BİR İLİŞKİN OLMALI
Bugün sözlerime Fransız filozof Blaise Pascal ile başlamak istedim. Çünkü insanın mutlu olması oldukça önemli bir konu. Matematikçi filozof derki, “İnsanın mutsuz olmasının tek nedeni, odasında sessizce ve huzur içinde oturmasını bilmemesi.” Blaise Pascal. Bu sözün öncesi ya da sonrası var mı araştırırken aynı anlam da benzer ifadeleri söyleyen Zygmunt Bauman’e rastladım. O da derki, Mutsuzluğun tek nedeni, insanın odasında sessizce nasıl oturacağını bilememesidir.” Zygmunt Bauman, İnsanlar odasında fiziksel olarak dinleniyor olabilirler de önemli olan zihinsel sakinliği oluşturabilmektir. Bu sakinliği yakalayınca mutsuzluk nedenlerinden en önemli olanını bitirmiş olur insan. Bu belki de diğerlerinin de bitme sebebi olabiliyordur. Zihinsel sessizlik kolay olmasa da üstesinden gelebiliriz. Kanada’da yapılan bir araştırmaya göre gün içinde ortalama bir insanın zihninden altı bin düşünce geçiyormuş. Bunların birçoğunu hatırlamıyoruz bile. Sadece ilgi alanımıza girenlerdir aklımızda kalanlar. Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama zihinsel sakinlik bana göre kendimizle alakalı bir durumdur. Hiç başkalarını sorumlu tutmamıza gerek yok çünkü bizler seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz. Bir ilişki kurmalısınız. Evet, bir ilişkiniz olmalı ama önce kendinizle. Kendinle güzel ilişkiler kurabiliyorsan kendini üzmüyor, başkalarına gösterdiğin saygıyı kendine de gösteriyorsan, kendine ihtiyacın olan ortamı hazırlıyorsan, sevdiğin ya da sevmediklerine göre seçimler yapıyorsan, “Ay ‘kendim’ kırılır öyle yapamam.” diyerek kendini kırmazsan, ve seçimlerini bu doğrultuda kullanırsan, sanırım geveze zihnin seninle uğraşacak bir konu bulamayacaktır. Aksi takdirde kendini ikinci plana atar hep karşındaki kişiyi öncelikli tutarsan, odanda yalnız kaldığında sessizce ve huzurla olamayacaksın. Çünkü kendin o sessizliğe erişince içten içe düşündüklerin seni yalnız bırakmayacaktır. Üzüldüklerin, beklentilerin, bekleyip göremediklerin, isteyip duyamadıkların, olamadıkların her neyse seni kendinle huzur içinde sessizce bırakmayacaklardır ki bu da mutlu olmanı engelleyecektir. Bu yüzden bir ilişkin olmalı. Başkalarıyla ilişkimizde, sorunlar yaşıyor olabiliriz. Kızabilir, kırılabilir, küsebilir hatta hiiiç barışmayabiliriz de ancak kendimizle bu mümkün değil. Hem de hiç değil. Eksiğiyle fazlasıyla, eğrisiyle doğrusuyla her şey senindir. Bu nedenle “ Bana en iyi dost “ben”imdir.” düşüncesiyle kendine dikkat ediyor ve kendinle dost olmayı başarıyorsan, kendini seviyorsan, sınırlarını ve alışkanlıklarını, hayat amacını biliyorsan, kendine özen gösteriyorsan, yaralarını sarıyorsan, en önemlisi abartmadan, egonu yükseltmeden, bencillikten kaynaklanan sebepler oluşturmadan, başkalarını küçümsemeden hayatın sana göstereceklerini sevgiyle kabul edebiliyorsan, ve yine seçimlerini bilinçli yapıyorsan geveze zihninin seni çokta fazla meşgul edeceğini düşünmüyorum.Kendine dikkat ediyorsan, yaşamın ile ilgili düşünebiliyorsan, mutsuzluk ve mutluluğun da senim için de geçerli olduğuna hazırsan, bununla baş edebiliyorsan, kendin için dertleniyor üzülüyorsan, duygularına ve isteklerine saygı duyuyorsan, sağlığına dikkat ediyorsan, kaygılanmadan, hayatın akışında,tehlikelere kapılmadan, sakince yolunu çizebiliyor ve sendeki gücü fark edebiliyorsan neden ,kendin için kendine dostların en iyisi sen olmayasın? Kendinle iyi bir ilişki çevrendekilerle olan ilişkini düzenler. Bir kerede buradan bak istersen. O zaman Blaise Pascal’ın dediği gibi kendinle, odanda eline kahveni alıp olmak istediğin yerde sessiz ve huzur içinde oturmaya başlamalısın. Kahvenin sizde yarattığı o güzel duygularla, kendinle bir ilişkin olmalı…
Sevgiyle kalın… (aysuazak@hotmail.com)
