AYŞE TEYZE SİRKE SATIYOR
Bizim Ayşe teyze malum ne zaman kafası bozulsa gazeteye gelir. Dün mübarek Cuma hadi desen ki pazardan dönüyor. Eee Pazar Çarşamba günü hadi Değirmendere’ye gitti oradan geliyor yine halk pazarı günü değil. Baktım eline poşet moşet yok yorgun mu yorgun kendi kendime vah ki vah dedim. Şu suratının sirke satması hiçte hayra alamet değil. Daha kapıdan içeri girmeden bana “Yahu sen benim ayarımı bozmak için elinden geleni yapıyorsun . Oğlum bak şimdi sana öyle bir şey yaparım ki Ayşe teyze tokadını yersin”. Şimdi bu çok kızınca böyle olur ben de ne oldu gene dedim. Başına güneş mi geçti dedim ne bu öfke solumalar diye biraz böyle sitemli sorunca bana dönerek “Şimdi yalandan üste çıkmaya çalışma sen pazara mazara gitmez misin? 10 lira 15 lira meyvenin kilosu mu olurmuş. 10 liradan aşağıya neredeyse sebze pazarda hayal olmuş. Allah’tan bir patates soğan var ucuzda ala ala onu alabildik. Bir marul birazcık ufak tefek yeşillikler hadi bi yerimiz şişmesin diye de meyve o da taneyle”. Şimdi sen diyon ki bana bu emekli halinle o parayla geçin. Bende dedim ki yok ya ben öyle bir şey söylemiyorum nereden uyduruyorsun daha da kızdı bak dedi “Beş kardeş geliyor”. Neme lazım onu biraz soğutalım diye bir gazoz söyledim “hah” dedi “biraz içim soğusun”. Gazozu içti iyi geldi mi dedim ? “Hararetim daha beter arttı” dedi . Bu sefer bir kahve söyledim kahveci getirene kadar saydı döktü. Efendim musilaj varmış denize ayağını dahi sokmaya korkuyormuş. Tatile matile zaten gidemezmiş, tek keyfide deniz kenarında biraz serinlemek, çıplak ayakla kıyıda dalgaların şar şar vurmasını dinleyerek yürümekmiş. Bunları yapamıyormuş .Eee dedim ya Ayşe teyze ben ne yapayım ? “Banane” dedi” ne yapacaksan yap, şurada olmayan balık yoktu neredeyse 12 ay denize girecek temizlik vardı. Şimdi ayağımızı dahi denize sokmaya korkuyoruz. Bu sıcakta çarşı pazarda dolaşmak bile zulüm gibi . sıcak bir yandan ateş pahası fiyatlar diğer yandan sende şurada öyle ifil ifil otur. Biz de dışarıda ayağımızı denize dahi sokamayalım” dedi. Ben işi gırgıra vurdum ben leğenin içine bi kilo tuzu boşaltıp gidip içine oturuyorum kendimi teneke mahalle sahillerinde denize giriyorum diye halay ediyorum dedim, daha da kızdı, şimdi dedi “Durup dururken Teneke Mahallesi’ni ne diye hatırlatıyorsun. Daha da kızdım aklıma demir iskeleden denize atlayıp baş dubaya kadar yüzdüğümüz günler geldi” dedi. Kahvesini bitirdi. “Sana kızgınlığım bitti hadi görüşürüz” deyip çekip gitti.
