Tarih: 10.04.2023 11:53

ADD Gölcük Şubesi Başkanı Cemil Özbaş, ‘LAİKLİKTEN ASLA VAZGEÇİLMEZ’

Facebook Twitter Linked-in

ADD Gölcük Şubesi Başkanı Cemil Özbaş,

‘LAİKLİKTEN ASLA VAZGEÇİLMEZ’

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Gölcük Şube Başkanı Cemil Özbaş 10 Nisan Laiklik Günü nedeniyle yayınladığı basın açıklamasında “Laiklikten asla vazgeçilmez” dedi.

‘Laiklik Türkiye Cumhuriyeti Kubbesi’nin kilit taşıdır’

Özbaş açıklamasında, ‘Laiklik, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinin temel ilkesi, yüz yıldır altında güvenle yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Kubbesi’nin kilit taşıdır. Laiklik, sadece din ve vicdan özgürlüğü olarak tanımlanamaz. Aynı zamanda bireyin çağdaş bilimsel bilgi ile donatılması, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür yurttaş olarak yetiştirilmesidir. Uluslaşmanın, ulusal bağımsızlığın, birlikte yaşamanın, düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğünün, bilim ve sanatta üretkenlik ve yaratıcılığın, kültürel gelişimin, kadın erkek eşitliğinin, emeğin en yüce değer olduğu bilincinin, üretmenin ve hakça bölüşmenin, hukuk devletinin, dünya uluslar ailesinin onurlu üyesi olmanın, kısacası insan gibi yaşamanın temel güvencesi, demokrasinin olmazsa olmazıdır Laiklik.’

’10 Nisan 1928 Cumhuriyet tarihimizin en önemli günlerinden biri’

‘Laiklik, din ve devlet işlerinin değil, din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılmasıdır’ diyen ADD Gölcük Şubesi Başkanı Cemil Özbaş, açıklamalarının devamında, ‘10 Nisan 1928. Yaklaşık yüzyıldır emperyalizm ve işbirlikçilerinin unutturma çabalarını aralıksız sürdürdükleri Cumhuriyet tarihimizin en önemli günlerinden biri. Cumhuriyetimizin ve Aydınlanma Devrimlerinin en yaşamsal adımının atıldığı gün. 9 Nisan 1928 günü TBMM; Başbakan İsmet İnönü ve arkadaşlarının verdiği kanun teklifini oy birliği ile kabul ederek 1924 Anayasası’nın 4 maddesini değiştirdi. “Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslam’dır, Resmi Dili Türkçedir, başşehri Ankara’dır” diyen 2. maddesinden “Devletin dini, Din-i İslam’dır” tümcesi, 16. maddesindeki milletvekili yemini ile 38. maddesindeki Cumhurbaşkanı yemininden “Vallahi” sözcüğü ve 26. maddesinden de din işlerinin düzenlenmesini TBMM’nin görevleri arasında sayan cümle çıkartıldı. Bu yasanın 10 Nisan 1928 tarihli Resmi Gazete’de 1220 sayı ile yayınlanarak yürürlüğe girmesi sonucu artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiçbir iş ve işlemin din kuralları ile naslar ile görülemeyeceği yasalaşmış oldu. Nihayet 5 Şubat 1937’de atılan son bir adımla da Laiklik Anayasa’da ilke olarak yer aldı’ dedi.

‘Bindikleri dalı kesmeye çalıştıklarının farkında değiller’

Özbaş, ‘Büyük Atatürk ve Kemalist Devrimciler de kongreler sürecinde ortaya koydukları “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” hedefini, 23 Nisan 1920’de açtıkları Büyük Millet Meclisi ile hayata geçirmişler. “Hâkimiyet BilâKaydü Şart Milletindir” (Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur) tümcesini 1921 Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun 1. Maddesine yazıp Türkiye Büyük Millet Meclisi duvarına da silinmemek üzere asmışlardır. Yönetme güç ve yetkisini Ulusal İstenç’ten (Milli İrade’den) alan Kemalistler kurdukları Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile hem Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı zafere ulaştırarak vatanı kurtarmışlar, hem de göksel dayanaklı feodal düzeni yıkarak kuldan özgür yurttaş yaratmanın yolunu açmışlardır. Bu amaçla, zaferden hemen sonra 1 Kasım 1922’de saltanat ve 3 Mart 1924’de hilafet kaldırılarak Ulus Egemenlik kesinleştirilmiş, 10 Nisan 1928’de de devlet laikleştirilmiştir. Yıllardır ve günümüzde 10 Nisan Laiklik Günü’nü yok sayma çabası içinde olanların dini nasıl istismar ettiklerini her gün yeni bir örnekle izliyoruz. Bu aymazlar; meşruiyetlerinin kaynağını kurutmaya, bindikleri dalı kesmeye çalıştıklarının farkında değiller. Aldıkları kararları kutsal inançlara dayalı hale getirerek itirazsız bir biat toplumu ve tartışılamaz bir yönetim özlemi çekenlerin, laikliğe neden düşman oldukları ve demokrasiden ne anladıkları ortadadır’ ifadelerine yer verdi.

‘Yeniden Atatürk Cumhuriyeti” çağrımızı yineliyoruz’

‘Demokrasinin ve olmazsa olmazı laikliğin yaşamsal değerini öğrenmenin en pahalı, en acılı yolu teokratik bir diktanın sultasına düşmektir’ diyen Özbaş, son olarak, ‘Bunu görmek için uzaklara gitmeden bölgemizdeki birçok ülkeye bakmak yeterlidir. Unutulmamalıdır ki; coğrafyamızda “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine dayalı Laik Cumhuriyetimizi yaşatmadıkça, iç barışımızı korumak da, Türkiye’nin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü sürdürmek de olanaklı değildir. Bu nedenle bıkmadan, usanmadan “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti” çağrımızı yineliyoruz. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Türk Ulusu’nun 10 Nisan Laiklik Günü’nü kutluyor, bu vazgeçilmez ilkeyi sonsuza dek koruma ve savunma azim ve kararlılığımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyor, ülkemizi yöneten ve yönetmeye talip olan herkesi ve her kurumu Laikliğe sahip çıkmaya çağırmayı görev sayıyoruz’ diyerek açıklamalarını tamamladı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —