmadı, müşteriye elindeki sopasını göstererek:

-Bana bak alacaksan bir tane al, git. Karpuzları yaralayıp durma! Beni de kumaşçı gibi zannetme! Padişah olduğuna da güvenme. Şu sopa ile kafanı kırarım!” der.

Padişah:

-Sus sus, bizi deşifre etme! alelacele bir karpuz alıp parasını ödeyerek hızlıca oradan ayrılır.

Vezir;

– Şimdi de Süleymaniye’ye gidelim, orada daha size nice Allah dostlarını göstereceğim der.

Padişah;

– Vezir bu kadar yeter! Karpuzcusu, kumaşçısı evliya olan yerde daha neler vardır kim bilir, yeter! Şimdi gidip kumaşçının paralarını verelim, adamcağız zarar etmesin der.

Tekrar kumaşçıya gidip selam verirler. Kumaşçı yine aynı teslimiyet ve vakar içinde selamlarını alır;

-Buyurunuz efendim, Allah’ımın ne güzel kulları var, buyurun efendim! der.

Vezir;

-Biz yeniden karar verdik kestirdiğimiz kumaşları alacağız. Deyip parasını verip kumaşçı ile vedalaşırlar. Dükkandan çıkarken kumaşçı ellerini kaldırıp;

-Ya Rabbi! Sana hamdolsun. Bugün iki defa dükkanıma padişahı gönderdin. diye Allah’a şükreder. Padişah bu hal karşısında şaşırır, vezire;

-Vezir, anladım bu iki zatın ikisi de evliyadır; ama acaba hangisi üstün?” diye sorar. Akıllı vezir şöyle cevap verir;

-Padişahım, ben hangisinin üstün olduğunu bilemem; amma “herhalde laftan anlayanlara kumaşçı gibisi, laftan anlamayanlara da karpuzcu gibi birisi lazım.”

BAŞKAN DOĞUSEL: “KOCAELİ, DENİZ TURİZMİ OLANAKLARI İÇİN AR-GE ÇALIŞMALARINA AĞIRLIK VERMELİDİR”

GENÇ KIZDAN 3 GÜNDÜR HABER ALINAMIYOR

BAŞKAN SEZER DOĞRU HAMLELER YAPIYOR...

ŞEHİT RIDVAN GÜRSOY MEMLEKETİNDE TOPRAĞA VERİLDİ

VALİ YAVUZ: "1 MAYIS YÜRÜYÜŞLERİNİ GAMER'DEN TAKİP EDİYORUZ"

KO-MEK İlçe Sergileri Baharın Gelişini EL EMEĞİ GÖZ NURU ESERLERİYLE KARŞILAYACAK

Kocaelilileri bu yaz pırıl pırıl sahiller bekliyor

Bugün vefat edenler

Eski Dostlar 391. kez buluştu

Başkan Hürriyet Sözünü Tuttu PAMUK ŞEKERİ ARABASINA KAVUŞTU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 34 28 1 5 58 89
3.Trabzonspor 34 18 12 4 15 58
4.İstanbul Başakşehir 34 15 12 7 7 52
5.Beşiktaş 34 15 13 6 5 51
6.Kasımpaşa 34 14 13 7 -3 49
7.Rizespor 34 14 13 7 -6 49
8.Alanyaspor 34 12 10 12 3 48
9.Sivasspor 34 12 10 12 -4 48
10.Antalyaspor 34 11 11 12 -3 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Kayserispor 34 11 13 10 -9 40
13.Samsunspor 34 10 15 9 -7 39
14.Ankaragücü 34 8 12 14 -3 38
15.Fatih Karagümrük 34 9 16 9 -2 36
16.Konyaspor 34 8 14 12 -14 36
17.Gazişehir Gaziantep 34 9 18 7 -15 34
18.Hatayspor 34 7 15 12 -10 33
19.Pendikspor 34 7 18 9 -32 30
20.İstanbulspor 34 4 23 7 -41 16