Tarih: 24.06.2019 13:00

Başkan Abanoz’dan Vasi ve Vasi Tayini hakkında önemli açıklama

Facebook Twitter Linked-in

Başkan Abanoz’dan Vasi ve Vasi Tayini hakkında önemli açıklama

+1 Fark ile Gölcük Down Sendromlular Derneği Başkanı Belgin Abanoz aile bilgilendirmelerine devam ediyor. Abanoz ailelerin kafasında soru işareti olan Vasi ve Vasi Tayini kararının ne demek olduğunu Av. Arzu Kulahcıoğlu Altıntoz aracılıyla aileleri bilgilendiriyor.

“Yeni doğan down sendromlu bireyin ve ailelerini hayatına dokunacağız”

Cafe çalışmalarının yanı sıra derneği kurma amacının hem Down Sendromlu bireylere iş imkanı sağlamak aynı zamanda da aileleri bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yapmak olduğunu ifade eden Belgin Abanoz, kuruldukları günden beri birçok amaca ulaşabildiklerini ve yepyeni projelere hazırlandıkları dile getirdi. Belgin Abanoz, bu tip bilgilendirmelerin her geçen gün artacağını belirterek, bu projelerin Sağlık Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı desteği ile her yeni doğan down sendromlu bireyin ve ailelerini hayatına dokunacağını ifade etti. Abanoz son olarak, “ Bizim görevimiz ailelerin yanında olmak ve ihtiyaç duydukları her anda ailelere yardımcı olacağız” dedi.

Down sendromlu bireylerin vesayet altına alınması:


Av. Arzu Külahcıoglu Altıntoz  aracılığla 18 yaşını doldurmuş down sendromlu çocukların vasi ve vasi tayini hakkında  önemli açıklamalar da bulundu. Abanoz  sosyal medya üzerinden paylaştığı bilgilendirme de şu açıklamalara yer verdi, “Down sendromu, bireylerde hafif veya orta seviye zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine sebep olduğu için, kendisi ve yakını aleyhine herhangi bir hukuki olumsuzluğa sebep olmamak için, velayetinin kendisine bakan sağlıklı bir yakını üzerine alınması önemlidir. Amaç her türlü istismarının önlenmesidir.

“Kısıtlı kişinin işlemlerini yapabilmesi için atanan yasal temsilci kişi, vasidir”

Down sendromlu bireylerin, yasal ehliyetlerini kullanırken ihtiyaç duyabilecekleri desteği alabilmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerden biri de vasilik makamıdır. Vasilik makamı ile, down sendromlu yetişkin bireylerin hakları ve mal varlığı, bir başkası tarafından onun yararına korunur ve zarara uğraması engellenir. Vasinin bir bakıma temsil görevi ifa ettiği söylenebilir. Vasi tayini, hukuk alemi içerisinde son derece önemli bir yere sahip bulunmaktadır. Vasi tayini konusunu anlamak için, ilk olarak, fiil ehliyetinin bilinmesi gerekir. Her insanın fiil ehliyetine sahip olmaktan (18 yaşını doldurmuş olmak, ayırt etme gücüne, yani davranışlarının hukuk alemindeki sonuçlarını anlamlandırma ve buna göre hareket etmek yeteneğine haiz olmak, kısıtlı olmamak) kaynaklı kendisine tanınmış olan çeşitli yetkileri bulunmaktadır. Çeşitli sebeplerden dolayı kendi işlerini sürekli olarak yerine getiremeyecek durumda olan ve bu sebeplerden dolayı koruma altına alınması gereken kişilerin korunmasını sağlamak amacıyla, birey kısıtlanabilir. Kısıtlama, Down sendromlu yetişkin bireylerin korunması için de kullanılabilecek bir hukuk düzenlemesidir. Kısıtlı kişinin işlemlerini yapabilmesi için atanan yasal temsilci kişi, vasidir.

