Tarih: 22.09.2022 08:48

ÇANAKLARLA TERAPİ

Facebook Twitter Linked-in

ÇANAKLARLA TERAPİ

Bu da neymiş, böyle şey olur mu, demeyin. Evet! Çanakların sesiyle de terapi oluyor. Ancak bu çanakların özellikleri var.

Bugün çoğunuzun bilmediğini düşündüğüm, benimde yakın zamanda öğrendiğim farklı bir konuya değinmek istedim.

Tibet Çanakları ile Ses Terapisi.

Tibet çanaklarından çıkan seslerden ihtiyacımıza göre yararlanıyoruz.

Bugünkü konuğum tam da bu konunun uzmanı ICF profesyonel koç ve aynı zamanda Tibet Çanakları ile Ses Terapisti olan Sevgili Selcan Görmüş.

Adına Tibet ‘şarkı kâseleri’ denilen, ‘ Tibet çanı ’ olarak da anılan, bugün bizim ‘Tibet çanakları’ olarak ifade edeceğimiz ses terapisini öğrendiğimde gördüm ki ‘sakinleştirici’ sesleri ile tanınıyormuş.

Sadece bu mu?   Hayır.

Ancak benim en çok dikkatimi çeken ders çalışma ile ilgili bölümü oldu. Öğrenci ile ilgili olan her şey benim önceliğimdir. Buradan yola çıkarak konuğum olma isteğimi kabul ettiği için kendilerine gönülden teşekkürlerimi sunarım.

Aysu — Merhaba, hoş geldiniz, sohbet tadında bu röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkür ederiz. Kendinizi tanıtır mısınız, kimdir Selcan Görmüş?

Selcan Öncelikle bu platformda söz hakkı verdiğiniz ve yapmış olduğunuz özenli araştırmanız için ben teşekkür ederim.

Sorunuza gelecek olursam; ben Selcan Görmüş. Sakarya Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunuyum. Aynı zamanda Psikoloji 2. Sınıf öğrencisiyim.

Kariyerimin ilk yıllarında; özel bir eğitim kurumunda 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerine “Rehber Öğretmenlik” yaparak, 3 sene boyunca öğrenci-veli- sınav sistemi üçlüsünün uyumlu çalışabilmesi için gerek bireysel görüşmeler gerekse seminerler üzerine uzmanlaştım.

Yedi yılı aşkın sürede çeşitli kurumsal firmalarda “İnsan Kaynakları ve Eğitim Uzmanı” olarak görev aldım. Çalıştığım süre boyunca tüm insan kaynakları süreçlerini gerçekleştirdim.

Toplumdan aldığımı topluma verme inancını besleyip büyüttüğüm için 4 yılı aşkın bir süre bazı dernek ve sivil toplum kuruluşlarında gençlere “Liderlik ve Motivasyon” eğitimleri vererek mentörlük yaptım, çeşitli destek projelerinde aktif görev aldım.

İletişim, Beden Dili, Zaman Yönetimi, Takım Çalışması, Problem Çözme Teknikleri, Öfke ve Stres Kontrolü, Müşteri Memnuniyeti, Sunum Teknikleri konularında sayısız eğitimler vererek ve hâlâ bu başlıklardaki eğitimleri vermeye devam etmekteyim.

Eğitimler verirken eğitimin sürekliliğine inandım ve bazı konularda hep daha fazlası olabileceğini savundum. Bu sebeple 2009 yılından itibaren;

*NLP Practitioner ve Master Practitioner eğitimlerini alarak “NLP Uzmanı”,

*2010 yılında Bireysel Danışmanlık ve Koçluk eğitimini “Yaşam Koçu”,

*2011 yılında Tibet Çanaklarıyla Ses Terapisi eğitimini alarak “Ses Terapsti”,

*2011-2014 yılları arasında Astroloji eğitimini alarak “Astrolog” ve

*2013-2014 yılları arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezinden Aile Danışmanlığı eğitimlerini alarak “Aile Danışmanı” unvanlarında yetkinlik ve uzmanlık kazandım.

*2019-2020 yılları arasında  Landmark Forum,  Landmark Advence İleri Düzey ve Seminer programlarını  tamamlayarak yaşam dizaynı oluşturma, kendini gerçekleştirme ve farkındalık yaratma mentörlüğü konularında bütünlük sağladım ve son olarak;

*2021 yılında Koçluk Merkezinden Kuantum- Temel/Öğrenci/İş/Yaşam Koçluğu Eğitimlerini alarak vermiş olduğu danışmanlık ve koçluklar için ICF’den ACTP onaylı “Professional Certified Coach (PCC)” ünvanını aldım.

Tüm bu birikimlerin içerisinde Tibet Çanaklarının bende ayrı bir var. İlk olarak seslerin tınısına aşık oldum. Sistemin felsefesi ve bütünselliği beni o kadar etkilemişti ki; içerisinde var olmak için can attım. Çünkü ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlayan onca öğreti içinde, uygulama sonucunu gözle görülür kılan  ve o bütünlüğü sağlayan ender uygulamalardan bir tanesiydi. Uygulamaları yaptıkça ve olumlu sonuçlarını aldıkça diğer yetkinliklerimle birleştirmeye ve mucizevi sonuçlar almaya başlamıştım. Ses frekanslarının sihirli bir etkisi vardı bana göre. Anlatımı çok kısa olmasa da benim yolcuğum bu şekilde devam ediyor.

Aysu — Tibet çanaklarının özelliklerine geçmeden önce sesten konuşmak isterim. Yaradan bizleri belli sesleri duyabilecek şekilde yarattı. Öyle olmasaydı karıncaların ayak seslerinden sanırım birbirimizi duyamazdık.

Bunun gibi duyamadığımız ama titreşimlerini zaman zaman hissettiğimiz ya da hiç hissetmediğimiz sesler var mı? Sesin yaşantımızdaki yeri nedir, kısaca bahseder misiniz?

Selcan Elbette yaradılışımız gereği belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabiliyoruz. Ancak duymasak da bazı frekans aralıklarındaki seslerin etkilerini de alabiliyoruz. Örnek vermek gerekirse; kalabalık bir şehrin sesini düşünmenizi istiyorum. Dışarıdan gelen korna sesleri, bağrışmalar, inşaat gürültüsü, insanların sesleri hatta kavga seslerini düşünün. Ve şimdi ne hissediyorsunuz? Ruhunuz ne hissediyor? Bedeniniz neler hissediyor? Nabzınızda değişiklik oldu mu? Sıkışmışlık duygusu geldi mi?

Şimdi o düşünceyi olduğumuz yerde bırakıp güney sahillerinde bir yürüyüşe çıkın benimle. Dalgaların kayalara çarparken çıkardığı sesleri duyun. Hatta suların yüzünüze çarparken oksijenin ve ferahlığın sizi ne kadar rahatlattığını fark edin. Kuş sürüsü mü o üstümüzden geçen? Nasılda cıvıldaşarak geçiyorlar. Esen meltem ağaç yapraklarını ne de güzel titretiyor. Rüzgarın sesine bırakın kendinizi….

Güney sahillerinin hissi nasıldı? Hangi duyguları tetikledi? Bedeninizde nabzınızda nasıl değişiklikler oldu?

İşte ses frekanslarıyla zihnimiz, bedenimiz ve DNA’mız şifalanarak dengelenebilmektedir.

Aysu — Ah!  Sahilde yürüme fikri beni çok heyecanlandırdı. Nabzımı bilmem ama kalbimin attığını söyleyebilirim. Gözlerimi kapatarak sahile gittiğimi düşledim.  Yürürken dalgaların sesi, güneşin saran sıcaklığı ve kanat çırparak öten kuşların sesinden hiç ayrılıp buraya gelmek istemedim. Denizden gelen meltem rüzgârıyla izin verin ben burada kalayım. (aysuazak@hotmail.com)

( Haftaya kaldığımız yerden devam etmek dileğiyle…)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —