10870,57%0,43
40,79% 0,09
47,75% 0,44
4383,34% 0,13
7056,83% 0,08
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi'nin 26. yıldönümünde, deprem şehitleri Gölcük Kavaklı Sahili’nde düzenlenen anlamlı bir törenle anıldı. Türkiye’nin en büyük afetlerinden biri olan bu büyük felaketin yıl dönümünde, halk ve yöneticiler tek yürek olup şehitleri dualarla yad etti.
Arama kurtarma dernekleri ve kamu kuruluşlarının stantları yoğun ilgi gördü
Gölcük Kavaklı Sahilinde düzenlenen programda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Acil durumlarda kullandığı Afet Tırları, Kocaeli İtfaiyesinin kurtarma ekipmanları, Güvenli Yaşam Odası vatandaşlar için sergilendi. Alanda ayrıca arama kurtarma dernekleri ve kamu kuruluşları da stantlarını kurdu.
Yoğun katılım sağlandı
Gölcük Kavaklı Sahilinde düzenlenen ve deprem şehitleri için dualar edilen anma törenine; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanı Sevilay Tuncer, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Kataloğu, Kocaeli Valisi İlhami Altaş, Vali Yardımcısı Nuri Özder, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli Milletvekili Veysel Tipioğlu, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Yücel Korkut, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, İl Jandarma Komutanı Murat Bozkurt, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, Gölcük Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Sarı, Japon Deprem Uzman Yoshinori Moriwaki, Siyasi Partilerin İl ve İlçe Başkan ve Temsilcileri, STK, Dernek ve Oda Başkanları ile çok sayıda vatandaşımız katıldı.
Kuran-ı Kerim Tilaveti ile dualar okundu
17 Ağustos Deprem Şehitlerini anma programı ilk olarak Kuranı Kerim Tilaveti ile başladı. Ardından Gölcük Müftüsü Emin Yılmaz tüm deprem Şehitleri için dualar okudu. Akabinde GFSD Başkanı İsmail İkiz tarafından 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrasında ilçemizde çekmiş olduğu fotoğraflardan oluşan slayt gösteri sergilendi.
Sezer, “Gölcük’te şu anda ağır hasarlı olup da yıkılması gereken bina bulunmuyor”
Törende ilk sözü alan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer konuşmasında, “17 Ağustos, sadece Gölcük için değil tüm Türkiye için bir milattı. 45 saniyelik bir sürenin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu o gece hep birlikte yaşadık. Daha yakın tarihlerde meydana gelen depremler de bizlere büyük yıkımların tekrar edebileceğini gösterdi. Bu programı, o büyük felakette kaybettiğimiz yakınlarımızı anmak için düzenledik. Ben de doğma büyüme Gölcüklüyüm ve o depremde yakınlarımı kaybettim. Kaybettiklerimizin yerine bir şey koymak mümkün değil. Binalar yeniden yapılır, hayat devam eder ama önemli olan, depremler gerçekleşmeden önce gerekli teknik şartlara uygun şekilde yapıların inşa edilmesidir. Gölcük’te şu anda ağır hasarlı olup da yıkılması gereken bina bulunmuyor. Son 6 yıl içerisinde 145 binayı yıktık. Bugün baktığımızda ilçemizdeki binaların çoğu sağlam. Ancak bunlar 1999 depremini yaşamış binalar. Yeni deprem yönetmeliğine göre yapılacak performans analizlerinde bu yapıların birçoğunun depreme dayanıklı çıkmayabileceğini öngörüyoruz. Bu analizler sonucunda yasal haklar doğrultusunda dönüşüm sağlanabilir. Elbette bu dönüşüm süreci zaman alacaktır, ama kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Şehrin tamamen dönüşmesi uzun yıllar alabilir. Bu nedenle vatandaşlarımızın, yaşadıkları binaların sağlamlığını kontrol ettirmeleri çok önemli. Deprem gerçeğiyle yüzleşmeli ve ona göre önlem almalıyız” dedi.
