Tarih: 20.11.2025 16:37

Saadet Partisi Gölcük İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, “İLÇE KONGREMİZİ 14 ARALIK’TA GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Facebook Twitter Linked-in

Saadet Partisi Gölcük İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, haftalık basın toplantısında ilçe ve ülke gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Özsoy, yeni dönem ilçe kongrelerini 14 Aralık 2025 Pazar günü Değirmendere Kültür Merkezi'nde, yüzlerce partilinin ve 400 delegenin katılımıyla gerçekleştirileceğini ifade etti.

 "Gebze'de deprem olmadan bir bina nasıl yıkıldı?"

Saadet Partisi Gölcük İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, basın açıklamasında  ilk olarak 29 Ekim 2025'te Gebze'de yıkılan bina faciasına değindi. Deprem veya başka bir doğal afet olmamasına rağmen 12 yıllık bir binanın çökmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Özsoy, şunları söyledi:  "Maalesef ilimiz Kocaeli, son 20 günlük süreç içerisinde bina yıkılmasından , usulsüz işletme yangınına, okullarda yaşanan zehirlenme vakalarına varıncaya kadar birçok olumsuz olayla ülke gündeminin ilk sırasına taşınmıştır.  Öncelikle 29 Ekim 2025 tarihinde Gebze ilçemizde yıkılan binanın enkazında hayatını kaybeden dört hemşehrimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Ne deprem ne de başka bir felaket olmamasına rağmen, henüz 12 yıl önce ilgili mevzuata uygun olarak yapılması gereken bir binanın yıkılması ve aynı aileden dört vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, ilimiz ve bu ili yönetenler adına büyük bir utanç vesilesidir. Yaşamını yitiren aile fertleri arasında anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Bu yaşanan olay, bu kentin imar, yapı denetimi ve güvenliği konularında ne kadar ihmal edildiğini acı bir şekilde bir kez daha gözlerimizin önüne sermiştir" dedi. 

"Bu olay yalnızca bir "şanssız kaza" olarak değerlendirilemez, geçiştirilemez"

Özsoy, facia sonrası 12 çevre binanın mühürlendiğini, 45 ailenin ise evlerinden tahliye edildiğini belirterek sorumluların hesap vermesi gerektiğini dile getirdi: "Bu facianın ardından 12 çevre bina tedbiren mühürlenmiş, 45 aile ise oturdukları konutlardan tahliye edilmek zorunda kalmıştır. Bu olay yalnızca bir "şanssız kaza" olarak değerlendirilemez, geçiştirilemez.  Bu elim hadiseden bina yapılırken gerekli tedbirleri almayan, yapı denetimini sağlamayan, zemin etütlerini gerekli şekilde yerine getirmeyen başta belediye yetkilileri olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar sorumludur.  İşlerini ehliyet ve liyakat çerçevesinde değil, 'bizim adam olsun da ne olursa olsun' mantığıyla yürüten tüm yetkililer, bu dört vatandaşımızın ölümünden sorumludur. Başka bir ülkede böyle bir olayın yaşanması istifa sebebidir. Ancak bugün gelinen noktada herkes suçu bir başkasının üzerine atmanın derdine düşmüştür. Kimse istifa etmemekte, sorumluluğu üstlenmemekte ve suçu başkasına yönlendirmeye çalışmaktadır. Bu elim hadise, ilimizde yapılan yeni yapılarda emniyet standartlarının sıkılaştırılması ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi noktasında yeni bir anlayışın hâkim olması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Talebimiz açıktır: Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili kurumlar derhâl yapı güvenliği denetimlerini artırmalı; tüm sorumlular şeffaf şekilde araştırılarak ihmali olan herkes başta yöneticiler olmak üzere,  adli ve idari olarak hukuk önünde hesap vermelidir. Ayrıca olaydan mağdur olan ailelere gerekli ekonomik ve psikolojik destek en üst seviyeden verilmelidir. 21. yüzyılda, hiçbir sebep yokken henüz 12 yıl önce yapılmış bir binanın yıkılması aklen ve mantıken kabul edilemez. Başta Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gebze Belediyesi olmak üzere tüm yetkilileri sorumluluk almaya ve bir daha böyle vakaların yaşanmaması için gerekli tedbirleri en üst seviyeden almaya davet ediyoruz. Ayrıca binanın zeminindeki bozulmada bölgede devam eden metro inşaatının etkili olduğu yönünde kamuoyuna yansıyan iddialar da tüm ayrıntılarıyla soruşturulmalı; vatandaşın zihninde zerre şüphe bırakılmayacak şekilde sonuçlandırılmalı ve eğer gerçekten böyle bir durum varsa ilgililerden hesap sorulmalıdır." dedi.

"Dilovası'ndaki fabrika yangını bir iş kazası değil, sistemsel ihmal"

8 Kasım 2025'te Dilovası'nda usulsüz çalıştığı iddia edilen bir parfüm dolum tesisinde çıkan yangında yedi kişinin hayatını kaybetmesinin, iş güvenliği açısından alarm niteliğinde olduğunu belirten Özsoy, " 8 Kasım 2025 tarihinde Dilovası ilçesinde usulsüz çalıştığı iddia edilen bir parfüm dolum tesisinde çıkan yangında maalesef ikisi çocuk yaşta olmak üzere yedi emekçi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlerden ikisinin henüz reşit olmamış çocuk işçi olması, bu ülkenin acı bir gerçeğini ortaya koymaktadır. Gençler iş beğenmiyor diyenler, yanlış politikaları sebebiyle bu ülkenin evlatlarını sigortasız ve güvencesiz işlerde maalesef ölüme göndermektedir. Basına yansıyan haberlerde, işçilerin sigortasız ve güvencesiz şekilde çalıştırıldığı, asgari ücretin altında maaşlarla emeklerinin sömürüldüğü ve söz konusu yerde herhangi bir denetim yapılmadığının açıkça ortaya konulduğu görülmüştür. 2025 yılında Türkiye sanayisinin başkenti diyebileceğimiz Kocaeli'de sigortasız ve güvencesiz işçi çalıştırılması, ülkemizin son 23 yılda uygulanan politikalar sonucunda ne hâle geldiğini göstermesi bakımından ibret vericidir. Maalesef bugün ülkemizde emekçilerimizin çok büyük bir kısmı sigortasız, güvencesiz işlerde ölüme sürüklenmekte; emekleri sömürülmekte, hayatları çalınmaktadır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki hayatını kaybeden işçiler arasında çocukların bulunması, işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki eksikliklerin bedelinin en savunmasız kesimler tarafından ödendiğini acı bir şekilde göstermektedir. Bu yangın yalnızca bir 'iş kazası' değil, sistemsel bir ihmal olayıdır. Yetersiz denetim, mevzuat boşlukları ve uygulama eksiklikleri böyle bir acı olayın yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Talebimiz, konu hakkında tam ve bağımsız bir soruşturmanın başlatılması; ilgili bürokratlar ve işletme yöneticileri dahil olmak üzere tüm sorumluların hukuk önünde istisnasız bir şekilde hesap vermesidir. Kimsenin siyasal bağlantılarına, ekonomik gücüne bakılmaksızın tüm sorumlular gerekli cezayı en üst seviyeden almalıdır. İşçilerin kanuni, insani ve ahlaki hakları koruma altına alınmalı; emek sömürüsüne kesinlikle izin verilmemelidir. Bu tür olayların tekrarını önlemek için gerekli tüm tedbirler, kimsenin gözünün yaşına bakılmadan alınmalıdır. İnsan canı her türlü maddi çıkarın üzerindedir. Bu tür olayların bu ülkenin kaderi olmaktan çıkması için tüm vatandaşlarımızı bu zalim düzene karşı partimiz etrafında kenetlenmeye davet ediyorum. Tıpkı 1995'te Refah-Yol hükümetinde Erbakan Hocamızın yaptığı gibi, Saadet iktidarında hem işçinin can güvenliği teminat altına alınacak hem de emeğinin sömürülmesine inşallah engel olunacaktır. Bu vesileyle, bir kez daha hayatını kaybeden emekçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Bu elim olayın yaşanmasına sebebiyet verenleri ve olayın üzerine gitmeyerek bu kardeşlerimizin aramızdan ayrılmasına dolaylı olarak vesile olanları lanetliyorum" dedi.