Kısıtlanma işlemlerine ilişkin temel yasal düzenlemeler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 396 ve devamındaki maddelerde hüküm altına alınmıştır. Kısıtlama kararının alınması ve vasi tayini için görevli olan mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Sulh hukuk mahkemesi, vesayet işlerinde, bir kısım miras tereke işlerinde, kayyım atanması-kaldırılması, miras ortaklığına temsilci atanması, vasiyetnamenin açılıp okunması gibi talep ve davalara bakmakla yükümlü mahkemedir. Adliyelerde, tevzi bürolarına dilekçe ile başvuru yapılır. Dosya açılır ve bir dosya numarası verilir. Bundan sonra o numaradan işlemler takip edilir. Dilekçe verildikten sonra mahkeme, eğer sunulmuşsa kısıtlanacak kişiye ait sağlık raporunu inceler. Yeterli görürse, rapora da dayanmak suretiyle kısıtlama kararını verir ve vasi atar. Sağlık raporunu yeterli görmezse; kısıtlanacak kişinin ilgili sağlık kuruluşuna sevkini sağlayarak, gerekli muayene ve değerlendirmelerin yapılmasını, kısıtlanmasının gerekip gerekmeyeceğine, kısıtlanacak kişinin mahkemede dinlenmesi gerekip gerekmeyeceğine ilişkin düzenlenecek raporun mahkeme dosyasına gönderilmesini, yetkili resmi sağlık kuruluşundan ister. Gelen rapora göre; gerekiyorsa kısıtlama kararı vererek bir vasi görevlendirir. Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen ilgilinin yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur. Kısıtlama, iyi niyetli üçüncü kişileri ilandan önce etkilemez. Ancak, ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin kanuni koruma hükümleri saklıdır.

Belirtmek gerekir ki; Down sendromlu yetişkin kişi, kısıtlandığı zaman koruma altına girer. Koruma altına girmek demek, bütün hakları ve mal varlığıyla artık devletin koruması altında olması demektir.
Vasi olarak atanan kimse, vasilik yaptığı kısıtlının, kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür. Vasi tayin olunan kişi, vasilik görevinin gereklerini, Medeni Kanunumuzun 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Kanun koyucu, önemli gördüğü bazı hukuki işlemlerde vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinden izin alınmasını zorunlu görmüş, daha önemli görülen bazı işlemlerde ise vesayet makamının izninden sonra da denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesinden de izin alınmasını zorunlu görmüştür. Bu izinler alınmadan, kanunda sayılan önemli nitelikteki işlemler, vasi tarafından da yapılamaz. Bu nedenle, vasiler de kısıtlı için yapacak oldukları işlemlerde, belirtilen organlarca, kısıtlı yararına kontrol altındadırlar.
Gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur. Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır. Velayet altında bırakılmaları için anne ya da babanın vasi olarak görevlendirilmesi gereklidir. Böylelikle, her iki yılda bir vasilik için karar çıkarılmasına gerek kalmaz. Çünkü, anne veya babanın dışında bir yakını vasi olarak atandığı takdirde vasi, kural olarak iki yıl için atanır. Vesayet makamı, bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. Vasinin yönetim ve hesap tutma yükümlülüğü bulunmaktadır. Vasi, vesayet altındaki kişinin malvarlığını iyi bir yönetici gibi özenle yönetmek zorundadır. Vasi, yönetimle ilgili hesap tutmak ve vesayet makamının belirlediği tarihlerde ve her halde yılda bir defa hesabı onun incelemesine sunmakla yükümlüdür.
Nihayetinde, kısıtlama kararı verildikten sonra, kısıtlı kişinin, vasisinin izin ve onayı olmadan yapmış olduğu işlemler, artık geçersiz olacaktır. Bu nedenle, kısıtlama kararına dayanılarak işlemin geçersizliğine karar verilmesi, yapılan işleme ilişin davaya bakan mahkemeden, vasi veya varsa avukatı tarafından talep edilebilir” açıklamasında bulundu.

SONY DSC




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —