Tarih: 09.07.2018 14:19

Bu onur Türk Bahriyesi ve Gölcük Tersanesi’nin

Facebook Twitter Linked-in

Bu onur Türk Bahriyesi ve Gölcük Tersanesi’nin

Bugünlerde, aslında medyanın manşetlerinde olması gereken ve aralarında “güzel gelişmelerin” de bulunduğu birçok konu, başta Cumhurbaşkanlığı ve siyaset olmak üzere baş döndürücü gündeme kurban gidiyor. Benim bugünkü konum, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin dün yaptığı sevindirici açıklama. Pakistan Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan dört korvetin, (bizim MİL-GEM, yani geniş açılımıyla Milli Gemi Projesi dahlinde yaptığımız radarla kolay yakalanmayan modern savaş gemilerinden) ihalesi ile ilgili yaptığı açıklamadan yeterince bilginiz oldu mu? Bakanın açıklamasına göre Türkiye’ye yaklaşık 5 milyar dolar kazandıracak olan bu gemilerin ikisini Türk mühendis ve işçilerinin emeği ile Türkiye’de, ikisi de Pakistan’ın Karaçi Kenti’ndeki tersanede inşa edeceğiz. Bu konuda anlaşmalar da imzalandı.

BU ONUR TÜR BAHRİYESİ VE GÖLCÜK TERSANESİ’NİN

Bu açıklamayı duyar duymaz, hafızamda Türk Donanması ve Gölcük Tersanesi canlandı. Yetmişli yılların başında Gölcük Tersanesi’nde önce Denizcilik Bankası’na ait Deniz Nakliyat A.Ş. adına orta çapta kuru yük gemileri, sonraları askeri amaçlı küçük çaplı LCT tipi çıkarma gemileri, hücumbotlar. Sonra, bize sürekli eski çürük gemilerini (çok afedersiniz) kakalayan ABD’nin engellemelerine rağmen Türk-Alman işbirliği ile yaptığımız fırkateynler, Ay sınıfı denizaltılar bunları izledi.   Üç tarafı denizle çevrili ülkemiz için bu tersane o kadar önemliydi ki, sivil taşımacılık için yapılan bir yağ veya kuru yük gemisi, birkaç tane askeri çıkarma gemisinin denize indirilme törenlerine bile mutlaka Cumhurbaşkanları, başbakanlar, Bakanlar ve o dönemin tüm ülke yönetimi katılırdı.  Bugün bile bu tür modern savaş gemisi ve denizaltıları inşa edebilen, mühendisiyle, deneyimli işçisiyle, eğitimiyle ve tezgâhlarıyla dünyanın sayılı tersaneleri arasında gönderilen Gölcük Tersanesi’nin gelmiş geçmiş tüm komutanları, mühendisleri, emeklisi ve halen çalışanı tüm işçileri ne kadar gururlansa, öğünse azdır. Diyeceksiniz ki, “bu gemilerin inşaatı Gölcük Tersanesi’nde yapılmayacak” Hiç önemli değil. O gemileri hem kendimize, hem başka ülkeler adına inşa etme düzeyine gelmişsek, bunun en büyük onuru Türk Bahriyesi ve Gölcük Tersanesi ile bahriyeli mühendislerindir. Tüm bu deneyimler ve cesaret Gölcük Tersanesi’nde kazanılmıştır.

MUAVENET OLAYINI DA HATIRLAMAK LAZIM

Aslında bu konu o kadar derin ki, MİL-GEM korvetlerini bizim inşa etmemizi önlemek için ABD yapmadığını bırakmadı. Çünkü belirli bir zaman dilimi içinde sırf biz bu gemileri inşa ettiğimiz için, hem gemi hem silah sistemi ve yedek parça kaybından ABD Savunma Sanayii’nin tahmin ettiklerinizden de çok büyük zararı oldu ve olacak. Hem de yüz milyarlarca dolarla ifade edilecek zararlar. “Yapmadığını bırakmadı” dememizin bir sebebi de; şu Muavenet gemimizin vurulması olayı. Sırf gelişen ve bölgenin hakimi olan Türk Donanmasının önünü kesmek için kumpaslarla önce cezaevlerine gönderilen, sonra “pardon onlar vatansevermiş” denildikten sonra şimdi kenarda torun bakmak zorunda bırakılan eski kurt amirallere bir sorun bakalım şu Muavenet vurulma olayını.

ÖZDEN ÖRNEK’İN MÜTHİŞ MÜCADELESİ

Bu arada MİL-GEM Projesi’nde çok büyük emeği, savaşları olan, hatta sırf bu yüzden FETÖ kumpası ile tutuklandığı görüşü hakim olan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İzmitli hemşerimiz merhum Özden Örnek’i de anmak lazım. Hatta bir gemiye de onun adı öyle yakışır ki? Bakın tüm engellemelere rağmen hayata geçirdiğimiz şu MİL-GEM Projesi benim aklıma bir örnek daha getirdi. HALA YERLİ OTOMOBİL YAPAMADIK Siz de aklınıza şu yerli otomobil olayını getirin. Hala çırpınıyoruz bir otomobil markası üretmek, kendi milli aracımıza binmek ve komşu ülkelere satmak için.  Biliyorsunuz değil mi; “Siz otomobil fabrikası kurmaktan vazgeçin, biz size otomobil veririz” dediler. Verdiler de, Türkiye dünyanın otomotiv çöplüğüne döndü. Ne yazık ki hala biz yerli otomobilimizi üreteceğiz. Bu arada şunu da hatırlatalım. Şu MİL-GEM Projesinin hayata geçirilmesi o kadar da yeni değil. Bildiğim kadarıyla 2000’li yıllardan önce planlandı, tartışıldı, artısı eksisi konuşuldu. Bir yanda ekonomik krizler, bir yanda ABD’nin yapmayın yapamazsınız baskıları. Sürekli ötelendi.

DÜNYA SAVAŞ SANAYİİ MERAKTAN ÇATLADI

2004 yılında da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki, savaş gemisi ve silah sistemleri dizaynında parmakla gösterilen asker mühendislerimiz çalışmalarını bitirdi. Büyük bir iddia ve gururla “MİL-GEM’in il gemileri için inşaata hazırız” tekmili verildi.  Hemen kollar sıvandı, büyük bir heyecanla ve gizlilik içinde inşaat başladı.  Tüm dünya savaş sanayiinin ileri gelen ülke tersaneleri, mühendisleri merak içindeydi. “Nasıl bir şey ortaya çıkacak” diye adeta meraktan çatlıyorlardı. 27 Eylül 2008 tarihinde de Preveze Deniz Zaferi’nin 470’inci yıldönümünde MİL-GEM projesinin ilk gemisi olan TCG Heybeliada törenle denize indirildi. Daha sonra TCG Büyükada Donanmadaki yerini aldı. Bunları 2016’da teslim TCG Burgazada ve geçtiğimiz yıl bitirilen dördüncü gemi TCG Kınalıada izledi. Geç kalınmış olsa da şimdi Pakistan’a yapıyoruz. Yarın kim bilir nerelere. Biliyorsunuz değil mi, ben de “Donanma Kenti” Gölcüklüyüm. Onun için bir kat daha gururluyum..

Bu değerli haber Türk Basınının duayenlerinden Mustafa Bağdiken’e aittir. Gazetemizde kendisinden alınan izin üzerine yayınlanmıştır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —