Tarih: 14.06.2020 12:01

BBP Gölcük İlçe Başkanı Şahin Akpınar SUÇ İŞLEMEK İÇİN MİLLETVEKİLİ OLUNMAZ

Facebook Twitter Linked-in

BBP Gölcük İlçe Başkanı Şahin Akpınar

SUÇ İŞLEMEK İÇİN MİLLETVEKİLİ OLUNMAZ

Büyük Birlik Partisi (BBP) Gölcük İlçe Başkanı Şahin Akpınar yaptığı haftalık basın açıklamasında ülke ve ilçe gündemi hakkında açıklamalarda bulundu. CHP’li Enis Berberoğlu’nun ile HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliğinin düşürülmesi hakkında açıklama yapan Akpınar “Seçimlere suç işleme imtiyazına sahip olmak için girilmez. Suç işlemek için milletvekili olunmaz” dedi.

Şenay Aybüke YALÇIN’a Allah’tan rahmet diledi

Başkan Akpınar sözlerine başlamadan önce, “Van’ın Çatak ilçesinde işçileri taşıyan araca yönelik bombalı saldırıda hayatını kaybeden iki işçi ile Batman’ın Kozluk ilçesinde 9 Haziran 2017’de PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit düşen 22 yaşındaki Şenay Aybüke YALÇIN’a Allah’tan rahmet diledi. Akpınar, aynı saldırıda yaralı olan işçileri de unutmayarak, teröre karşı kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerini de andı.

Akpınar, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin, “Onlar şu anda teröristtir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm mahkeme süreçleri, bunların terörist olduğu kararını vermiştir.” dedi.

“Seçimlere suç işleme imtiyazına sahip olmak için girilmez”

CHP’li Enis Berberoğlu’nun ile HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliğinin düşürülmesi tartışmalarını hatırlatan Akpınar, “Yapılanın, hukuki prosedürün tamamlanması olduğunu söyledi. Seçilmiş olmanın, suçluları masum, işlenen suçları mazur hale getirmeyeceğini dile getiren Akpınar, “Seçimlere suç işleme imtiyazına sahip olmak için girilmez. Suç işlemek için milletvekili olunmaz. Dünyanın hemen her ülkesinin, bir şekilde terörle ya karşı karşıya geldi ya da terör karşısında bir noktada konumlanmak zorunda kaldı. İspanya’nın ETA karşısındaki durumu. Batasuna ve Herri Batasuna davaları, Venedik Kriterleri ortada. Bütün bunları bile bile halen PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP’yi normal bir siyasi parti olarak görüp açık tutmak, eylemlerini meşru görmek ya da meşru göstermeye çalışmak demokrasiyle asla bağdaşmaz.” dedi.

“Bizim için utanç vesikasıdır”

Akpınar, göreve başlama şartı olarak “Devletin varlığı, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağı” üzerine namusu ve şerefi üzerine yemin edip, 15 yaşındaki Eren BÜLBÜL’ün katillerine saygı duruşunda bulunan veya terör örgütüne katılımların, “doğal süreç” olduğunu ifade edebilenlerin, Cumhuriyeti kuran TBMM’nin çatısı altında bugüne dek bulunabilmelerinin bile kendileri için utanç vesikası olduğunu vurguladı. HDP’nin, dün yürüyüş başlatacağını ilan ettiğini hatırlatan Akpınar, şöyle devam etti: “Bu bile tek başına, ‘suçu ve suçluyu övme’, ‘suçun niteliklerini bütünüyle kabul etme’nin onayı olarak, bizce odak olmanın şartlarını yerine getirmektedir. Yani biri terör örgütü PKK’ya üyelikten biri 9, diğeri 6 yılın üstünde ceza alan teröristler için, eskiden milletvekili ama şu anda teröristler için bir yürüyüş gerçekleştiriyorsanız o zaman bu sizin teröristlere sahip çıktığınızın çok açık ve net göstergedir. Çünkü onlar şu anda teröristtir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm mahkeme süreçleri, bunların terörist olduğu kararını vermiştir ve mahkumiyet kararı alınmıştır. Yürüyüşün, ismiyle, sebebiyle, ifade edilen gerekçesiyle, şekliyle, zamanlamasıyla, provokasyon, suç ve büyük bir yanlış olduğunu düşünüyor, güvenlik güçleri ve yargının bu konuyla ilgili de görevlerini yerine getirmesini bekliyoruz. Sadece bu iki kişiye ve işledikleri suça karşı tutumları bile HDP’nin hangi konumda olduğunu belirlemeye yeterli olduğunu düşünüyoruz.”

Ayasofya Camisi’nin tekrar ibadete açılması tartışmaları

Akpınar, BBP olarak Ayasofya’nın cami olarak hizmet vermesi, en azından bayram namazları başta olmak üzere belli namazların orada kılınması için 8 Ağustos 2010’da İstanbul Valiliği ve Bölge İdare Mahkemesine başvuruda bulunduklarını hatırlattı. Aldıkları ret kararlarına rağmen bu işten vazgeçmediklerini dile getiren Akpınar, “Ayasofya fethin sembolü ve kılıç hakkıdır. Bize göre Ayasofya’yı ibadete açmak, fethin bir gereği ve emanete sahip çıkmanın ötesinde bir egemenlik ve bağımsızlık meselesidir. Ayasofya, Fatih’in vasiyetine riayet ederek ibadete açılması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda halkımızdan ya da akademisyenlerimizden farklı görüşler de ifade edilebilir. Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla ilgili farklı görüşte olanların endişelerini giderecek bir çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Bunun dışında Ayasofya’yla ilgili dışarıdan gelecek, saygı, edep ve egemenlik haklarımıza saldırı niteliği taşıyan tehdit ya da telkinlerin yalnızca süreci hızlandıracağını, hızlandırması gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —