Katılım yoğun oldu
19 Eylül Gaziler Günü dolayısı ile bugün Anıtpark'ta Atatürk Anıtı'na çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Düzenlenen çelenk sunma törenine; Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Deniz Ana Üs ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mehmet Özgür Özömek, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Gölcük Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Sarı, Gölcük İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Mahir Sarıdağ, Gölcük İlçe Emniyet Müdürü Eren Reçber, MHP İlçe Başkanı Derya Çavdar, CHP İlçe Başkanı Mehmet Uzuner, İYİ Parti İlçe Başkanı Mustafa Çalışkan, Saadet Partisi İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, Anahtar Parti İlçe Başkanı Hasan Hüseyin Hoyur, Gölcük Muhtarlar Dayanışma Derneği başkanı Bilse Saral ve muhtarlar, Belediye Meclis Üyeleri, Gaziler, Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Mehmet Kars, Gölcük İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Hasan Ceyhan, kaymakamlık daire müdürleri, askeri erkan ve davetliler katılım gösterdi
Atatürk Anıtına çelenklerini sundular
Gerçekleştirilen programda ilk olarak sırası ile Gölcük Kaymakamlığı, Gölcük Deniz Ana Üs ve Garnizon Komutanlığı, Gölcük Belediye Başkanlığı ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Gölcük Şubesi Atatürk Anıtına çelenklerini sundular. Ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı'mız okundu.
Arslan, "Bugün hepimiz için çok önemli bir gün"
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Gölcük Şube Başkanı Mehmet Arslan günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, "Bugün hepimiz için çok önemli bir gün: kıvançla, onurla kutladığımız bugüne geliş sürecimiz ise oldukça eskiye dayanıyor. Biliyorsunuz ki tarih boyunca sayısız Türk Devleti bu topraklarda hüküm sürdü. Malazgirt Muharebesi ile başlayan süreç 3 kıtada hüküm süren bir imparatorluğa kadar ilerledi. Ancak yükseliş döneminde olduğu kadar çöküş dönemini hazırlayan etmenler hem dışarıdan hem de içeriden ilmek ilmek işlendi. Balkan Savaşlarının ertesi günlerine gidelim: Osmanlı İmparatorluğu 500 yıl hüküm sürdüğü Avrupa'daki topraklarını kısa bir sürede kaybetti. Halk tüm varını yoğunu yanına alarak ve bir daha geri dönemeyeceğini bilerek Anadolu topraklarına göç etmek zorunda kaldı. Bir bölümü yolda, bir bölümü göçmen çeteleri tarafından öldürüldü, bir bölümü canını kaçarak kurtuldu. Kurtulanlar yaşadıkları zulmü paylaşmadı, hatırlamak istemedi. Çünkü, çocukları ve hatta gelecek nesil, unutsun hatta hiç bilmesin istedi. Ancak yunan unutmadı unutturmadı. Mora Ayaklanması ile başlattığı ve katliama dönüştürdüğü süreci İstanbul'u, İzmir'i tüm Ege'yi ve hatta küçük Asya olarak nitelendirdiği Anadolu'yu ele geçirerek taçlandırmayı amaçladı" dedi.
"Bardağı taşıran son damla oldu"
Başkan Arslan sözlerinin devamında, "30 Ekim 1918 Mondros'ta Osmanlı Devleti ile itilaf devletleri arasında imzalanan anlaşma, sadece bir ateşkesin maddelerini barındırmıyordu. Aynı zamanda 3 kıtada hüküm süren bir imparatorluk için de sonun başlangıcı oldu. Ateşkes, stratejik nokta ve bölgelerin işgaline zemin hazırlarken, boğazlar, demiryolları ve limanlar da itilaf devletlerinin kontrolüne verildi. 15 Mayıs 1919'da, savaşmadığımız halde sahneye çıkan Yunanistan'ın İzmir'e ayak basar basmaz uyguladığı vahşet ise bardağı taşıran son damla oldu. Mustafa Kemal ve beraberindeki kahramanlar için genelgeler ve kongreler ile örgütlenen halk, kimi zaman bir komutanın, kimi zaman ise kendini feda etmeye hazır bir ananın sözleri ile mermi yaptı, o mermiyi cepheye taşıdı ve savaşarak şehit oldu.
"Hadi yavrum ben seni bugün için doğurdum,
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum,
Türk evladı odur ki yurdu olan toprağı,
Ana ırzı bilerek yad ayağı bastırtmaz,
Bir yabancı bayrağı, ezan sesi duyulan,
Hiçbir yere astırtmaz,
Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım,
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım,
Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit."