Büyükakın, “TOKİ ve büyükşehir belediyesi eliyle kentsel yenilenme alanında 30 bin konut yapıldı”
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “26 yıl sonra yine aynı hüznü yüreklerimiz de canlı bir şekilde yeniden hatırlıyoruz. Aradan 26 yıl geçmesine rağmen yüreklerimin hala aynı acının tazeliği ile yanmaya devam ediyor. O zamandan bu zamana çok iş yapıldı. Birçok şey iyileşti ama bazen siyasetçinin söylemesine alışkın olmadığımız cümleleri söylemek gerekiyor; bütün siyasi riskleri almak ve o doğrultuda yürümek gerekiyor. Çünkü son tahlilde bütün hesapların üzerinde bir hesap var. Deprem olduğunda, canlar yandığında hiçbir hesabın anlamı kalmıyor. O insanlar artık hiçbir şekilde geri gelmeyecekler ama burada kime sorsam gerek teknik adam olsun gerek bu tür mesleklerle hiç ilgisi olmayan insanlar olsun şunu çok rahatlıkla herkes söyler; ‘deprem öldürmez, binalar öldürür.’ Bir şeyler bir yerde eksik kalıyor ve maalesef yol alınamıyor. Deprem anını yönetmek, depremden sonraki kısmı yönetmek bu konularda hayli ileri safhada yol aldığımızı çok rahatlıkla ifade edebilirim ama depremin öncesi kısmında orayla ilgili maalesef iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim. Böyle konuştuğumda bazı muhalif siyasi partilerden olan arkadaşlarımız ‘başkan bunları niye söyledi, acziyet ifadesidir’ vs. gibi başka bir siyasi polemiğin içerisine tartışmayı çekmeye çalışıyorlar. Kim ne derse desin biz bu gerçekleri anlatmadan, söylemeden biz sadece deprem olduğunda depremi hatırlayan, anma tarihlerinde hatırlayan bir yaklaşım içerisinde kaldığımız müddetçe sorumlu makamlarda olanlar söylemesi gerekenleri söylemeyip sustuğu müddetçe bizim yol alma şansımız kalmayacak. Bizden önce ve bizim dönemimizde bu kentte toplamda TOKİ ve büyükşehir belediyesi eliyle kentsel yenilenme alanında 30 bin konut yapıldı. Bu hiç de küçümsenecek bir rakam değil” dedi.
“Kentin şu anda 15 ayrı noktasında kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor”
Sözlerine devam eden Büyükakın, “Kentimizde 15 ayrı noktada kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar devam ediyor ki bir tanesi Gölcük’ün tam da merkezinde hayata geçiyor. Kocaeli’deki bütün binaların taraması tamamlandı. Gururla söylüyorum; Türkiye’de bu taramaları yapan ilk büyükşehir belediyesi Kocaeli Büyükşehir belediyesi. Kocaeli’de 315 bin tane bina var, bu binaların maalesef 161 bin tanesi 1999 depremin öncesinde yapıldı. Daha detaylı çalışmalarla, zemin verileriyle örtüştürüldüğünde acil olarak 150 bin bağımsız birimin dönüştürülmesi gerektiğini biliyoruz. Gövdemizi taşın altına koyduk ve gece-gündüz bu konuyla ilgili çalışmaya devam ediyoruz. Kentin şu anda 15 ayrı noktasında kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. Son dönemde çevre bakanlığımızla yaptığımız görüşmeler neticesinde 15 ayrı noktadaki çalışmalara ilave olarak toplam 8 bin tane konutun dönüşümüyle ilgili 7 ayrı noktada dönüşüm çalışmaların mutabakatı sağlandı; bununla ilgili de önümüzdeki süreçte çalışmalar başlayacak. İmar ile ilgili bazı yerlerde düzenlemeler var. Depremden sonra o günün sıcaklığıyla karar alınmış. ‘Burada bir bina yıkılırsa yerine 4 kat yapabilirsiniz’ denilmiş ama yerinde 6-8 katlı binalar var. Onları da dönüşümün önünü açabilmek için büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Az önce bahsettiğim 150 bin bağımsız birimin dönüştürülmesinden örnekle her birini 3 milyon liradan hesap ederseniz 450 milyar TL’lik kaynak gerekir. Büyükşehir belediyesi bütçesinin 10 katı. Çivi çakmasak oradaki bütçe 10 yıl boyunca ancak bütün bu binaların yeniden yapılmasına imkan