"Gölcük'te Elektrik ve Su Kesintileri: "21. Yüzyılda 100 Yıl Öncesinin Şartları"

Özsoy, Gölcük ve Kocaeli genelinde yaşanan uzun süreli elektrik ve su kesintilerinin vatandaşları ciddi şekilde mağdur ettiğini belirterek, "Maalesef gerek Kocaeli'de gerekse ilçemiz Gölcük'te uzun sürelere yayılan elektrik ve su kesintileri yaşanmaktadır. Vatandaşlarımız bu kesintiler sebebiyle 21. yüzyılda adeta 100 yıl öncesinin şartlarında yaşam standartlarını sürdürmek zorunda kalmaktadır. Yaklaşık 20 yıl önce 'daha iyi hizmet, daha uygun ücret' vaadiyle özelleştirme yapanlar, bugün daha yüksek ücretlerle daha kötü hizmet vermektedir. Su faturalarının tutarları maalesef elektrik faturalarını dahi geçmiş durumdadır. Bu konularda bir an önce harekete geçilerek vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi noktasında başta yerel yöneticilerimiz olmak üzere tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz." dedi.

"Bu bir hijyen sorunu değil, hak ihlalidir"

Başkan Özsoy, Gölcük'te okul kantinlerinde satılan ürünlerden kaynaklandığı iddia edilen zehirlenme olaylarına da dikkat çekti: "Son günlerde Gölcük'te birçok öğrencimizin kantinlerde satılan sağlıksız ve denetimsiz ürünler nedeniyle zehirlendiği yönündeki iddiaları büyük bir üzüntüyle öğrendik. Bu olaylar yalnızca bir hijyen sorunu değildir; çocuklarımızın en temel hakkı olan sağlıklı beslenme hakkının sistemli şekilde ihlal edildiğinin göstergesidir. Okul kantinleri ticari bir faaliyet alanı değil; çocuklarımızın sağlığını önceleyen ve devlet tarafından sıkı şekilde denetlenmesi gereken alanlardır. Ancak bugün gelinen noktada denetimsizlik ve ucuz, sağlıksız ürünlerin kontrolsüz satışı çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atmaktadır" dedi.  Özsoy, Saadet Partisi'nin bu konudaki duruşunu şu sözlerle ifade etti: "Parti olarak yıllardır savunduğumuz bir gerçek vardır: Bu ülkenin evlatları sağlıksız kantin ürünlerine mahkûm edilemez. Her öğrencimiz ayrım yapılmaksızın devlet tarafından sağlanan ücretsiz, sağlıklı ve dengeli bir öğüne ulaşmalıdır.  Bu, sadece bir vaadimiz değil, çocuklarımızın geleceğine karşı sorumluluğumuzdur. Her gün okula aç giden bir tek çocuğun bile olması bizim için büyük bir utançtır. Saadet iktidarında her öğrenciye ücretsiz, kaliteli ve güvenilir yemek verilecek; çocuklarımızın sağlığı ticari kâr hırsına teslim edilmeyecektir" dedi. 

Saadet Partisi Gölcük İlçe Kongresi'ne Davet

Saadet Partisi Gölcük İlçe Başkanı Mustafa Özsoy, basın toplantısının sonunda yeni dönem ilçe kongresinin 14 Aralık 2025 Pazar günü Değirmendere Kültür Merkezi'nde, yüzlerce partilinin ve 400 delegenin katılımıyla gerçekleştirileceğini belirterek: "Yeni Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya şuuru ile gerçekleştireceğimiz kongremize; dünyada ve ülkemizde yaşanan adaletsizliklerden rahatsızlık duyan tüm Gölcüklü hemşehrilerimizi davet ediyoruz. İnşallah bu kongreyle, başta Gölcük ve Kocaeli'miz olmak üzere tüm Türkiye'de büyük bir dönüşümün başlangıcını gerçekleştireceğiz." Diyerek açıklamalarını tamamladı .

Haber:  Serap DURUKAN




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —