Nurettin Şenemre


ERİKLİ TEPE VE YALI EVLERİ


ERİKLİ TEPE VE YALI EVLERİ

Belediye halka hizmet ederken belirli bir kesime değil, tüm kesimi kucaklayarak işini yapmalı. Erikli Tepe diye bir yer var, bungalov tipi evler yapılmış. Gölcük’te hangi emekli, hangi asgari ücretli oraya gidip faydalanacak, şöyle bir bakalım. Fiyatları belli ki ilgi ve alaka fazla yok diye indirmişler. Gölcük’ün şehir içerisinde daha önemli hizmetler yapılabilirken bungalov tipi evler kimlerin hizmetinde olacak şöyle bir düşünün. Bir başka konu da Değirmendere’deki Yalı Evleri. Burada güzel bir tarih koridoru gerçekleştirildi. Eserler bölgeye yakışan bir şekilde oldu. Peki oradan kimler faydalanacak? Yani oralara emekli ve dar gelirliler de gidebilecek mi? Öyle ya sonuçta bu belediyenin halka sunduğu bir hizmet. Geçtiğimiz Ramazan Ayında orada 60 liraya kadar menü vardı. Dolayısıyla cebinde parası daha fazla olanlar, hali vakti yerinde olanlar orada güzel iftar sofraları kurup güzel güzel oruç açtılar. Sonuçta bu bir belediye eseri. Ahali neden oralarda iftar menüleri 20 lira olmadı da, cebinde çok parası olmayanlar buralardan yararlanamadı diyor. Ve belediye belki bu işlere uyandı da şimdi sabah kahvaltıları hafta içi 15 liradan vatandaşların hizmetine sunulmuş. Demek ki oralarda Ramazan Ayında da 15 -20 liralık herkesin kesesine uygun iftar sofraları kurulabilirdi.

 

İŞİN BİTİNCE BENİ SEVER MİSİN ?

İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:

– Hey! Anne! Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?

– !!!

– Sana diyorum anne!

– Aaa! Görmüyor musun kızım? Telefonla konuşuyorum.

Bir aile de olsa herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.

Her şey, ama her şey ne hikmetse erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda…

Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu, bu evde. Nerelere gitseydi acaba? Nihayet annesi kapattı telefonu.

Bu sefer de mutfaktan tencere sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti:

– Sana yardım edeyim mi anneciğim? dedi, en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı süzdü:

– Hayırdır? Yine bir yaramazlık mı var? Bak, bir de seninle uğraşmayayım!.. Çok yorgunum zaten!..

Yorgunluk nasıl bir şeydi? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında ninesi oyuncağı yavaşça elinden alır:

– ‘Nasıl da yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni bir tanem, canım evladım!..’ diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.

Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu?!.

– Anneciğim, yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Nineciğim öyle söylüyordu.

– Uykuya dalayım da, gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum!..

Bu kelimeden nefret ediyordu.’ Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken.’

– Anneciğim sen yorulma, diye… Çocuk sözünü tamamlayamamıştı ki anne gürledi:

– Yemekte konuşuruz çocuğum!.. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları

bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz!..

“Hani siz yoruluyorsunuz ya… Eeee… Bende kendi başıma oynamaktan yoruluyorum. Ne yapayım bilmem ki?”

Kelimeleri boğazında düğümlendi söyleyemedi. Yalnızca yutkundu. Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Tam bu esnada ışıklar söndü birden. Annesi öfkeyle söylenmeye başladı. “Olacak şey mi? Mum da yok!” diye diye karıştırdı dolapları el yordamıyla. Çaresiz sırtüstü yatıp biricik ninesini ve köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını. Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne.

Nineciği gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırdı. Kocaman tavşan kafası yaptı. Kendi kendine: ’’Bak deli tavşan’’ diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu. Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı küçük kızın. Sonra ışıklar geldi.

Hanım, çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti neden sonra. Birden kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı yavrucağız.

Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.

Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük konduruverdi.

Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;

“İşin bitince beni sever misin anne?” dedi.

Hanım efendi, sevilmek için randevu alan çocuğuna şefkatle bakarken göz yaşlarına mani olamadı, ağladı ağladı.

Lütfen sevgimizi, muhabbetinizi yarınlara ertelemeyelim. Hayat telaşına kaptırıp kendimizi, sevdiklerimizi ihmal etmeyelim. Unutmayalım ki, hayatın en güzel yanı karşılıksız sevgidir.

Yine unutmayalım ki yarın yaşayacağımız garanti değildir, hiç kimseye de vaat edilmemiştir.

Gölcük ADSM’de 23 Nisan kutlaması

Bağımsız Türkiye Partisi Kocaeli Gençlik Kolları 23 NİSAN ETKİNLİĞİ DÜZENLEDİ

Ay, ‘23 Nisan Atamızdan Bize En Büyük Armağandır’

Kocaelispor Ümraniyespor’a 1-0 mağlup oldu

Karting Sezonuna Coşkulu Açılış 

23 Nisan Çocuklarla Güzel

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun ÇOCUKLARIMIZ GURURUMUZDUR

Gölcük Otizm Derneği Bandırmalı misafirlerini ağırladı KIRMIZI BALONLARI GÖKYÜZÜNE BIRAKTILAR

Sahra başkanın ilk talimatı OKULLARA AKIL VE ZEKA OYUNLARI SINIFI

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Gölcük Şubesi Başkanı Mehmet Arslan, ‘DÜNYADA ÇOCUKLARA ARMAĞAN EDİLEN İLK BAYRAM’

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 33 27 1 5 57 86
3.Trabzonspor 33 17 12 4 13 55
4.Beşiktaş 33 15 12 6 6 51
5.İstanbul Başakşehir 33 14 12 7 6 49
6.Rizespor 33 14 13 6 -6 48
7.Kasımpaşa 33 13 13 7 -4 46
8.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
9.Alanyaspor 33 11 10 12 -3 45
10.Sivasspor 33 11 10 12 -5 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Samsunspor 33 10 14 9 -6 39
13.Ankaragücü 33 8 12 13 -3 37
14.Kayserispor 33 10 13 10 -10 37
15.Konyaspor 33 8 13 12 -13 36
16.Gazişehir Gaziantep 33 9 17 7 -13 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 33 7 14 12 -9 33
19.Pendikspor 33 7 17 9 -31 30
20.İstanbulspor 33 4 22 7 -35 16