sağlar. Dolayısıyla realist olmak lazım. Hesap ederek, ölçerek, akıllıca yol yürümek lazım. Eğer imar ile ilgili düzenlemeler yapılırsa şehrin kendi dinamikleriyle insanların kendiliğinden kendi inşaatlarını yapmalarının önünü de açarsak buradaki sürecin hızlanacağını öngörüyoruz ve buradaki çalışmaları da büyük ölçüde tamamladık. Onunla ilgili de ilgili odalarla görüşmelerimizi yürütüyoruz. Çok yakın bir zamanda, bu senenin sonunda bu çalışmaları tamamlayacağız ve onunla ilgili süreci de başlatacağız. Bazen öyle hikayeler var ki; bir yerde dönüşüm çalışmaları başlayacak herkesin malı kendi için çok kıymetli. Hadi gel dönüştürelim dediğimde ‘binanın değeri şu kadardı yerine şunu isterim’ gibi hesaplar yapıldığında bazen mesafe alınamıyor. Bazen insanlar duygusal bağlar kuruyorlar. Allah korusun deprem olduğunda, o bina başımıza yıkıldığında bütün o huzur zaten çok büyük bir kader haline geliyor. Burada büyük bir toplumsal mutabakat sağlamamız lazım. Bunu yapabiliriz. Yeter ki biz iradesini ortaya koyalım. Hesap yapılmaya başlandığında küçük hesapları bir kenara koyup gayret edelim, hep birlikte yol alalım ki hızlı mesafe kaydedelim. Bir şekilde bunlar yapılır, aslında iyi de gidiyoruz. Kötümser olmaya gerek yok ama gerçekçi olmaya da gerek var” dedi.
“Bir sonraki depremin geleceğini biliyoruz”
Başkan Büyükakın, “Depremde Seymen’de oturuyordum. Binalarımızdan indiğimizde kimse yoktu etrafta, günlerce yoktu. Fedakar insanlarımız bütün afetlerde olduğu gibi her zaman sokaklara indiler, yardıma koştular. Bugün için çok daha organize bir yapı ortada. Karamürsel’deki yangında da gördük. Çok büyük bir afetti ama devletin bütün kurum ve kuruluşları hem bu şehirden hem de diğer şehirlerden organize bir şekilde oraya geldiler ve normal şartlarda çok daha büyük bir felaketle sonuçlanabilecek bir afetin çok daha düşük hasarlarla önüne geçme imkanına sahip olduk. O manada hazırlıklıyız ama bizim kararlılığa, bir ve beraber olmaya, daha fazla gayrete ihtiyacımız var. Ben kendi kurumum adına elimden gelenin fazlasını yapmaya hazır olduğumu, bunun için gece-gündüz çalışmaya devam ettiğimizi, sahaya inip mahalle mahalle nerede ne yapacağımızı anlattığımızda orada, bizlere destek olmanızı sizlerden rica ediyorum. Böyle olursa inşallah depreme çok daha hızlı hazırlanmış oluruz. Bir sonraki depremin geleceğini biliyoruz. O zaman geldiğinde bu şehirde bir tane binanın yıkılmaması ve can kaybına neden olmaması bizim için en büyük teselli olacak” dedi.
Tipioğlu, “26 yıl geçmiş olsa da şehitlerimizin acısını unutmadık, unutmayacağız”
AK Parti Kocaeli Milletvekili Veysel Tipioğlu, yaptığı konuşmada “17 Ağustos, sadece Kocaeli’nin değil, tüm Türkiye’nin yüreğinin yandığı bir tarihtir. Binlerce evladımız anne babasız kaldı. Rabbim bu millete bir daha böyle karanlık günler yaşatmasın. Aziz milletimizin evlatları, o gün bir olarak gerekeni yaptı, birlik içinde yaraları sardı. O gün burada hakka yürüyen deprem şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Deprem değil, bina öldürür gerçeğini hep birlikte yaşadık. Bu nedenle yapı stokumuzu depreme hazırlıklı hâle getirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Bu bir zorunluluktur. Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bütün şehirlerimizi, tüm yapılarımızı depreme dayanıklı hâle getirmek için büyük çaba gösteriyoruz. El ele verdiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. 26 yıl geçmiş olsa da şehitlerimizin acısını unutmadık, unutmayacağız. Rabbim bu milleti bir daha böyle büyük afetlerle sınamasın. Herkesi afetlere karşı bilinçli, sorumlu ve hazırlıklı olmaya davet ediyorum.” dedi.