"Tüm bu başarılar sonucunda ülkemiz kurtuldu"
Başkan Arslan, "Ulu Önderin Melhame-i Kübra olarak nitelendirdiği ve 22 gün ve gece süren Sakarya Meydan Muharebesi de işte bu dizeleri doğrular niteliktedir. Tarihin en kanlı savaşları arasında yer alan muharebede Türk Ordusu, bir savunma savaşından ziyade püskürtme ve direnme üzerine taktik geliştirerek kurtuluş savaşının kırılma noktasını oluşturur. Öte taraftan Sakarya Meydan Muharebesi devam ederken top sesleri Ankara'dan duyulmaya başlar. Haberler kötüdür. Yunan kapıya dayanmıştır. Türk ordusunun direnişi mi kırılmıştır? Başarısız mı olmuştur? Bu sorular altında bazı mebuslar kendi aralarında durumu istişare eder. Ankara'yı da yunan alırsa vatanın kurtuluşu zora girecektir. Meclis Ankara'da çalışmalarına devam eder. Son adım ise büyük taarruz ile tamamlanır. Mustafa Kemal Paşa o dönemde sadece yunan ile mi savaşmıştı? Yoksa emperyalist güçlere karşı gösterdiği kararlı duruş ve içerideki işbirlikçilere aman vermemesi mi bir ülkenin kurtuluşunu kesinleştirdi? Aynı zamanda bir millet düşünün; Ata'sına o kadar inanıyor ki, Kuvayı Milliye ve bölgesel milis güçleri olarak top yekun savaşarak kurtuluş savaşını kazanıyor. Ulu Önderimizin şu sözü de çok manidar ve yerindedir. "siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz." Tüm bu başarılar sonucunda ülkemiz kurtuldu, sadece kurtulmakla kalmadı aynı zamanda ulu önder, cumhuriyeti kurarak bu ülkenin kahraman halkının kendi kendini yönetmesini de sağladı. Hala da atasını unutmadı ve 19 Eylül 1921'de, yüce meclis aracılığı ile ulu önderi mareşal rütbesine yükselterek gazi unvanı ile de ödüllendirdi" dedi.
"Huzur ve refah içinde aldığımız her nefes de sizler sayesinde"
Başkan Arslan son olarak, "O tarihten bu yana 2847 sayılı kanuna istinaden çıkartılan yönetmelik gereğince 19 Eylül Gaziler Günü kutlanmakta, 18 Mart ise Şehitler Günü olarak anılmaktadır. Ve Ulu Türk Milleti geçmişinden de feyz alarak şu sözleri söyler; "Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir." dolayısıyla vatanımızın makus talihini değiştiren ve devletimizin kurucu İstiklal Savaşı Gazilerimiz, onların evlatları olarak mazlum milletlerin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde Türk'ün kahramanlığını 8000 km uzakta destanlaştıran Kore Gazilerimiz, ve onların evlatları, 1571 yılından bu yana Türk yurdu olan Kıbrıs'ta, zulme uğrayan soydaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlayarak adada bağımsız bir Türk Cumhuriyetinin kurulmasında emekleri sonsuz olan Kıbrıs Gazilerimiz, Anadolu'yu bir ateş çemberine alarak ülkemizi bölmek isteyen emperyalist güçlerin içteki ve dıştaki işbirlikçilerine karşı destan yazan iç güvenlik gazilerimiz, devletimizin bölünmez bütünlüğüne kasteden hain kalkışmaya karşı direnen kahraman 15 Temmuz Gazilerimiz! Sizler sayesinde kıvanç ve onurla nefes alıyoruz. Var olun! Sağ olun! Bugün de hala içte ve dışta ülkemizin Bekaası için ya şehadet şerefini içen ya da Gazilik Ünvanı ile taçlanan siz vatan evlatları! Huzur ve refah içinde aldığımız her nefes de sizler sayesinde. Allah hepinizden razı olsun. Bu vesileyle başta devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimiz ile ebediyete irtihal eden gazilerimize Allah'tan rahmet, yaşayan gazilerimize de sağlık ve mutluluk diliyorum. Gaziler gününüz kutlu olsun. Ne Mutlu Türküm diyene" diyerek sözlerini tamamladı.
Türkiye Muharip Gaziler Derneği Gölcük Şube Başkanı Mehmet Arslan'ın konuşmasının ardından Anadolu Kalkınma Vakfı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik ve Fotoğraf Öğretmeni Ömer Faruk Özdemir tarafından günün anlam ve önemini belirten şiirin okunmasının ardından Anıtpark'taki program sona erdi.
Haber: Serap DURUKAN