10045,70%-0,37
32,45% 0,22
34,63% 0,15
2388,41% 0,36
3886,52% 0,00
CHP Gölcük İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri
“KÖY ENSTİTÜLERİ, ÖĞRETMEN YETİŞTİRME KONUSUNDA ÖZGÜN FAALİYETLERDEN BİRİYDİ”
CHP Gölcük İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşleri, haftalık olağan basın açıklamasında Köy Enstitüleri’nin önemi konusunda önemli bilgiler verdi. CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Mine İşeri, “Köy enstitüleri, öğretmen yetiştirme konusunda özgün faaliyetlerden biriydi” dedi.
“1944’ten itibaren yılda ortalama 2 bin öğretmen mezun etmeye başlamıştır”
Başkan İşeri yaptığı açıklamada, “Eğitim konusunda ilk sağlam adımlara örnek olarak köy enstitüleri, 1940 yılında iş ve eğitimi bir araya getirmek, öğretmenler yetiştirmek amacıyla Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan bir sistemdir. Türkiye Cumhuriyeti eğitim sisteminin ilk yapıtaşlarından biri olan köy enstitüleri, geçmişimiz için önemli bir yere sahiptir. Köy enstitüleri, öğretmen yetiştirme konusunda özgün faaliyetlerden biriydi. Bir aydınlanma projesiydi. Enstitülerin kuruluşu için ön hazırlıklar, 1935’te başladı. 1940’ta ise yasal süreç için harekete geçildi. 17 Nisan 1940’ta bir kanun çıkarılarak farklı alanlarda meslek elemanı yetiştirilmesine yönelik çalışmalara resmen başlandı. Köy enstitülerinin kurulmasında Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un büyük rolü olmuştur. Köy enstitüleri, yetiştirdikleri öğretmenler aracılığıyla köyde yaşayan insanların bilimin ışığından yararlanmasını amaçlayan bir hareket başlatmıştır. Bu hareket, toplumun her kesimine eğitimin ulaştırılabileceğinin kanıtı olmuştur. Gerek eğitimin eğitsel bir biçimde yapılanmasında, gerek okuldaki toplumsal ortamın yaratılmasında, gerekse toprakların işlenip uygar bir eğitim kurumunun oluşmasında öğrenci-öğretmen ilişkilerinin bir aile yuvasındaki gibi içten oluşunun büyük rolü olmuştur. Zamanla sayıları 21’i bulan köy enstitüleri, 1944’ten itibaren yılda ortalama 2 bin öğretmen mezun etmeye başlamıştır.
“Sadece öğretmen değil Sanatçı, terzi, yapı ustası oluyorlardı”
Sözlerine devam eden Başkan İşeri, “Köylere gönderilen öğretmenlere tarım araç ve gereçleri ile üretimde bulunmak ve gelirinden yararlanmak üzere tarla ve hayvanlar verilirdi. Burada ulaşılmak istenen hedef, Atatürk’ün Halkçılık ilkesine uygun olarak geniş halk kitlelerinin eğitim düzeyini yükseltmek, böylece reformların yerleşmesi için gerekli koşulları yaratmak, halkın politik, ekonomik ve kültürel yaşama aktif olarak katılmasını sağlamak, aynı zamanda kendi hakları konusunda bilinçlendirmektir. Köy enstitüleri sisteminin eğitimimize en büyük katkısı, o güne kadar yalnızca eğitim kitaplarında görülen fakat geleneksel eğitimin etkisiyle okul ve sınıflara giremeyen eğitim yöntemlerini hayata geçirmek olmuştur. Köy enstitüleri sadece öğretmen yetiştirmiyordu. Cumhuriyet döneminde okuma yazma olmayan köylerde o köy çocukları devlet tarafından alınıyor, köy enstitülerinde eğitim görüyor ama sadece öğretmen olarak dönmüyordu. Sanatçı, terzi, yapı ustası oluyordu. Köyüne geldiğinde kötün kalkınma noktasında, el birliği ile cumhuriyetin aydınlanmasında ve bugünlere gelmesinde, büyümesinde çok büyük emekleri geçmişti” dedi.
“Emeği geçen herkesi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz”
Başkan İşeri son olarak, “Biz her ne kadar köy desek de aslında bizler farkında olmadan bu köyler bir gecede mahalle oluvermişti. Günümüzde eğitim sistem arayışının bir türlü çözümlenemediği ve tartışmaların giderek alevlendiği bu arayışlar, hala devam etmektedir. Eğitimin toplum hayatında hukuktan ekonomiye, bürokrasiden iş dünyasına, bilimden sanata kadar her alanı derinden ve doğrudan etkileyen bir kurum olması sebebiyle eğitimin bu denli önemsenmesi ve tartışılması kaçınılmazdır. Bu vesile ile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ve kuruluşunda emeği geçen herkesi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz” dedi.