Tuncer, “Afetlere karşı hazırlık bitmeyen bir süreçtir”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanı Sevilay Tuncer, “Bugün 17 Ağustos 1999'un üzerinden tam 26 yıl geçti. O gece saat 3.02'de sadece binalarımız değil hayatlarımız sarsıldı. 17 bin 480 canımızı kaybettik. 10 binlerce vatandaşımız yaralandı. Milyonlarca insanımız evsiz kaldı. Tüm vatanımız derin bir acıya büründü. Tüm vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, geride kalanlarımızda sabırlar diliyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, 2012’de başlatılan büyük deprem dönüşümü ile Türkiye’nin dört bir yanında riskli yapılar yenileniyor. Bugün itibarıyla 3,3 milyon konutun dönüşümü tamamlandı. 12 milyon vatandaşımız güvenli yuvalara kavuştu. Kocaeli’mizde de kentsel dönüşümden altyapı yatırımlarına kadar pek çok adım atıldı. 6 Şubat 2023’te yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler bize bir kez daha gösterdi. Afetlere karşı hazırlık bitmeyen bir süreçtir. Kocaeli, sadece sanayinin ve ticaretin değil; kurumlar arası güçlü iş birliği ve koordinasyonun da örnek şehridir. Valiliğimizden belediyelerimize, sivil toplum kuruluşlarımızdan güvenlik birimlerimize kadar tüm paydaşlar aynı hedef doğrultusunda çalışıyor. Bu uyum, afetlere hazırlıkta olduğu kadar, afet sonrasında yaraların hızla sarılmasında da en büyük gücümüzdür. İşte bu anlayış, 17 Ağustos’un acı hatırasından doğan en önemli kazanımlarımızdan biridir. Kocaeli’miz, Gölcük’ümüz ve tüm Türkiye’miz akıllı şehir teknolojileriyle güçlendirilmiş, afet erken uyarı sistemleriyle donatılmış, millet bahçeleri ve toplanma alanlarıyla güvenliği sağlanmış şehirler olana dek durmayacağız. Unutmayalım, afetlere karşı en güçlü kalkan; önceden hazırlanmış, görev ve sorumlulukların net belirlendiği uygulanabilir Afet Risk Azaltma Planlarıdır. Her ilimizin, her ilçemizin bu planları güncel, gerçekçi ve uygulanabilir olmalıdır. Bu sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de güvenliğini teminat altına alacaktır” dedi.
Karaloğlu, “17 Ağustos’ta hatalarımızı, eksikliklerimizi gördük, neyi tam yapamadığımızı çok iyi anladık”
İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, “17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminde elbette ki binlerce canımızı kaybettik. Annelerimiz evlatsız kaldı, evlatlarımız öksüz kaldı, babalarımız eşlerine yavrularına son bir kez sarılamadan onlara veda etmek zorunda kaldılar ama biz binlerce canımızı unutmadık unutmayacağız. Onların acılarını yüreğimizin en müstesna yerinde taşımaya devam edeceğiz. 17 Ağustos’ta hatalarımızı, eksikliklerimizi gördük, neyi tam yapamadığımızı çok iyi anladık. Tek bir tane kamu kurumu görevlisi, makinesi görmedik o fotoğraflarda. 17 Ağustos yaşandığında bu ülkede afet yönetimi 4 ayrı bakanlıkta 4 ayrı genel müdürlüğünde yönetiliyordu. 17 Ağustos depreminden sonra sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, AFAD başkanlığını kurarak bütünleşik afet yönetim sistemine geçti. Afet yönetimi sadece afet olduktan sonra kriz yönetmek değil. Riski yönetmekte iyi değiliz. Bugün bunu yapabiliyor muyuz? 17 Ağustos’a göre çok iyi yapıyoruz ama tamam mıyız? Hayır. Daha gideceğimiz çok yol var. Şehirlerimizi riskli alanlarımızı dönüştürmemiz gerekir. Sadece kamu kurumu eliyle değil” dedi.
“Hedefimiz 100 bin arama-kurtarma ekibi oluşturmak”
Sözlerine devam eden Karaloğlu, “Türkiye’de sivil toplum gerçeği var. Hedefimiz 100 bin arama-kurtarma ekibi oluşturmak, sadece kamu kurumları değil sivil toplumla birlikte. Cumhurbaşkanımız liderliğinde yıl sonunda 453 bin konutun ve işyerinin hak sahiplerine teslimini tamamlamış olacağız. Parası ne kadar olursa olsun dünyada hiçbir yerin bu kadar kısa süre içerisinde bu kadar konutu, işyerini tamamlayıp vermesi mümkün değil. Bu bize has bir şey. Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu millet bunu başardı. Orman yangınları 10-15 yıl önce bu kadar büyük olmuyordu ama dün, bugün yanıbaşımızda Karamürselimiz yandı. Kocaeli aslında riskli illerden birisi değil ama bu sene orman yangını oldu ve çok ciddi yangınlar oldu. Sakarya’da 35 yıldır orman yangını olmamış bu sene çok büyük 2 yangın atlattılar. Artık iklim değişikliği, havanın çok sıcak nemin çok düşük olması rüzgarın çok fazla olması orman yangınlarını daha tehlikeli hale getiriyor” dedi.
Kocaman, “26 yıldır reklam için değil, insanlık adına bu borcu ödemek için çalışıyoruz”
Konuşmaların ardından Gölcük Arama Kurtarma Derneği (GESOTİM)’e bağlı ekipler yemin ve sertifika töreni için sahneye çıktı. Tören öncesi bir konuşma yapan Gölcük Arama Kurtarma Derneği GESOTİM Başkan Necmi Kocaman, 26 yıl önce yaşadıklarının bir tiyatro değil gerçek olduğunu ifade ederek “17 Ağustos 1999’da, asrın afeti olarak adlandırılan depremde, elimizde ne bir levye ne bir çekiç vardı. Eğitimsizliğimiz ve hazırlıksızlığımız yüzünden çok canımızı kaybettik. O gün bize koşan tüm yardım ellerine borçlandık. İşte bu yüzden, 26 yıldır reklam için değil, insanlık adına bu borcu ödemek için çalışıyoruz. O günle bu gün arasında geçen 26 yıl bir sinema sahnesi değil, yaşadığımız büyük bir acıydı. Türkiye’nin üçte ikisi benzer afetlere maruz kalabilecek konumda. Bu nedenle halkın afet bilincine sahip olması çok önemli. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda insanlarımızı bilinçlendirmek için sürekli çalışıyoruz. GESOTİM olarak sorun yaratan değil, sorun çözen bir anlayışla hareket ediyoruz. İş birliği yaptığımız kurumlara her zaman destek oluyoruz. Her yıl yaklaşık 25 bin kişiye afet bilinci eğitimi veriyoruz. Türkiye genelinde, Marmara Bölgesi’nin ilk kadın arama kurtarma ekibini akredite eden kurum da biz olduk” dedi.
“Şu anda yaklaşık 2000 gönüllü arama-kurtarma insan gücümüz var”
Sözlerine devam eden Başkan Kocaman, “Deprem yalnızca tek tehdit değil; orman yangınları ve diğer afetlerde de halkımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Balıkesir’de meydana gelen depremde yıkılan binaya koştuğumuz gibi, bugün de yangınlara müdahale ediyoruz. AFAD’ın görevlendirmesiyle elimizden geldiğince hızlı ve organize şekilde olaylara müdahale ediyoruz.Gönüllü olmaktan gurur duyuyoruz. Bıkmadan, usanmadan her afette yardıma koşacağız. Afetlerin ne zaman olacağı belli olmaz; bu yüzden her zaman hazır olmak zorundayız. Şu anda yaklaşık 2000 gönüllü arama-kurtarma insan gücümüz var. Halkımızın da mutlaka sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapması gerektiğine inanıyoruz. Biz bu eğitimleri hiçbir ücret almadan veriyoruz. Çünkü borcumuzu ödemek bizim için çok önemli. Büyük afetlerde, insanlık adına yardıma koşmaya dün olduğu gibi yarın da devam edeceğiz.” dedi.
Yemin töreni gerçekleştirildi
Gölcük Arama Kurtarma Derneği GESOTİM Başkan Kocaman’ın konuşmasının ardından GESOTİM’de eğitim alan ekip Başkan Kocaman önderliğinde yemin yemin ederek sertifikalarını protokol mensuplarının elinden aldı. Programın ardından Protokol üyeleri Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşlarının stantlarını gezdi.
03.02’de deprem şehitleri bir kez daha anıldı
Anma töreni depremin gerçekleştiği saat olan 03.02’de deprem Şehitleri Anıtı’na çelenk sunumu ve dualarla sona erdi.
Haber: Serap DURUKAN